Ödül Aşık ÜLKER
Unite Cyprus Now Aktivistleri Andromachi Sophocleous ve Kemal Baykallı, Kıbrıslıların çözüm konusunda ortaya çıkacak fırsatları kaçırma lüksü olmadığını söyledi.
Sophocleous, Kıbrıs konusu açısından çok belirgin bir zaman sınırı olduğuna inandığını dile getirerek, Güney’deki başkanlık seçimlerinden sonra 6 aylık gibi bir süre, “bir fırsat penceresi” olduğunu söyledi. Andromachi Sophocleous, “Eğer yeni başkan, seçilir seçilmez müzakerelerde aktif rol alma konusunda istekli olmazsa, oyalanırsa, fırsat penceresini kaçıracağımızı düşünüyorum” dedi.
“Doğru zamanın gelmesini bekleyemeyiz, ev ödevimizi yapmalıyız” diyen Baykallı, “Resmi söylemlerden çıkalım, bütüne insan olarak bakalım. Bunu başarmaya çalışıyoruz, olabildiğince tarafsız olmaya, insanların hassasiyetlerine saygı duymaya çalışıyoruz. Saygı duymak, kabul etmek anlamına gelmiyor, saygı duymak, anlamak demek ve onun üstüne inşa etmek demek” diye konuştu.
Sophocleous, bir Kıbrıslı Rum olarak bir Kıbrıslı bir Türk’ün arabasına, sadece plakası farklı olduğu için, saldırılmasından utandığını dile getirerek, Kıbrıs Rum toplumunun faşizme karşı refleksinin iyi olmadığını ve çözüm olmazsa faşist unsurların güçleneceğine inandığını vurguladı.
Baykallı da şunları söyledi:
“Biz Kıbrıslıyız, vizyonumuz Kıbrıs’ı ve Kıbrıslıları birleştirmek. Taleplerimiz sadece liderlerden değil. Kıbrıslı Türklerin kendi geleceklerini düşünmelerini istiyoruz. Kıbrıslı Rumların mantıklı düşünmesini bekliyoruz. Kıbrıslı olmayanların sadece siyasiler değil, başkalarının olduğunu da anlamasını istiyoruz. Sanırım biz istemekten ve beklemekten vazgeçtik, bizim için doğru olanı uygulamaya çalışıyoruz.”
Baykallı: “Doğru zamanın gelmesini bekleyemeyiz, ev ödevimizi yapmalıyız. Her yeni görüşme süreci başladığında, ‘bu sorunu uzun zaman önce çözmeliydik, Kıbrıslıları uzun zaman önce birleştirmeliydik’ diyoruz. Şimdi ödevimizi yapma zamanı. Biz farklı bir mesaj vermeye çalışıyoruz”
Baykallı: “İki toplum birbirlerinin dinamiklerini yeterince anlamıyor”
- Soru: Kuzey’deki parlamento seçimi sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Sophocleous: Kıbrıs Rum bakış açısıyla, Kuzey’deki seçimlerin sonuçlarından dolayı insanlar üzgün çünkü iki bölgeli, iki toplumlu federasyondan, uzlaşmadan yana güçlerden uzaklaşıldı. Bu Güney’de çok tartışmalara neden oldu, Kıbrıs Türk toplumunda dengelerin değiştiği, Kıbrıslı Türkler’in artık kendi geleceklerini şekillendirme kapasitelerinin olmadığını düşündürttü. Bazı çözüm yanlısı Kıbrıslı Rumlar zamanın tükenmekte olduğunu ve bunun seçim sonuçlarıyla ortaya konduğunu, çözümün gerekliliğini ortaya koydu, aksi takdirde Kuzey’in kaybedileceğini, Türkiye’ye verileceğini dile getirdi. Seçim sonuçları Güney’de bir şok etkisi yarattı. Ancak dörtlü koalisyon gündeme gelince düşünceler değişti. Bu Kıbrıslı Türkler’in bir şeyleri değiştirmeye istekliliklerini ve vazgeçmeyeceklerini, kendilerinin kaybolmasına izin vermeyeceğini ortaya koydu. Ancak korkarım ki, Güney’deki en büyük intiba, seçim sonuçları sonrasındaki düşüncelerdir. Koalisyon konusu Güney’de yeterince görünür olmadı.
