Fehime ALASYA
Et fiyatlarıyla ilgili serbest piyasa şartlarını anımsatan Oğuz, buna rağmen müdahale etmek durumunda kaldıklarını anlattı.
Et konusunda fiyatların korunması veya düşürülmesi için varmak istedikleri en son noktanın ‘ithal’ müdahalesi olduğunu anlatan Oğuz, özetle şunları dile getirdi:
“Konsensüs sağlandı ama bu durum bazı kötü niyetli kişiler tarafından bilerek piyasadaki fiyatları yukarıya çekilmeye çalışıldı.
Ülkemizdeki maliyet fiyatlarına bakıp fahiş fiyatlara müdahale ettik. Hayvancılar Birliğine fiyatların daha da çıkması durumunda ithalatı açacağımızı söyledik. Bir taraf fiyatların çıktığını ifade ederken, diğer taraf çıkmadığını belirtti. Bunu denetimlerle test ettik ve gördük ki sadece art niyetli birkaç kişi ithalatın kapıları açılsın diye bu durumu kullanmaya çalıştı. 3, 4 kişinin çıkardığı ses ülkedeki piyasada huzuru bozuyor, hem üreticiyi hem de tüketiciyi rahatsız ediyor. Üretici maliyetinin üzerine çıkmadan, bizim de desteğimizle vatandaşın cebini rahatlatabiliriz. Bunu yapmaya çalıştık. Birliklerle uyum yakalamaya çalıştık. Biz bir denge oluşturmaya çalıştık.”
“Üreticinin her zaman yanında olacağız”
“Bir üretici üretimden koparsa geri gelmez” diyen Oğuz, bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Üretimde devamlılığın önemine değinen Oğuz, yerli üretim ve üreticinin her zaman yanında olacaklarına değindi.
Mevcut ihracatın da korunması gerektiğine vurgu yapan Oğuz, hem iç piyasa hem de ihracatın dengesinin korunması gerektiğini dile getirdi.
Ette fahiş farklar ne olacak?
Öte yandan yüksek fiyatıyla vatandaşın gündeminden düşmeyen kırmızı et fiyatlarındaki fahiş farkların geçirilmek istenen Kar Marjı Yasası’nın çıkmasıyla denetlenebileceğini savunan Oğuz, “Kasaplara kar oranlarını belli oranda tutması, karkas etin mal oluş fiyatına göre hareket etmelerini söylüyoruz. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı, Hukuk Dairesi’nde görüşülen ve geçirilmek istenen Kar Marjı Yasası’nın çıkmasıyla fiyatlar arasında kar marjı denetimde olabilecek.” dedi.
Süt ve süt ürünleri: “Özel sektör fiyat belirleme rolünü öne çekmeli”
Süt ve süt ürünleriyle ilgili de görüş belirten Oğuz, “Özel sektörün biraz daha fiyat belirleme rolünü öne çekmesi gerekiyor. Böyle olursa Piyasa içindeki rekabet de daha etkin hale gelebilir.” şeklinde konuştu.
“İmkanlar dahilinde beklenen destekler yapıldı”
Narenciye, patates, kuru ziraat alanlarındaki üreticilere geçen yıl 70 TL olan gübre desteğini bu yıl 150 TL hibe olarak ödendiğini belirten Oğuz, enerji alanında ise tarım ve hayvancılıkta 10 kuruş olan desteğin 70 kuruşa çıkarıldığını anlattı. Tüm bunların üreticinin girdi maliyetini bir nebze de olsa azalttığını dile getiren Oğuz, beklenen desteklerin yapıldığına olan inancını dile getirdi, “Belki daha büyük büyür miktar bekliyorlardı ama üretimin devamlılığı için 10 kuruştan 70 kuruşa destek çıkarmak önemli bir katkı oldu.”
Alternatif üretim…
Yer fıstığı, nohut ve susam üretimi gibi pilot uygulamalarla yeni girişimler yapıldığını da anımsatan Oğuz, bunun alternatif ürünlerle hem iklim kriziyle oluşan dönüşüm hem de ithalatı azaltma açısından önemli olduğuna vurgu yaptı. Bu bağlamda, destekli, teşvikli, alım garantili çalışmalar yapıldığını kaydeden Oğuz, bu sayede ülke içinde kalacak olan ekonomik getirilerin olduğuna değindi.
