Derya ULUBATLI
İpek İkinci 30 yaşında genç bir müzisyen. Gerek müzik öğretmeni kimliğiyle yeni müzisyenler yetiştiren, gerek sesi ve enstrümanlarıyla performans alanında çalışmalar üreten İkinci, bu ülkede sanatla ilgilenen birçok genç gibi kendisinin de ana geçim kaynağı olarak özel sektöre bağımlı olduğunu söylerken, çoğunu gönüllü olarak yürüttüğü sanat projeleriyle müziği de hayatında tutmaya devam ediyor.
“Müziğe olan ilgim çocukluktan”
Çocukluğundan beri müziğe ilgisi olduğunu söyleyen İkinci, “Dedem zamanında Gönyeli’de düğünlerde çalan bir müzisyendi, ben de çocukluğumdan beri müziğe ilgiliydim. Bu ilgiyi mesleğe dönüştürmek adına 2002 yılında Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne girdim” diyor. Buradan mezun olduktan sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Müzik öğretmenliği okuyan İkinci üniversitedeki bölüm seçimini, “Aslında müzik öğretmeni değil müzisyen olmak istiyordum, fakat bu ülkede sanattan para kazanmak çoğunlukla öğretmenlik üzerinden yapıldığı için öğretmenlik okudum” şeklinde anlatıyor.
“Sanat meslek değil, hobi olarak görülüyor”
Şu an özel sektörde çalışan İkinci, aynı zamanda Gönyeli Belediyesi Sosyal Aktivite Merkezi’nde viyolonsel ve piyano dersleri veriyor. Özel derslerin geçimini sağlamak için yeterli olmadığını belirten İkinci, okuduğu meslek üzerinden geçimini sağlayamıyor olmaktan üzüntü duyduğunu ama yine de bir şekilde müziğin içinde olmak adına çaba gösterdiğini söylüyor.
“Onlarca mezun verip yılda bir münhal açan devlet yüzünden bir şekilde özel sektörde çalışmak zorundayız. Eşim de resim bölümü mezunu ama kendi mesleğini yapamıyor” diyerek öğretmenlik okumanın da artık sanat alanında iş bulmak konusunda yetersiz kaldığını belirten İkinci, sanatın toplumumuzda gerçek bir meslek olarak değil, hobi olarak lanse edildiğini ve bu alanı meslek olarak seçen ya da ileride seçmeyi düşünen insanları da gelecek kaygısına sürüklediğini ifade ediyor.
“Müziğin içinde olmak bana huzur veriyor”
Müzikle olan bağlarını çoğunlukla gönüllü yollarla ve bireysel bir çabayla sürdüren İkinci, “müziğin içinde olmak bana huzur veriyor, o yüzden bir şekilde müzikle iç içe kalmak istiyorum” diyor. Öte yandan kendi çektiği amatör müzik videolarını sosyal medya üzerinden de paylaşan İkinci, bu paylaşımları müzisyen olarak mesleki motivasyonunu korumak ve müzisyen kimliğini görünür kılmak için yaptığını, bunların bir şekilde izlenip taktir görmesinin kendisini mutlu ettiğini söylüyor.
“Ortak şarkılarla, ortak bir gelecek…”
2019 yılından beri Kıbrıs Havaları Derneği’nin iki toplumlu korosunda şarkılar söyleyen İkinci, birlikte şarkılar söylemenin, ortak bir dile ulaşmak için çok önemli bir adım olduğuna inandığını söyledi. Koroya grime sürecini “İki toplumlu koroya girmek benim için sadece bir müzisyen olarak değil, bu adada barışın özlemiyle büyümüş bir genç olarak da çok önemliydi” şeklinde anlatan İkinci, müziğin birleştirici yönünün etkisine inandığını, adada ortak bir gelecek kurmak için kendi adıma bu şekilde katkı koyduğunu ve bunun kendisine iyi hissettirdiğini söylüyor.
“Barışı ve birbirimiz sevmeyi sanat öğretecek”
Sanatın birbirimizi sevmeyi ve çevremizdekilere karşı duyarlı olmayı öğrettiğini söyleyen İkinci, “Bu dünyada birbirimizi sevmeyi ve barış içinde yaşamayı öğrenmek için sanata ihtiyacımız var” dedi. Öte yandan İkinci, sanatın erken yaşlardan itibaren her bireyin hayatına bir şekilde girmesi gerektiğinin de altını çizdi; “Toplumun sanata vereceği değer ancak çocuklarımızı erken yaşlardan itibaren sanata yönlendirmekle artırılabilir.”
İkinci, “sanata gönül vermis gençlerin adada kalmasını istiyorsak, toplum olarak sanata bakışımızı değiştirmeliyiz” diyerek bu algının bireysel değil, toplumsal bir çabayla değişeceğini ifade etti. İster aktif bir sanat üreticisi, ister iyi bir sanat izleyicisi/dinleyicisi olsun, her bireyi sanatla tanıştırmanın gerekliliğinden bahseden İkinci, toplumda sanatın sadece hobi olarak görülmekten çıkarılıp gerçek bir meslek olarak değer görmesi yolundaki değişimin ancak bu şekilde başlatılabileceğine inanıyor.