- Baykallı: Bu kadar küçük bir coğrafyada yaşamamıza rağmen, iki toplumun birbirlerinin dinamiklerini yeterince anlamadığını ve olayların diğer topluma nasıl farklı yansıtıldığını görüyoruz. Kıbrıslı bir Türk olarak, Kuzey’deki seçimlerde Kıbrıs sorununun önemli bir rol oynamadığını biliyorum. Ama Kıbrıslı Rum bakış açısıyla bakılınca, seçimler her zaman Kıbrıs konusu bağlamında değerlendiriliyor. United Cyprus Now olarak biz insanlara farklı dinamikler olduğunu göstermek istiyoruz. Kuzey’deki son seçimlerde farklı dinamikler vardı, Kıbrıs konusunda her vazgeçtiğimizde, ilerleme olmadığında, Kuzey’deki sol, çözüm yanlıları zemin kaybeder. Andromachi’ye katılıyorum, ortaya çıkacak fırsatları, Kıbrıs’taki veya etrafındaki gelişmelerden dolayı kaçırma lüksümüz yok.
Kuzey’de yeni kurulacak koalisyon hükümetinin de kendi dinamikleri var, bunu anlamak çok önemli. Kıbrıs müzakerelerinin dışında kalacaklarını söylüyorlar, çünkü bu onları bölüyor. Onları birleştiren şey, demokrasinin ana ilkelerine, hukukun üstünlüğüne saygı duyan, temiz siyaseti savunan bir koalisyona olan ihtiyaç. Çoğu Kıbrıslı Türk, son hükümet döneminde yapılan yeni vatandaşlıklar, hukuka aykırı davranışlar, hükümette kalmak için her şeyi yapmaları dolayısıyla endişe duydu. UBP ve YDP dışındaki partiler, insanların “bir şeyler yapın” baskısını hissetti. - Sophocleous: Kıbrıs Rum tarafında, Kuzey’deki gelişmeleri takip edenler, iki taraftaki sistemlerin farklı olduğunu anlatmakta zorlanıyor. Çok sayıda Kıbrıslı Rum iki sistem olduğunu bilmiyor. Öncelikle Akıncı’nın, onların kafasındaki yetkilere sahip olmadığını anlamaları lazım. Bunu anlattığınız zaman, bu 4 partinin bir araya gelmesinin önemini anlatmak gerekiyor. ilk tepki, “Denktaş hükümette olacak, olaya nasıl bu kadar olumlu bakabiliyorsun” oluyor. Yeniden Denktaş ve Özgürgün’ün, YDP ile birlikte hükümette olması daha mı iyi olurdu? Bilinçte artış var ama hala Kıbrıslı Rumların Kuzey’deki sistemi tam olarak anladığını söyleyemeyiz. Mesajın Güney’de tam olarak anlaşıldığını söyleyemem.
Sophocleous: “Çok belirgin bir zaman sınırı olduğuna inanıyorum, seçimlerden sonra 6 ay gibi bir süremiz olduğuna inanıyorum, elimizdeki fırsat penceresi bu. Eğer yeni başkan, seçilir seçilmez müzakerelerde aktif rol alma konusunda istekli olmazsa, oyalanırsa, fırsat penceresini kaçıracağımızı düşünüyorum”
Sophocleous: “Birleştiren şeyleri gün ışığına çıkarmalıyız”
- Soru: Afrika Gazetesi önünde ve mecliste yaşananları, Demokrasi Yürüyüşü’nü nasıl görüyorsunuz?