Daha az su isteyen, gelir getirici üretimle ilgili de talepler doğrultusunda çalışmalarının olduğunu belirten Oğuz, “Eski üreticiyi yenilikçi çalışmalara yönlendirmek, mevcut üretiminden koparmak çok zor ama yeni yatırımcılarla yola çıkmak daha kolay. Hali hazırda olan ürünlerimizi, üreticilerimizi koruyarak alternatif ürünlere geçiş olabilir. Piyasa analizi, talep, Pazar ihtiyacına göre çalışmalar yapılıyor. Tarım Dairesi özellikle su alanlarıyla ilgili çalışmaları var. Ülkeye tane mısır üretimiyle ilgili maliyet hesaplamalarımız da devam ediyor.”
“Bir damla suyu bile denize bırakmamalıyız”
Ülkedeki yer altı su kaynaklarının değerlendirilmesi için gölet ıslahlarının da sürdüğüne değinen Oğuz, “Üç göledi temizledik, su bekliyorlar, daha çok temizlenecek gölet var. Kaynak yaratıp çalışmalara devam edeceğiz. Bir damla suyu bile denize bırakmamalıyız. İlgili tüm birimler bu konuda çalışıyor.”
Tarım Bakanlığı’nda 'kuraklık' mesaisi:
“Dünyada iklim şartları değişiyor, buna ayak uydurmalıyız”
Ayladır yağış olmadı, kuraklık kapıya dayandı, çiftçi ve hayvancı isyanda… YENİDÜZEN’e konuşan Tarım Bakanı Oğuz, “Sanki hiç bir şey yapmıyormuşuz gibi lanse ediliyor ama devlet, bakanlık, hükümet, elindeki imkanlara göre üreticiye desteğini yansıtıyor” dedi.
Kuraklık kapıya dayandı, çiftçi ve hayvancı isyanda… YENİDÜZEN’e konuşan Tarım Bakanı Oğuz: “Eldeki imkanlar çerçevesinde çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Hayvan Üreticileri geçtiğimiz gün Tarım Bakanlığı’nda yaptığı toplantıdan ‘ötelendik’ diyerek mutsuz ayrıldı. Süt imalatçıları ise çiğ süt konusunda atılan adımları eleştirdi. YENİDÜZEN’in sorularını yanıtlayan Tarım Bakanı Dursun Oğuz, çalışmaların başladığını ancak henüz tamamlanamadığını belirtti.
Kuraklıkla ilgili kriz masası oluşturulduğunu ifade eden Oğuz, ‘imkanlar dahilinde desteklerin de sürdüğünü savundu, “Sanki de hiç bir şey yapmıyormuşuz gibi lanse ediliyor ama devlet, bakanlık, hükümet elindeki imkanlara göre üreticiye yansıtıyor” şeklinde konuştu.
Tarım Bakanı Dursun Oğuz, geçtiğimiz yıllarda kuraklık bütçesi diye bir kalemin olmadığını, bu yıl hazırlanan ‘normal’ bütçeye kuraklığın da ekleneceğini söyledi.
Aralık ayındaki yağmurların azalmasıyla kuraklıkla ilgili kriz masanın devreye konduğunu söyleyen Oğuz, “O günden beridir ilgili sektörlerle yakın takipteyiz. Süreci biz yöneteceğiz” dedi.
Üretici neden toplantıdan mutsuz ayrıldı?
Kuraklığın etkisiyle de kötü giden yıl için bir kriz masası oluşturulmasını, tedbir amaçlı açılımlar yapılmasını talep eden hayvan üreticilerinin geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklamasını ve ’27 Ocak tarihine ötelendikleri’ iddialarını sorduğumuz Oğuz, “Bazı çalışmaların bitmemesinden ötürü sıkıntı yaşandığını anlattı.
Oğuz, şöyle devam etti:
“Üretici birlikleriyle iletişim anlamında sorunumuz yok. O güne dek bazı sonuçlanması gereken çalışmalarımızın uzadığını belirttik. Sadece büyük baş hayvan sütü konusunda iyileştirme yaptığımızı söyledik. Küçük baş hayvancılıkla ilgili ihtiyaç analizi ve tedariki için yurt dışı piyasa araştırması yapacağız. Hangi çeşitten ne kadar ürün istiyoruz bunun analizinin çıkması gerek. Ne kadar saman, ne kadar yonca gibi… Diğer başka talepleri de oldu, tümü değerlendirmede dedik.”
