Yazı Dizisi: No.13
Erdinç Gündüz
Yılmaz, Ersel ve Rahmi’nin ayrılması sonrasında gitarist olarak gruba Yılmaz’ın kardeşi Aydın Kalfaoğlu ve solist olarak da Yılmaz Cemal katıldı. Çalışmalar bir süre de bu kadroyla devam etti. Arayışlar devam edecekti. Çünkü bir sonraki dönemde ayrılacaklar arasında basçımız Süleyman ve solistimiz Yılmaz Cemal da vardı.
Ongun Hulusi, Bayrak Kuartet’e bu arayışlar sırasında katıldı. Ongun da benim eski bir arkadaşımdı ve 22.Bölük Mücahidi’ydi. Tam bir batı-pop müziği düşkünüydü ama bizim Türkçe Pop Müzik ağırlıklı repertuarımıza da kısa sürede uyum sağlamıştı. Onunla beraberliğimiz bir yıl kadar sürdü.
Bir yıl kadar sonra, Süleyman ve Yılmaz ve Ongun’un da ayrılmasıyla Bayrak Kuartet üç kişi kalmıştı. Ferahzat, Erdinç ve Aydın. Ama hiçbirimizin de grubu dağıtma gibi bir niyeti yoktu. Çeşitli arayışlarla devam ediyorduk.
Raif, Ankara’dan dönmüştü. 22. Bölük’te Mücahitti. Benim zorlamamla bir süreliğine katıldı Bayrak Kuartet’e. Çok uzun sürmedi, nedenini de açıklamadan, yapamayacağını söyleyerek bıraktı. Bir süreliğine Bayrak Radyosu’ndan bir arkadaşımız Mazhar Özkol basçı olarak bizimle birlikte oldu.
* * *
Prensip olarak, çok yakınlarımız dışındaki düğünlerde çalmıyorduk Bayrak Kuartet olarak. Lefkoşa’da iş tekliflerini kabul ettiğimiz sadece iki yer vardı; Saray Otel ve Çağlayan. Bu iki mekandan biriyle iş bağımız yoksa, başka yerlerde, sadece balolar ve özel gecelerde sahneye çıkıyorduk. Bir de, yardım konserlerine veya yardım için düzenlenmiş özel gecelere.
Müzik yaşamımızın en önemli deneyimlerinden birini de 15 günlüğüne, çalışmak üzere Saray Otel’le anlaşma yapan Esin Engin’le yaşamıştık. Mütevazı kişiliği ile Esin Engin, romantik şarklılarıyla ve de özellikle seslendirdiği tangolarla, zamanın ünlü isimlerinden birisiydi. Soyadı gibi ‘engin’ bir müzik bilgisine sahipti. Şahsen ben, onun bilgi ve deneyimlerinden çok yararlanmıştım. Samimi bir dostluk kurmuştuk. Lefkoşa’da kurulan bu dostluk daha sonra İstanbul’da da devam edecekti.
* * *
Çalışmalarımızı hem Lefkoşa hem de Mağusa’da bir şekilde sürdürmeye devam ederken Feveranlar’dan basçı Orhan Tözün gruba katıldı. Ama Orhan gidip ABD’ye yerleşme kararı almıştı. Yani, bir kez daha bas gitaristsiz kalmak üzereydik. Bu nedenle de Raif’e baskı yapmaya başlamıştım yeniden. Orhan ayrılırken Raif sonunda kabul etti ve gruba yeniden katıldı. Böylece, daha sonra ‘SILA 4’ olacak olan kadro oluşmuştu. Yani, Ben, Ferahzat, Aydın ve Raif’ten oluşan kadroydu bu.
Bu kadro hem Lefkoşa’da hem de Mağusa’da çalışmalarına devam etti. Taa ki, yeni bir oluşuma, yeni bir anlayışa açılıncaya kadar. Yani SILA 4 olayına...
***************************************************************************
Çalgıcı – Müzisyen
60’lı yılların sonlarına yaklaşılırken, toplum içinde ‘müzisyen’lere ‘müzisyen’ denmezdi pek. Özellikle düğünlerde çalmakta olan müzisyenler halk ağzında ‘çalgıcılar’ olarak anılırdı. Horlamak için değildi ama, toplum gözünde, genelde, her nedense ‘çalgıcılık’ (!) çok da ciddiye alınan bir iş olarak kabul edilmezdi.
Aslında biz, çoğunlukla düğünleri kabul etmezdik, düğünlerde çalmazdık. Balolar, özel geceler hep tercihimizdi. Bu nedenle de Bayrak Kuartet’e ‘Sosyete Grubu’ bile denmekteydi.
Raif, yıllar sonraki bir sohbet sırasında anlatmıştı bana. Bizimle çalışmaya ilk başladığında birileri babasına gitmiş ve “Oğlun çalgıcılığa başladı” gibi birşeyler söylemişti. Babası da çağırıp sormuş. O anlatmaya çalışmış ama olmamış. Raif: “Babam çok sert tepki koymamıştı ama hoşnut olmadığı da çok açıktı. O zaman, bu nedenle ayrılmıştım Bayrak Kuartet’ten”.