- Sophocleous: Kıbrıslı Rumlar her zaman Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye karşı ayağa kalktığını söylemeye meraklıdır diye düşünüyorum. Olaylardan sonra yaptığınız büyük protesto eylemi Güney’de kalplere dokundu. Söylemeliyim ki, insanlar da basın da çok ilgi gösterdi, gazetelerde yer aldı. Umut da oldu ama bazıları da “Kıbrıslı Türklerle, içlerinde Afrika gazetesine saldıran unsurlar da varken, bir federasyonda nasıl birlikte olacağız” dedi. %100 eminim ki, Güney’deki genel durum, Kıbrıslı Türklere duyulan hayranlık, mücadelelerine saygıydı. “Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorununun en büyük kurbanlarıdır” diyenleri görebilirsiniz. Kıbrıslı Türkler ’in eylemde daha net olması gerektiğini söyleyen küçük bir kesim de duyabilirsiniz, “Neden Erdoğan’a karşı açık sloganlar atmadılar”... Kuzey’deki hassas dengeleri bilmeyen biri, “Erdoğan’a karşı eylem yaptılar ama bu konuda bir pankart tutmadılar” diyebilir. Ama Güney’deki genel duruş, Kıbrıslı Türklere saygı ve Kıbrıslı Türkler’in Türkiye’ye karşı, olaylara neden olan unsurlara karşı, ifade özgürlüğü için eylem yaptığıydı.
Baykallı: İki toplumun birbiriyle alakalı varsayımlarının genellikle yanlış olduğunu gördük. Bizim yapmaya çalıştığımız bu boşluğu gidermek, Kıbrıslıları birleştirmek ve bir anlayış geliştirmek. Kıbrıslı Türkler’in son yaptığı büyük yürüyüşe, Türkiye’nin garantisine karşı olmayan, Türkiye ile yakın ilişkilere karşı olmayan Kıbrıslı Türkler de katıldı. O yürüyüş farklı düşüncedeki Kıbrıslı Türkleri birleştirdi. Yürüyüşün ana mesajı “senin anlayışını Kuzey Kıbrıs’a ithal etmeye, bizim demokratik kültürümüze ve siyasi kültürümüze saygısızlık yapmaya çalışma” idi. Kıbrıslı Türkler için bu mesajı vermek çok önemliydi. Bu mesajın çok sayıda Kıbrıslı Rum tarafından alındığını da gördüm. Bazı Kıbrıslı Rumlar, kendi deyişleriyle, “Türkiye’nin işgaline” karşı bir başkaldırı olarak görmek istedi ki bu onların söylemlerini meşrulaştırmış olurdu. Ne olursa olsun, farklılıklarımıza rağmen, %100 aynı fikirde olmasak da, bir araya gelip, Kıbrıslı Türkler olarak bir varlık olduğumuzun mesajını verebildiğimiz için bize saygı duyulmalı. Kıbrıslı Rumlar bunu da olumlu görmeli, burada kendi hakları için ayağa kalkabilecek saygın bir halk var. - Sophocleous: Unite Cyprus Now’un iki taraf arasında empatiye olan ihtiyacın önemini de ispatladı. İki toplumun birbiri hakkında öğrenmesi gereken çok şey var. Unite Cyprus Now’un bu rolü üstlendiğini düşünüyorum. Kıbrıslı Türklerle temasım arttıkça çoğu zaman ENOSİS konusundaki endişeleri olduğunu görüyorum. Kıbrıs Rum tarafında ENOSİS diye bir talep, bir konsept yok. Kıbrıslı bir Türk’ten ENOSİS konusundaki gerçek endişesini her duyduğumda şok oluyorum. Bu konuda kimseyi suçlayamayız. İnanıyorum ki, bu konularda hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Kimse ENOSİS istemiyor, kendini Yunanlı gören, “Anavatan Yunanistan” diyen Kıbrıslı Rumlar bile istemiyor. Bu, benim için, iki toplumun birbirini tam olarak anlamadığının en net örneğidir. Farklı şeyleri, bölen değil, birleştiren şeyleri gün ışığına çıkarmalıyız.
