Ankara’daki saldırı yeniden Kıbrıs'ın kuzeyinde de bazı güvenlik zafiyetlerini ve gelişmelerini konuşmamıza sebep yaratıyor.
Evet, bir süredir Kuzey Kıbrıs'ta da olası bir terör eylemi ile ilgili istihbarat bilgileri olduğu iddia ediliyor.
İddiaları bir yana bırakın, gazetelere ve gazetecilere kadar ulaşan ihbarlarda ciddi bazı gelişmeleri arifesinde olduğumuza dair bulgular var.
En fazla dikkat çeken "bomba yüklü araba" meselesi…
İddialara göre Türkiye kaynaklı bir ihbar yapılmış Kuzey Kıbrıs’taki güvenlik makamlarına.
Hatta ‘Gümrük noktalarında’ da konuşulmuş konu; beyaz renkli bir Isuzu Gemini olduğu söylenen bir araçtan bahsediliyor.
Bomba yüklüymüş üstelik!..
Tabii böylesi bir iddiayı doğrulamıyor polis, hatta yalanlıyor.
Ancak gayrı resmi olarak görüştüğümüz bazı rütbeli polisler bir alarm durumundan bahsediyor.
“Ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmaz” diyerek şüphemizi koruyoruz biz.
İzleyeceğiz, ne çıkacak göreceğiz ama geçmişimiz bu konuda bulanık.
***
Buna paralel olarak bir üniversitemize yönelik ciddi bir algı operasyonu yürütüldüğü söylemek güç değil…
Daha fazla Doğu kökenli öğrencilerin öğretim gördüğü üniversitedeki öğrenci yapılanmasına karşı bir operasyon hazırlığı olduğu iddiası da çok fazla dillendiriliyor.
Hatta güvenlik güçlerinin bu konuda hazır olduğunu söyleyenler az değil, üstelik polisin içinde…
Tabii bunu bazı internet sitelerinin söz konusu üniversiteye karşı yaptığı anti propagandadan da görebilirsiniz.
Belli ki bazı çevreler bu okula yönelik bir algı operasyonu yürütüyor ve ileriki günlerdeki olası operasyonu “haklı” kılacak bir yayın yapmaya çalışıyor.
***
Dediğim gibi güvenlikle ilgili bazı ipuçları bizlere ilginç gelişmelerin arifesinde olduğumuza dair sinyaller veriyor.
Bunlardan biri de hala failleri bulunmayan Lefkoşa Asal Şube önünde bulunan dinamitler meselesi…
Gördüğünüz gibi konuyu artık kimse konuşmuyor!
Bu kadar basit mi bu mesele?
Ülkenin kalbinde askeri bir kurumun önünde dinamit bulunacak ve bu konu “maaş artışları” kadar gündemde yer almayacak!
Normal mi bu Allah aşkına?
Polisi hala o konuda da net bir sonuca ulaşmaması güvenlik güçlerinin hanesine – (eksi) olarak yazılıyor, bu da ayrı bir not…
Öte yandan DHKP-C üyesi Berna Yılmaz’ın yakınlarına yönelik bazı tedbirlerin de ileriye götürüldüğü hatta bazı sınır dışılar olduğunu da buraya not etmek gerekiyor.
***
Kendi iç mafya hesaplaşmalarımız, seri kundaklamalar bir yana dursun yeni ve ithal bir olaylar zinciri bizi çok kötü ve içinden çıkılmaz günlere itebilir.
Bu nedenle hem “bomba yüklü araç” iddiasını, hem olası operasyon hazırlığını, hem dinamitler meselesini, hem de silahlı bazı grupların örgütlendiği iddialarını ciddiye almak zorundayız!
Daha önce böylesi güvenlik sorununa işaret eden sinyalleri ciddiye almamış, kendi iç çekişmelerimizi gündem yapmış ve sonuçlarına katlanmıştık.
Şimdi daha uyanık olmakta fayda görüyorum.
İş işten geçmeden…
Zira perde gerisindeki gelişmeler tüyler ürperten cinsten…
-----------------------------------------------------------------------
Kıbrıs’ta sıcak çatışma çıkar mı?
Kıbrıs için en fazla dillendirilen sözcük “stratejik” olduğudur.
Ne için söylerler bunu?
Kendi çıkarları için elbette…
Adanın üzerinde yaşayan halklar için bir anlamı yok bu kelimenin.
Elbette böylesi bir algı birçok sorunu ve olumsuzluğu da beraberinde getiriyor.
Tarih zaten bu algı nedeniyle yaratılan sorunlar ve çatışmalarla dolu.
90’larda bölgemizde 2 büyük savaş vardı.
