Olacağı buydu!..
‘Masa örtüsü’ne dönüşen bayrak üzerine börek servisi de yapıldı!..
***
Siyasetteki egemen kültür uzun bir süredir bayrak fetişizmini körüklüyor.
Daha önce çok yazdım, çok eleştirdim.
‘Milliyetçilik’ üzerinden ekmek yiyenleri anlarım da bu kültürün siyasetin bütününe yayılmasına tahammül edemedim.
***
Oysa ‘Bayrak Yasası’ vardır ve böylesi sembollerin kullanım yeri, şekli, şemali belirlenmiştir…
Ya yasayı değiştir… Ya da uygula!..
Ama hangi yasayı uygulayabildik ki, yaşadığımız yarı coğrafyada…
***
Meselenin saygı ya da saygısızlık boyutundan çok daha önemlisi ‘istismar’ ve ‘popülizm’dir…
Fetiş haline getirilen, putlaştırılan, siyasi bir mezeye dönüştürülen bayrağa yönelik istismar böylece tavan yapmıştır.
***
Bayrak resmi dairelerde asılır, devlet protokollerinde kullanılır, resmi bayramlarda açılır, anlarız…
Ama her siyasi toplantıda, mitingde, açılışta, olur olmaz yerde, üstelik de ‘milletin gözüne çakarcasına’ ortaya sermek nedir yani?
***
Siyasette ilkeler önemlidir…
Bu ilkeler ‘tercihleriniz’ ve ‘yaşam pratiğiniz’ ile ortaya çıkar.
‘Lahmacunlu bayrak’ muhabbetinden umarım herkes ders alır.
Çünkü kimi belediyelerimizin de bayrağı fetiş haline getirdiği ortadadır.
‘Bu ne’ sorusuna ‘bizim kitlemiz bu yönde hassas’ yanıtını veriyorlar…
O durumda siz de ‘kitle kuyrukçusu’ oluyorsunuz, öyle mi?
***
Eğer bir hassasiyet varsa, minyatür gönder üzerinde özel bir platform hazırlanır, bir köşede durur, istismar edilmez.
Bir de kürsüler üzerine yapılan uygulama var sahi, iki bayrağı birleştirerek...
Özellikle de ‘TC finansmanlı’ açılışlarda, tam da ‘yağ’ misali...
Hem yasa dışıdır, hem de ‘bayrak manipülasyonu’ adına yanlıştır bu.
Kürsüler, üzerine konuşmacının ismi ve unvanı yazması için vardır…
Umarım bu yönde de doğru bir hassasiyet gelişir…
Yoksa “siyasette aynılaşma” eleştirilerine kimsenin öfkelenme hakkı kalmaz.