Başımızın belası 20 yaş dişlerimiz

Dt. Simge Alıcı

Başımızın belası 20 yaş dişlerimiz. Peki, nedir bu 20 yaş dişleri? İkinci büyük azı dişlerinin 11-13 yaş aralığında çıktığını düşünürsek aradan geçen uzun bir süre sonra yirmi yaş dişleri tekrardan kendilerini  hatırlatarak başımıza bela olabiliyorlar. Son zamanlarda daha yirmili yaşlarının başında şiddetli ağrılar ile  muzdarip çok hasta öyküsü ile karşılaşmaktayız. Üzerine şehir efsaneleri olan, korkutulduğumuz bu 20 yaş dişlerimizi gelin yakından tanıyalım; Yirmi yaş dişleri, genellikle yirmili yaşlarda çıktıkları için bu isimle anılan, üçüncü büyük azı dişleridir. Ağızda her çenenin arkasında, sağda ve solda olmak üzere toplam dört adet 20’lik diş bulunabilir. Ancak bazı insanlar, genetik veya diğer nedenlerle bu dişlere sahip olmayabilir. 20’lik dişleri ile ilgili diğer önemli bilgiler:

1. Çıkış Zamanı: Genellikle 17-25 yaş arasında çıkarlar. Ancak bazılarında daha geç ya da hiç çıkmayabilir.

 2. Konum: Çenenin en arkasında yer alırlar.

 3. Sorunlar: • Çenenin dar olması nedeniyle genellikle tam çıkamazlar (gömülü kalırlar).

• Diğer dişlere baskı yaparak çapraşıklığa neden olabilirler.

 • İkinci büyük azı dişimize zarar verebilirler.

• Diş eti enfeksiyonu (perikoronit) ve çürük riski yüksektir.

4. Tedavi: Eğer sorun yaratıyorsa, diş hekiminiz çekilmesini önerebilir. Sorunsuz olan 20’lik dişler ise genellikle ağızda bırakılır. Sorun yaşayıp yaşamadığınızı anlamak için 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir. Eğer bu süreden daha erken ağrı veya şişlik hissediyorsanız, bir diş hekimine başvurmanız gerekir.

             En çok karşılaştığımız sorular ile 20’lik dişlerimiz;

    1. 30 sene önce 20 yaş diş sorunsalı var mıydı? Evet, 20 yaş dişleri her zaman vardı ve sorun yaratabiliyordu. Ancak 30-40 yıl önce insanların diş hekimi ziyaret sıklığı daha azdı. Teknolojik imkanların kısıtlı olması, teşhis ve tedavide günümüz kadar başarılı sonuçlar alınamamasına neden oluyordu. Çoğu kişi dişle ilgili sorunlarını diş çekimi gibi daha basit çözümlerle gideriyordu. Günümüzde ise erken teşhis ve modern diş hekimliği teknikleri sayesinde, 20 yaş dişi kaynaklı problemler daha sık fark ediliyor.

     2. Geçmişten Günümüze 20 diş sorunu vakalarının artmasının nedenleri nedir: • Daha küçük çene yapısı: İnsan evrimiyle birlikte çene yapısı küçüldü, ancak 20 yaş dişleri hâlâ çıkmaya devam ediyor. Bu durum, 20 yaş dişlerinin gömülü kalmasına veya yanlış pozisyonda çıkmasına yol açıyor.

 • Daha yumuşak diyetler: Eski çağlarda daha sert yiyeceklerle beslenen insanların çene kemikleri daha geniş ve güçlüydü. Modern beslenmede daha yumuşak gıdalar tüketmek, çene kemiğinin yeterince genişlememesine neden olabiliyor.

 • Artan farkındalık: Günümüzde diş hekimine daha sık gidiliyor ve 20 yaş dişleriyle ilgili problemler erken dönemde tespit ediliyor.

 • Daha uzun yaşam süresi: Önceden birçok insan, yirmili yaşlardan sonra diş kaybı yaşadığı için 20 yaş dişlerinin etkisi daha az oluyordu. Bugün ise ağız sağlığını korumaya yönelik tedavilerle tüm dişler yerinde kaldığından, 20 yaş dişleri için yer kalmıyor.

    3. Çalışmalar yeterince var mı? Evet, 20 yaş dişleri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Dental antropoloji, çene yapısı değişiklikleri, ve klinik tedavi yaklaşımları konularında çeşitli araştırmalar devam etmektedir. Ancak hâlâ tartışmalı konular bulunuyor: örneğin;

 • Tüm 20 yaş dişleri çekilmeli mi?

• Sorun yaratmayan 20 yaş dişi bırakılmalı mı? Bu konularda kesin protokoller yerine, bireysel değerlendirmeyi diş hekiminizin yapması gerekir. Sonuç olarak, 20 yaş dişleri her bireyde farklılık gösteren bir süreçtir. Bazıları için hiçbir sorun yaratmazken, bazılarında ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Bu nedenle, ağız ve diş sağlığını düzenli olarak yani 6 ayda bir hekim muayenesi ile kontrol ettirmek, 20 yaş dişlerinin durumunu erken dönemde değerlendirmek için büyük önem taşır.      

      Unutmayın, her dişiniz sağlığınız için değerli bir parçadır. Sorunların önüne geçmek için profesyonel bir diş hekimine danışmaktan çekinmeyin; sağlıklı bir gülümseme, doğru bir bakımla mümkündür.”