Bayanlar “Varlık” Kulübümüz-1949

Eralp Adanır

Kıbrıs Türk Kadını, Atatürk döneminden bu yana çağdaşlaşma, laik ve kendini batıya uyarlamada önemli adımlar atmıştır. Bu konuda nice kitaplar, bildiriler, sunumlar yapılmıştır araştırmacılarımız tarafından.

Nitekim “çağdaş-modern” görüş içerisinde 1925 yılında adamızda kurulan ve ilk teşekküllü müzik-tiyatro organizasyonlarından biri olan “Darülelhan”da, korist bayanlarımızın yer aldığını da biliyoruz. Kıbrıs Türk Kadını neredeyse 100 yıllık bir geçmişi içerisinde modern ve laik yaşama geçmede her zaman istekli, uyumlu ve başarılı olmuştur.

Elbette “Osmanlı” geleneği içerisinde yüzyıllardır yoğrulan Kadınımız, özellikle 1878 İngiliz Koloni Döneminden itibaren varlığını daha bir gösterebilir olmuştur.

Bu bilgiler ışığında 1950 yılına ait Hür Söz gazetesinde rastladığım bir haber, Kıbrıs Türk Kadını’nın sosyal yaşamdaki çabalarına etkinliklerine çok güzel bir örnek teşkil ediyordu.

Haberin öncelikle giriş bölümünü sizlerle paylaşalım.

“HÜR SÖZ-16 Haziran 1950-syf:3

Bayanlar “Varlık” Kulübünün Yıldönümü Töreni

12 Haziran Pazartesi Lefkoşa’da Bayanlar “Varlık” kulübünün kuruluşunun yıldönümü olduğu için, kulüp üyeleri ve misafirler arasında bir toplantı tertip edilerek hoş bir gece geçirilmiştir. Toplantı esnasında bir konuşma yapan kulüp sekreteri Işık Lütfi şöyle demiştir:

   Sayın üyelerimiz ve misafirlerimiz;

   Kulübümüzün kuruluşunun ilk senesini bugün kutluyoruz. Bu münasebetle hepinizi saygı ile selâmlarım. Kulübümüzün, daha birçok seneler, üyeleri arasında sıkı bir bağlılık ve anlaşmaya dayanarak ilerlemesini ve cemaata hayırlı işler sağlamasını dilerim.

.....”

Haberden de anlaşılacağı gibi “Bayanlar Varlık Kulübü” bir yıl önce yani 1949 yılında faaliyete geçmiş. Bir yıl önceki Hür Söz gazetesini taramış olmama rağmen kulübün kuruluşuyla ilgili maalesef bir habere rastlayamadım.  Kulübün sekreterliğini üstlenen Işık Lütfi hanımefendi verdiği faaliyet raporunda özellikle öğrencilerin yemek ve duhuliye giderlerine katkı sağlandığını görmekteyiz.

O yıllarda bu maliyet giderinin aileler için çok önem taşıdığı bir gerçek. Hatta kimi çocukların duhuliye (okul harcı) parasını ödeyemedikleri için okullarına devam edemedikleri de bir gerçek.

İşte bu noktada bugün “sivil toplum örgütü” olarak isimlendirdiğimiz oluşumların rolü büyük önem taşımaktadır. Haberin devamını okuyalım dilerseniz.

“...  Geçen bir sene zarfında heyeti idaremiz, üyelerin yardımıyle ve eldeki imkanlar dahilinde, kulübün her alanda ilerlemesi ve cemaat içerisinde bir varlık göstermesi için çalışmıştır.

Bir senelik faaliyetlerimizi size şu şekilde hulâsa edebilirim:

İlk fırsatta rozet tevzi edilmiş ve Viktorya ile Lise öğrencilerinin bazılarının yemek parası ve duhuliyeleri ödenmiştir. Bundan maada ilkokul öğrencilerine de yün kazak ve alaca göğüslük dağıtılmıştır. Müteaddit defalar yapılan müracaatlar üzerine Eskişehir felâketzedeleri ve Kızılay için üyelerimiz tarafından sinema biletleri satılmıştır. Yine ayni maksatlar için ayrıca maddî yardımlarda bulunmuşlardır.

   Kulüp hayatına atılışımızın ilk senei devriyesi olduğu için çok fazla faaliyet ve başarıları gösteremediğimizi itiraf etmeliyiz. Fakat günler geçtikçe ve Lefkoşa Türk kadınlığı bir çatı altında elbirliği ile iş yapmağa çalıştıkça, önümüzde daha fazla faaliyet ufukları açılacağına emin olmalıyız. Fakir ve bakımsız bir cemaat içerisinde yaşadığımızı göz önünde tutarak yeni seçilen heyeti idareye fazla faaliyet gösterebilmek için muhtaçlara yardım etmek hepimizin bir borcudur.

   Kulübümüz cemaate ne kadar iş yaparsa o nisbette cemaatın himayesini kazanır ve yükselir. Daima beraber elbirliği ile cemiyet içerisindeki kadınlık vazifelerimizi yapmak için sevgi ve muhabbetle çalışırsak birçok hayırlı işler başaracağımıza inanmalıyız.

   Önümüzdeki senelerde de ilerlemeyi hedef tutarak bir çatı altında toplanmamızı diler ve hepinizi saygı ile selâmlarım.

   Konuşmadan sonra birkaç üye tarafından hazırlanmış olan “Kadının Fendi Erkeği Yendi” isimli bir komedi oynanmış ve seyircileri kahkaha tufanına boğmuştur. Bunu müteakip hazır bulunanlara dondurma ve pastalar dağıtılmış ve bu suretle hoş bir gece geçirilmiştir.”

Düzenlenen organizasyonda her zaman olduğu gibi ya bir müzik gösterisi ya da tiyatro gösterisinin yer alması o yılların geleneği halindeydi. Hani bugün düşündüğümüzde, o günlerde başka da imkanın olmadığı bir gerçek. Özellikle “rozet takma”nın bayağı uzun bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. Bağış toplamanın en klasik hâli bence.

Bayanlar “Varlık” Kulübü’nün 1950 yılı sonrası faaliyetlerinin ne olduğu, bu kulübün ne kadar ayakta kaldığını bilmiyorum. Bir gün bununla ilgili bilgilere ulaşırsam sizlerle paylaşırım.