“Pof, yere düşen kaba ve yumuşakça bir şeyin veya havası boşalan bir nesnenin çıkardığı sesi anlatır: yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü. Fakat buradaki Pof, her ülkede olan çirkin politikacı tipinin temsilcisidir. Bazen başta olur, bazen kıçta, bazen da ortada! Arzu edilen hiçbir yerde olmamasıdır. Fakat gel gör ki O her yerdedir ve yalnız menfaatini düşünmektedir. Her şeyden önce rey avcısıdır, demagogdur, çıkarcıdır, yalancıdır, düzenbazdır. Böyle olmasına rağmen taraftar bulur ve durmadan el sıkar. Onun için elini size de uzatabilir! Fakat bu eli sıkmadan önce, içinde ne olduğunu düşününüz. Çünkü Pof, yukarıda dediğimiz gibi, sizden menfaati olmasa elini uzatmaz…”
* * *
Tanıdınız mı Bay Pof’u?
Gözünüz bir yerden ısırıyor, değil mi?
Çok yakinen bildik gibi sanki, öyle mi?
Sanki daha dün karşılaştınız, telefonlaştınız ya da televizyonda rastladınız kendisine, belki önceki gün…
Kesinlikle tanıyorsunuz Bay Pof’u…
Bir kere O pek meşhurdur.
Her zaman ‘olması gereken yer’dedir.
Yüzü genelde güleçtir.
Covid olmasa eli sürekli uzanmıştır, el sıkmaya hazırdır.
Öpüşmeye pek meyillidir. Ah Corona ah…
EN mühim özelliklerinden biri kimseye ‘hayır’ demiyor olmasıdır.
Size hiç ‘olmaz’ dedi mi?
Ya ‘hallederiz’ demiştir, ya da ‘bakarız…’
Mühim adamdır vesselam…
Seveni çoktur denilemez ama etrafı kalabalıktır hep…
Mutlaka birileri vardır yanında, önünde, ardında…
Vaat vermek en sevilen özelliğidir.
Cenaze, düğün, panayır gezmeye pek meraklıdır.
Virüssüz dönemlerde en çok zamanı bunlara harcar.
‘Nabza göre şerbet verme’ konusunda son 40 yıldır özel eğitim almış gibidir.
Herkesin istediğini söyler, gerisini kendisine saklamayı becerir.
En naif tarafı ‘yağ’ ile alakalıdır.
Fazla yaklaşanların kayma riski vardır.
Zira sürekli bir yağ, yağlama, yağlanma faaliyeti söz konusudur.
‘Kaz gelen yerden tavuk esirgememe’ konusunda kesin tembihli olup bu konuda taviz verdiği görülmemiştir.
Sürekli bir ‘güç merkezi tespit çalışması’ içerisindedir.
‘Güçlü’nün kim olduğunu, son 24 saatte dengelerin nasıl değiştiğini izleyerek belirler ve sabaha öyle başlar.
Bir haftalık uzun süre içerisinde bazen Kabe’ye, bazen Vatikan’a, bazense Kudüs’e döndüğü, bazen de anlamsız şekilde Kuzey Kutbu’na taptığı görülmüştür.
En mühim meziyeti ‘dört ayak üzerine düşebilmek’tir.
Bu konuda kedilerle rekabet edilen özel seanslara katıldığı ileri sürülmektedir.
* * *
Hatırladınız mı Bay Pof’u?
Çıkarabildiniz mi kendisini?
Tabii ki bildiniz…
Onun adı Pof…
Çirkin Pof…
‘Çirkin Politikacı Pof…’
Kutlu Adalı tam 52 yıl önce, 1969’da anlatmıştı zat-ı muhteremi…
‘Bunlardan hala çok var’ mı dediniz?
Öyle çok ki!..