Pazar arayışı sürüyor…
İlk etapta üreticinin kuraklıktan doğacak ve temin edilmesi gereken ithal ürün ihtiyacı için pazar arayışına girdiklerini belirten Oğuz, akabinde kaynak ihtiyacı için hükümetle görüşmelerin başlayacağını ifade etti.
Oğuz, şöyle devam etti:
“Kuraklık olduğu zaman üretici, yer altı su kaynakları, tarımsal sulama gibi unsurların ne olacağı tabi ki merak konusu. Dünyada iklim şartları değişiyor, buna ayak uydurmalıyız.
Bununla ilgili ihtiyaç duyacağımız kaynağı da hükümet ile görüşeceğiz. Ama ilk etapta üreticinin talebi olacak olan ve alabileceği ürünlerin ithali için araştırma yapmamız gerekiyordu. Bu araştırmayı yapıyoruz, Pazar arayışına girdik. Mayıs ayı ortasına göre arpa ile ilgili tedarik bağlantılarımız var. Mısır ile ilgili de sorunlarımız yok. Hayvancının yedireceği yemle ilgili sorunumuz yok. Kaba yemle ilgili sorun var. 2024 Nisan- Mayıs ayına göre ihtiyaç planlaması yapıyoruz. Gerekli araştırmaları yaptık. Bakanlık olarak nasıl en uygun fiyata ürün tenin edebiliriz, TÜK’ün burada etkisi nasıl olabilir, nasıl piyasayı dengede tutabiliriz gibi çalışmalarımız var.”
“Kuraklık olacağı bariz belli”
Kuraklığın üretimle doğrudan ilgili olduğu için Bakanlığın en öncelikli gündemi olduğunu kaydeden Oğuz, “Bugünlerde yağmur yağmış olmasına rağmen kuraklık olacağı çok bariz belli. Bu durumu gözlemliyoruz” diyerek, geçtiğimiz yılın yarı kurak, bu yılın ise tam kurak olma yönünde ilerlediğini anlattı.
Gelişen süreç içerisindeki ihtiyaçları karşılamakla yükümlü olduklarını anlatan Oğuz, “Üretimin devamlılığı için üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Destekse destek, tedarikse tedarik... İlk etapta ürün tedariki için işe başladık, uygun fiyata, üreticinin lehine fiyat için piyasa araştırmamız sürüyor.” şeklinde konuştu.
Konular Salı günü TC Tarım Bakanı ile de masaya konulacak
Salı günü Ankara’da TC Tarım Bakanı ile görüşme gerçekleştireceğini kaydeden Oğuz, görüşmede sulama, su ve kuraklık, kuraklıktaki tedariklerle ilgili konuları masaya yatıracakları bilgisini verdi.
Yapılacak görüşmede ‘kaba yem tedarikiyle ilgili önceden yapılan girişimlerin geliştirileceğini’ de anlatan Oğuz, “Fırsatçılara fırsat vermeden, piyasayı bozmadan dengede tutacağız. Bunun yanında 2023-2024 üreticinin ekim sezonunda tohumlukla ilgili sorun yaşanmaması için çalışıyoruz. Değişik çeşitler üzerinde, her yönüyle piyasa araştırması yapıyoruz.” dedi.
“Sanki hiç bir şey yapmıyormuşuz gibi lanse ediliyor ama…”
Arpa desteğinin devam ettiğini, sütteki iyileştirmeyle de hayvancının artık süt sağması gerektiğini kaydeden Oğuz, büyük başta da sadece süt değil, et anlamında da konuşmanın mümkün olduğunu belirtti. Hayvancıların sadece süt üzerinden değil, et üzerinden de gelirinin hesaplanması ve üretime devamlılığıyla ilgili de Hayvancılık Dairesi’nin çalışmaları olduğuna değinen Oğuz, bu yönde mali çalışmalar ve açılımlar olacağını kaydetti.
Sütte verilen devlet desteklerinin amacının maliyetin halka yansımaması olduğunu ifade eden Oğuz, “Sanki hiç bir şey yapmıyormuşuz gibi lanse ediliyor ama devlet, bakanlık, hükümet elindeki imkanlara göre üreticiye yansıtıyor” yorumunu yaptı.