Başbakan Tufan Erhürman, milletvekili ve bakanların maaşlarına yansıyan artışın, hayat pahalılığının tüm maaşlara yansımasından kaynaklı bir artış olduğunu açıkladı.
Erhürman, bir sonraki dönemde hayat pahalılığı maaşlara yansırken daha az yansımasının mali çalışmasının da şu an Maliye Bakanlığı’nda yürütüldüğünü açıkladı.
Başbakan Erhürman’ın açıklaması şöyle:
“Milletvekilleri ve bakanların maaşlarında belli bir artış söz konusu… Bu sanki Bakanlar Kurulu bir karar almış da artış vermiş gibi tartışılıyor. Hayat pahalılığının tüm maaşlara yansımasına ilişkin yasalarda bir takım düzenlemeler var, o düzenlemede yansıma yapıldı. Benim haberim bile yoktu… Sabahleyin Maliye Bakanı ile görüştüm. Bir sonraki dönemde hayat pahalılığı maaşlara yansırken daha az yansımasının mali çalışması şu an Maliye Bakanlığı’nda yürütülüyor. Biz maaşlarımızdaki artışla ilgili ne yapmayı düşünüyoruz şeklinde soranlar, ‘hayır kurumlarına bağışlayın’ diye yorumlayanlar var, bunu da görüşeceğiz. Bu konuda gerekeni yaparız. Ama şu kısır tartışma modeli bizi bir adım bile ileri götürmüyor. Her yıl bir önceki dönem gazetelerinde aynı tartışmaları bulmak mümkün. Bunlar Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan işler değil, bunlar yasada olan ve normal şartlarda yansıtılması gereken şeylerdir. Bundan sonra böyle olmasın diye Maliye bakanlığında teknik bir çalışma yürütülüyor, sonucunu garanti edemem. Ama bu çalışma şu anda yürütülüyor. İçeride tüm bu konuları konuştuk.”
Başbakan’dan ‘SONUÇ ODAKLI MASA’ vurgusu…
Başbakan Erhürman soru üzerine Kıbrıs konusunda da açıklamalarda bulundu.
Erhürman’ın açıklamaları şöyle:
“Zihniyet değişimi kelimesi çok doğru olmayabilir ama bu yaklaşımın değişmesi gerekli. Anastasiadis, sanki ortada her şey normalmiş de Akıncı onunla bir kahve içmek için bile bir vakit ayırmıyormuş gibi bir hava yaratmaktan vazgeçmeli. Böyle bir görüşme tabi ki yapılabilir. Cumhurbaşkanı, geçmişte olduğu gibi şimdi de bu tarz görüşmelere hazırdır ve hazır olmaya devam eder. Hepimizin ortak derdinin ‘masaya oturalım da görüşürmüş gibi yapalım’ değil de ‘masaya oturalım ve bu işi çözelim bilinciyle Anastasiadis’in masaya gidilecekse, o masanın anlamlı ve gerçekten sonuç odaklı bir masa olması gerektiğini kavraması gerekiyor. Bunu ön şart olarak ortaya koymuyorum ama buna ilişkin işaretleri de vermesinde fayda var. Aksi takdirde o masaya gidilir, o kahve içilir, o yemek yenir ama bir anlamı olmaz.”