Başka baharları bekleyecek takatimiz kaldı mı?

Serhat İncirli

Ya Taliban, ya Avrupa Birliği!
Türkiye’nin önünde iki seçenek var!

-*-*-

“Hayır efendim, Rusya, Çin, Hindistan ile işbirliğini geliştirebiliriz, Avrupa Birliği’ne, NATO’ya, Amerika’ya muhtaç değiliz” senaryolarını geçiniz!

-*-*-

Ne demek istediğimi çok iyi anladığınızdan eminim!

-*-*-

29 Ağustos 2024 günü Belçika’da, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları toplantısı yapılacak.
Bu toplantıya Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da davet edildi.

-*-*-

Fidan, daha önceki toplantıya da davet edilecekti ama Kıbrıs Cumhuriyeti reddetmişti.

-*-*-

Şimdi, Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos, Ada’daki bale gudalyacı Rum faşistlerden aldığı eleştiriler karşısında, “bize baskı yapıldığı iddiası doğru değildir” dese de; hayır, baskı yapıldı!

-*-*-

Özellikle Almanya’nın ciddi baskı yaptığı biliniyor…

-*-*-

Evet 29 Ağustos 2024 tarihli toplantı önemli…
Çünkü bu toplantıda, evet Türkiye’nin insan hakları, adalet ya da adaletsizlik, demokrasi gibi “engelli” noktaları da ele alınacaktır mutlaka ama herkes çok iyi biliyor ki, “Kıbrıs” da konuşulacak…

-*-*-

Constantinos Kombos ya da Kıbrıs Cumhuriyeti “veto”yu bedavaya kaldırmış değil her halde!

-*-*-

Akabinde, Birleşmiş Milletlerin yıllık olağan toplantıları başlayacak…
Ve Eylül sonuna kadar, Kıbrıs sorununda yeni bir hareketlilik beklentisi de zirveyi zorlayacak!

-*-*-

Önümüzdeki bir hafta ve akabindeki bir ay, Türkiye’nin “Taliban mı Avrupa Birliği mi?” sorusuna nasıl yanıt vereceği konusunda çok belirleyici olacak!
Umarım, tercih Taliban’dan yana olmaz!
Allah Türkiye’yi korusun derim!

-*-*-

Haaa Kıbrıs Türk toplumu mu?
Tekrarlamakta sakınca görmüyorum; eğer çok kısa bir süre içerisinde müzakereler başlamazsa, turizmdi, emlak meselesiydi, çöküşler artacak ve bir daha toparlanmamız için başka baharlar beklemek zorunda kalacağız!
Başka baharları bekleyecek takatimiz kaldı mı?
Sanmıyorum!


KKTC’deki rejimin içine düştüğü gaflet ve dalalet durumu!

KKTC’deki rejim, geçenlerde bir yasa değişikliği yaptı…
KKTC Hükümeti demiyorum çünkü bu yasa değişikliğinin mimarı, Türkiye’dir veya en doğru ifadeyle “Kuzey Kıbrıs’taki yasadışı rejim”dir!
Değişiklik talebi Türkiye’den gelen talimatla yaşama geçirilmiştir…

-*-*-

Şimdi bir çok kişinin mıçı tutuştu!
Haklı olarak!
Çünkü emlak sektörü, bu salakça ve gereksiz yasa değişikliği nedeniyle çökme trendine girdi…

-*-*-

“Yabancılara Taşınmaz Mal Satışı”yla ilgili yasada yapılan değişiklikleri, Gayrı Menkul Paydaşlar Platformu ve İŞAD Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı…
Bu platformun avukatı Burçin Sertbay, geçenlerde Ada TV’de bence defalarca dinleyip kafamıza yazmamız ve derhal tedbir almamızı gerektiren uyarılarda bulundu… 

-*-*-

Burçin Sertbay diyor ki “… Bu yasa 20’sinde kabul edildi. 21’inde yürürlüğe girdi. 22’sinin sabahı bütün Tapu Daireleri’nde bir kaos oluştu. Bütün gayrı menkul sektörü kendisini bir sarmalın içinde buldu. Bu yasa emlak sektöründe ve yabancılar arasında da bir paniğe yol açtı. Bu panik lokomotif sektör denen inşaat ve emlak sektöründe büyük sıkıntılara yol açtı”…

-*-*-

Ve Setbay uyarıyor: 
“… Bu yasa sektörü çökertecek bir yasadır.”

-*-*-

Aylardır, hatta yıllardır, hırsız ve aşırı Türk ulusalcısı bir grup, “… Kıbrıs elden gidiyor, Yahudiler Ada’yı parsel parsel satın alıyor” gibi salaklığın ötesinde ama bilinçli bir propaganda yürütüyordu…

-*-*-

Ve bu bilinçli propaganda ışığında, bahse konu sektörü çöküşe sürükleyen yasa değişikliği yaptırıldı…
Hükümet eden zavallılar, yaşanacak olanların ya farkında değildi ya da talimat, reddedilemez – tartışılamaz büyüklükteydi…

-*-*-

Akabinde, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki “aynı kafada olan” – yani faşist bir güruh – “sözde devlet” dedikleri KKTC’ye yatırım yapanların tek tek peşine düştü!

-*-*-

KKTC’ye tarihin en büyük inşaat yatırımlarından birini yapan Simon Aykut – Elen faşistleri tarafından tutuklandı…
Ama aynı Simon Aykut’a, KKTC’deki faşist ya da ulusalcı güruh, yıllardır saldırıyordu!

-*-*-

Şimdi, Elen faşistlerin hapse tıktığı ve sağlık durumu da iyi olmayan Simon Aykut’un KKTC’deki yatırımına, yukarıda bahsettiğim aptalca yasa değişikliğini yaptıran Kuzey’deki ve Türkiye’deki ulusalcı faşistler çökme hesabı yapıyor!

-*-*-

Bu sıkıntıdan hatta sıkıntı olmanın ötesinde bu felaketten bizi kurtarabilecek tek şey, Ersin Tatar ve mevcut hükümetin, anavatanlarındaki çökücü kesimle birlikte düştükleri gaflet ve dalalet çukurundan çıkmasıdır!

-*-*-

Büyük şirketler, 400 kişi, 600 kişi hatta bin kişiyi işten durdurmaya başladı… 
Eğer çok acil tedbir alınmazsa, ülke ekonomisini, devlet iddiasını, egemenliği ya da eşitliği tartışacak haliniz bile kalmayacak!
Bilginize!


Kıbrıslı AP üyesi ve YouTuber Fidias Panayiotou (Fotoğraf), Türk fenomen İbrahim Beycanlı ile sınır bölgesinde bir video çekti. İzledim, çok beğendim… Her iki fenomen, bir birlierinden nefret etmek için nasıl manipüle edildiklerini anlatıyorlar… Fidias, DW’ye video ile ilgili yaptığı açıklamada, çok da güzel şeyler söyledi… Acının hem Kıbrıslı Türkleri hem de Rumları etkilediğini belirten Fidias, "İsa'nın dediği gibi, affetmeli ve sevmeliyiz. Geçmişi geride bırakıp affetmeye ve sevgiyle nasıl ilerleyebileceğimize odaklanmalıyız. Doğru olduğuna inandığım şeyleri yapmaya devam edeceğim" dedi… Bravo diyorum…