Sophocleous: “Faşizme karşı tepkilerimiz zayıf”
- Soru: Güney’de ELAM’ın yükselişi de Kıbrıslı Türklerde endişeye neden oluyor...
- Sophocleous: Kıbrıs Rum toplumu, Kıbrıslı Türklerin ELAM konusundaki endişeleri konusunda daha derin bir anlayış geliştirmeli. Toplum olarak üzerinde çalışmamız gereken bir konu bu. Faşizme karşı tepkilerimiz zayıf. Bunun Kıbrıslı Türklerle alakası yok. Tahammülsüzlüğe tahammül edilemeyeceğini anlamalıyız. Kıbrıslı Türklere empati yapmıyoruz. Kıbrıslı bir Rum olarak, Kıbrıslı bir Türk’ün arabasına, sadece plakası farklı olduğu için saldırılmasından utanıyorum. Federasyon konusunda ne düşündüğümüzden bağımsız olarak herkes bundan utanmalı çünkü bu bizim içinde yaşamak istediğimiz toplum değil. Kıbrıs Rum tarafında bu konuda çalışmamız gerekiyor. Faşizme karşı reflekslerimiz iyi değil. Çözüm olmazsa, bu unsurların güçleneceğine inanıyorum.
Baykallı: “Şimdi ödevimizi yapma zamanı”
- Soru: Unite Cyprus Now ile daha fazla Kıbrıslı Rum’un sokağa çıktığını gördük...
- Baykallı: Kitleleri harekete geçirmek istediğinizde, toplumların farklı dinamikleri vardır. Annan Planı öncesinde Kıbrıslı Türkler’in Kıbrıslı Rumların neden sokakta olmadığını sorduklarını hatırlıyorum. İç dinamiklerin rolünü anlamıyorlardı. Unite Cyprus Now’a gelince gördük ki, binlerce Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı olmayan kişiler sosyal medyada bizim logomuzu kullandı. Bu, insanların doğru zaman gelince harekete geçeceğini gösterdi. Doğru zamanın gelmesini bekleyemeyiz, ev ödevimizi yapmalıyız. Her yeni görüşme süreci başladığında, “bu sorunu uzun zaman önce çözmeliydik, Kıbrıslıları uzun zaman önce birleştirmeliydik” diyoruz. Şimdi ödevimizi yapma zamanı. Biz farklı bir mesaj vermeye çalışıyoruz, iki tarafın resmi söyleminden farklı, nasıl iletişim kurabileceğimizi, Kıbrıs 20 sene daha bölünmüş kalırsa çevrenin ne durumda olacağını, Kıbrıs’ta ekonominin nasıl olacağını konuşalım. Resmi söylemlerden çıkalım, bütüne insan olarak bakalım. Bunu başarmaya çalışıyoruz, olabildiğince tarafsız olmaya, insanların hassasiyetlerine saygı duymaya çalışıyoruz. Saygı duymak, kabul etmek anlamına gelmiyor, saygı duymak, anlamak demek ve onun üstüne inşa etmek demek. Gerektiğinde Kıbrıs Türk tarafını, gerektiğinde Kıbrıs Rum tarafını eleştiriyoruz, bazen iki tarafı da eleştiriyoruz veya gerektiğinde teşvik ediyoruz. Bunu olabildiğince tarafsız olarak yapmaya çalışıyoruz.
- Sophocleous: Kıbrıs Rum tarafında, özellikle gençlerde, siyasette aktif olmama durumu var. Bu çözüm konusunda değil, genel anlamda böyle. Siyasete ilgisiziz. Kıbrıs konusunda durum daha da kötü, insanlar bu konuyu sıkıcı buluyor, bu konuda yorgun olduğunu söylüyor. İnsanları Kıbrıs sorunuyla ilgili harekete geçirmek çok zor çünkü sizi “evetçi”, “vatan haini” olarak etiketleyecek kesimler var. Ayrıca siyasete ilgi duyacak şekilde yetiştirilmiyoruz. Bu konuda bir sorunumuz var.
