Başbakan Üstel’in Teknecik Elektrik Santralı’ndaki tartışmalarında El-Sen Başkanı Tuğcu’ya söyledikleri bir Başbakan’ın hiç amma hiç söylememesi gereken sözler ve tarz… Ne demek “Senin DE ipini çekerim”?!... Olay yerinde bulunan polislere de “Alın bunu içeri” diye talimat vermek de demek?!
Olay yerinde fiziki bir saldırı olmadığı görüntülerden de belli; olsa idi, örneğin El-Sen Başkanı Başbakan’a fiziki saldırıda bulunsa idi, darp etmiş olsa idi, darp etmeye kalkışmış olsa idi, o polisler orada aval aval bakacak mıydı?! Polisler olayı izlediği ve kıpırdamadığı için Başbakan Üstel öfkesine yenik düşerek “Alın bunu içeri” demek ihtiyacı hissetti. Aldılar, üç saat kadar karakolda misafir ettiler ve sonrasında Tuğcu’yu salıverdiler… O da olay mahalline yeniden döndü, basın açıklamalarını yaptı… Yani Başbakanı darp eden kişi, üç saat sonra salıverilir ve olay yerine dönmesine göz mü yumulur?! Belli ki bir darp olayı olmadığı gibi, fiziki bir temas da olmamıştır. Başbakan “Alın bunu içeri” deyince, polis de çaresiz, alıp götürdü sendika başkanını; olay yeri sakinleyince de salıverdi… Darp iddiasını ortaya atanlar basbayağı yalan bir iddiayı kamuoyunu yanıltmak için ortaya atmışlardır…
Ama ve amma… Yenilir yutulur gibi değildi Başbakan Üstel’in “Senin DE ipini çekeceğim” demesi… “Senin ipini çekeceğim dese idi bile sorundu; sözlerine “DE” eklemesi bayağı bir sorun… Önce, şurasını kaydedelim, demek ki Başbakan Üstel’in istikrarlı olarak ipini çektikleri var, istikrarı devam ettirmek için de bir şekilde sıraya El-Sen Başkanı Tuğcu’yu koymuş… Şaka gibi… Peki, kimlerin ipini çekmiş ki Başbakan Üstel?! Kendisine sorulsa sıralar herhalde… Faiz Sucuoğlu… Kutlu Evren… Olgun Amcaoğlu… Ali Pilli… Yasemin Öztürk… Ziya Öztürkler… Alişan Şan… İzlem Gürçağ… Bunların bazılarının kurultayda Üstel’i destekleyeceğini söylediğine bakmayınız, arazide öyle değiller… Bir de Cumhurbaşkanı (CB) Tatar’ın ipini çekmeye çalışmakta; CB seçimlerinde kendisi aday olmak istiyor…
Onun için El-Sen Başkanı’na “Senin DE ipini çekerim diyor… Bu kadar ipi çeke çeke KKTC halkının geldiği yere bakın… Çekmediği sosyal, ekonomik ve güvenlik sorunu nerdeyse kalmadı… Ama Başbakan Üstel bunlara yoğunlaşacak zaman bulamıyor, kişilerin ipini çekmekten… Ve durup bir düşünürsünüz… Başbakan olan birisi bu ağızda konuşur mu; böylesine bir yaklaşımla mı konuşur kendisi ile tartışan birisine?! Başbakansınız, efe değilsiniz; kabadayı hiç değilsiniz… Saldırgan bir halde El-Sen Başkanı’na doğru yürürken, Başbakan Üstel’i kolundan dirseğinden çekmeye çalışan biri var yanında; belli ki adam Üstel’in neden olacağı tatsız ve yakışıksız bir durumu önlemeye çalışıyor. O gene de ‘Kahramanca’ yürüdü ve tehdidini savurdu, “Senin DE ipini çekerim”…
Bu olaylar, Başbakan Üstel’in bu tahammülsüzlüğü, bu hışım ve hiddetleri kurultaya dair bir ipucu veriyor: Kaybetme olasılığı yüksek, dolayısıyla gergindir… Kaybederse, kendisi adına kötü olacak da, esas AKP ve Ankara hükümeti adına ne olacak?! Bir derdi de bu; serde rezil-rüsva olmak da var… Gerildikçe geriliyor… Meslek olarak tıp insanıdır… Gerginliği yatıştıracak ilaçlar, haplar var, alsa iyi olacak; alıyorsa, dozajı daha yüksek ilaçlara geçse daha iyi olacak… Bu efelenme-dayılanma tarzı, tehdit etme tarzı ve bir kişiyi “ipe çekmek” demenin onun fiziki veya manevi yaşamına kastetmek demek olduğunu umursamadan bu sözleri sarf etmek tarzı… Bir Başbakan’a yaraşır bir şey değil… Normal bir ülke olsa idi KKTC, “Eşit-egemen ve uluslararası statüye sahip” olsa idi KKTC dünyaya rezil olurduk; söyleyen de sabahına ayılınca istifa ederdi… Neyse ki halkımız için dünyaya rezil olacak bir uluslararası statümüz yok; Başbakan Üstel için de istifa etmeyi gerektirecek gelenek ve anlayış ve ilksel bir genel durum yok…
İstikrara devam… Daha kimler var acaba ipi çekilecek?!
Siyaseten düşünceleri nedeniyle UBP’li olan dürüst, demokrat ve yurtsever UBP’liler, ne dersiniz?!