Sürekli teşekkür etmeyi seviyor, her iki cümlesinden birinde birilerine şükranlarını sunuyor ya Başbakanımız…
Bugün ben de kendisine teşekkür etmek istiyorum.
Tabii gönül isterdi ki iyi yönetimden, hukuk ve etiğe özen göstermesinden, kamuoyunu doğru bilgilendirme başarısından dolayı teşekkür edelim.
Ama ne yazık ki bu konularda karne notları pek iyi değil.
Hele hafta sonu bütün topluma yaşatılan keşmekeş kabul edilemez.
Neyse, oralara girecek değilim.
Başbakan Saner’e neden teşekkür ettiğimi söyleyeyim de uzatmayayım.
Mecliste muhalefete cevap vermeye çalışırken bir konuda itirafta bulundu da ondan teşekkür ediyorum Başbakan’a…
“Geceden sabaha sokağa çıkma yasağı neden konuldu?” sorusuna karşılık ne dedi Ersan Saner?
“Bugünlerde vakalarda yaşanan artışın yılbaşı gecesi kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve sokağa çıkma yasağını bu kapsamda ortaya koyduk” dedi.
İşte teşekkür etmeme vesile olan cümle bu…
Sağ olsun Başbakan, bu köşede yılbaşı öncesinden itibaren defalarca yazdığım ve de programlarda onlarca kez tekrar ettiğim gerçeği nihayet fark etti ve de ifade buyurdu.
Thank you sir!
***
Teşekkür ettim Başbakan’a ama elbette haklı çıkmak istemezdim.
Neydi yılbaşı öncesi kaygılar?
Eğlence mekanları ve özellikle de kumarhaneler ciddi bir riskti.
Bunu da geçen Temmuz ayı sonunda yaşayarak öğrenmiştik. Kurban Bayramı süresince ‘karantinasız giriş’ izni dönemin Başbakanı Tatar’ın kararıyla verilmiş, Üst Komite’nin kararları o zaman da by-pass edilmişti.
15 gün sonra, yani Ağustos ortalarından itibaren de vaka sayıları birden fırlamaya başlamıştı.
Yılbaşı arifesinde de kumarhane lobisi ‘3 günlük karantinsız gelişleri açın’ baskısı yapıyor, hükümettekiler de buna ‘hayır’ diyemiyordu.
Neyse ki kamuoyunun da baskısıyla Enfeksiyon Üst Komitesi’nin dediği oldu ve dışarıdan yeni virüs ithali engellendi.
Ama tüm eğlence mekanlarına kısıtlama getirilirken kumarhaneler ‘kapsam dışı’ tutuldu ve yerlisi yabancısı soluğu kumarhanelerde aldı.
Zaten Saner hükümetinin ilk iki işi de ‘bir yeni kumarhaneye izin vermek’, ‘bir kumarhanenin de el değiştirmesine onay vermek’ olmuştu!
Neyse…
İşte şimdi artan ve Başbakan’ın da nedenini kabullenmek zorunda kaldığı vaka artışları toplumun önünde yeni bir tehdit oldu.
Ne yazık ki her taraftan vaka haberleri geliyor, insanlar panik oluyor, kaygılar yine artıyor.
“Keşke” diyorum “Başbakan Saner kendisine teşekkür etmemem vesile olan o ‘itiraf’la beraber bir de ‘özür’ cümlesi kursaydı, ayrıca bir de ‘söz’ verseydi.”
“Yanlış yaptık, özür dilerim” deseydi.
Ve “Söz, bir daha yapmayacağız, aklın ve bilimin yolundan gideceğiz” cümlesini kursaydı.
O zaman bir teşekkürle kalmazdım ben de…