Sophocleous: “6 ay gibi bir süremiz var”
- Soru: Güney’deki seçimleri de değerlendirelim. İkinci turda Anastasiades ve Malas yarışacak. Bu iki adayın ikinci tura kalması ne anlama geliyor? Malas kazanabilir mi?
- Sophocleous: Kıbrıs konusu bağlamında bakarsak, konuyu Gutteres çerçevesinde ele alacağının sözünü veren iki aday var. Ancak bu, Kıbrıslı Rumlar bu nedenle onlara oy verdi demek değil. Malas seçim kampanyasında ön plana çıkardı. Başkan Anastasiades’te durum farklı. Bunu kabul etmeliyiz. Anastasiades, “Kıbrıs sorununu çözmek istiyorum, müzakerelere dönmek istiyorum, daha hazırlıklı bir konferans lazım” diyor ama seçim kampanyasında daha çok milliyetçi bir söylem edindi. İkinci turda Malas’ın kazanabileceğini düşünmüyorum. Kıbrıs konusu açısından bunun ne anlama geldiği konusunda çok emin değilim, çok da iyimser değilim aslında. Çok belirgin bir zaman sınırı olduğuna inanıyorum, seçimlerden sonra 6 ay gibi bir süremiz olduğuna inanıyorum, elimizdeki fırsat penceresi bu. Eğer yeni başkan, seçilir seçilmez müzakerelerde aktif rol alma konusunda istekli olmazsa, oyalanırsa, fırsat penceresini kaçıracağımızı düşünüyorum.
Baykallı: “İstemekten ve beklemekten vazgeçtik”
- Baykallı: Seçimler, iç konular hakkında konuşurken her şeyin Kıbrıs konusuyla bağlantılı olduğuna inananlar var ama durum her zaman bu değil. Diğer tarafta, “yapacak bir şeyimiz yok, dış güçler etkiler, Türkiye’ye bağlı” gibi düşünenler de var. Bence iki uç da yanlış. Ne zaman fırsat penceresinden bahsetsek, bunun bir nevi dış güçlerin kontrolünde bir anda ortaya çıktığından ve bizim de o fırsatı yakalamak için elimizden geleni yapmamız gerektiğini söylüyoruz. Unite Cyprus Now olarak şunu söylüyoruz, dış güçler olduğunu, Kıbrıs sorununun uluslararası bir sorun olduğunu anlıyoruz ve Kıbrıs dışındaki gelişmeler nedeniyle pozisyonlarını yumuşatan ver sertleştiren oyuncular olduğunu biliyoruz. Ama Kıbrıslılar olarak bizim bir dinamiğimiz var, ivme kazandırabiliriz, bu fırsat penceresine katkıda bulunabiliriz. Bu yüzden “bize bağlı” diyoruz, dış güçler olduğunu anlıyoruz ama asla gücümüzü küçümsememeliyiz. Bunu nasıl yapabiliriz? Taleplerimize sahip çıkarak. Talebimiz, birleşik Kıbrıs. Bunu nasıl yaparız? Birbirimizi anlamaya çalışarak, dış güçleri etkilemeye çalışarak. Unite Cyprus Now olarak iki lideri de eleştiriyoruz, siyasi partilerle bağlantımız yok. Biz Kıbrıslıyız, vizyonumuz Kıbrıs’ı ve Kıbrıslıları birleştirmek. Taleplerimiz sadece liderlerden değil. Kıbrıslı Türklerin kendi geleceklerini düşünmelerini istiyoruz. Kıbrıslı Rumların mantıklı düşünmesini bekliyoruz. Kıbrıslı olmayanların sadece siyasiler değil, başkalarının olduğunu da anlamasını istiyoruz. Sanırım biz istemekten ve beklemekten vazgeçtik, bizim için doğru olanı uygulamaya çalışıyoruz.
- Sophocleous: Biz talep etmiyoruz, çalışıyoruz.