Biri Kuveyt…
Diğeri Irak...
Her iki savaşta da adamız savaşın içinde yer aldı.
Nasıl mı?
***
Bu iki savaşta da “anavatanlar” tarafsız durmaya çalıştı.
Kuzey Kıbrıs zaten uluslar arası konularda “taraf” değil.
Güney ise bilerek tarafsız atlattı bu badireleri…
Çok taraflı bu tarafsızlığımıza rağmen adada hak sahibi “egemen” İngiliz üsleri Ağrotur ve Dikelya, ne zaman bölgede silah sesi duyulsa alarma geçti.
Bırakın alarmı, savaş uçakları indi, kalktı bu adadan, insan öldürmek üzere…
İngiltere, ‘müttefik kuvvetler’ adına Kıbrıs’taki İngiliz üslerini savaşta alenen kullanıyor.
Libya’da Kaddafi devrilirken bile Kıbrıs’taki İngiliz üsleri yine başroldeydi…
Ve şimdi de Suriye’de keza öyle...
Elbette Suriye’de yaşanan Kıbrıslıları çok aşan bir konu.
Zaten kimse de “siz ne düşünüyorsunuz” diye de sormaz böylesi bir global meselede…
Burada güneydeki yönetimin Rusya ile yakınlığını bir yere not etmek gerekiyor.
Ancak bu durum, bizim da bu savaşa ‘çok yakın’ olduğumuz gerçeğini değiştirmez.
***
Kıbrıs’ta yıllardır konuşulan “egemen olma” meselesi tam da buraya cuk diye oturuyor.
Bizler müzakere masasında egemenlik kavgası verirken tam bir egemen olan İngiltere bu hakkını tepe tepe kullanıyor.
Ve bir biri ile uğraşmakta uzman olan Kıbrıslılar ‘bir’ olup İngiliz’e dur diyemiyor!
Peki Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’deki olaylar Kıbrıs’a sıçrarsa çok mu tuhaf olur sizce?
Boğazımıza kadar savaşın içine batmışken bölgedeki ‘egemenlerin’ bu kez Kıbrıs’ta kavgaya tutuşması acayip olur mu?
Olmaz tabii.
Olmaz…
-----------------------------------------------------------------------
not defteri
• CTP’nin bir süredir kullandığı az ve öz bir slogan var… “Barış… Sadece barış…” Bu günlerde çok şeyi anlatıyor bu slogan… Evet sadece barış… Tek ihtiyacımız bu… Barış…
• Elbette “terörü” lanetlemekle iş bitmez!..Terörün nedenlerini de ele almak elzem… Terör terör de, neden terör? 2013’ten sonra ne oldu da bu duruma geldik diye düşünmek lazım şimdi… Neden?
• Elektrik Kurumu’na ait Serhatköy’deki güneş enerjisi ile elektrik üreten santral haberimiz çok konuşuldu geçen hafta… Biz dahil birçok kişi bu santralin varlığından bihaberdi… Dünya güneş enerjisine yönelirken bizde de böylesi gelişmelerin olması sevindirici… Umarım gelişir ve büyütülür…
• Her meselede sorunu devlete bağlama alışkanlığımız hastalık halini aldı artık… Evinin önüne çöp döken, belediyeden şikayet ediyor!.. 120 km saatte hızla kaza yapan da kaza yapınca devlete küfrediyor!.. Ne zaman kendimize bakacağız biz? Ne zaman?
• Çam ağaçlarımıza musallat olan Çam Kese Böceği konusunda bir şeyler iyi gitmiyor!.. Ormanların görüntüsü korkunç!.. 2015’te bu konuya kaynak ayrılmadığı ve hiçbir şekilde hastalığın üzerine gidilmediği yetkili makamlarca dillendiriliyor. Eğer 2015 boş geçtiyse ve hiçbir önlem alınmadıysa gerçekten yuh!.. Başka ne denir ki?
------------------------------------------------------------------------
‘Yürüdük ve arkamızdan patlama sesini duyduk’
Kıbrıslı Çidem ve Çiğdem Çağlar … Ankara’daki bombalı saldırıdan dakikalar önce olayın olduğu yerdeydiler… Kızılay’daki Güven Park’ta bulunan Çağlar kardeşlerin bölgeden uzaklaşmasının ardından bomba patladı. Yaşadıkları ilginç durumu sosyal medyadan paylaşan Çidem bakın ne diyor: “Verilmiş sadakanız varmış der Türkiyeliler. Tam öyle... Patlamadan 5-10 dakika önce Ankara Güven Park’ta dondurma yedik... Yürüdük ve arkamızdan patlama sesini duyduk… Bu şehirde yaşanmaz...”