Kuzey Kıbrıs’ta yerel yönetimlerin yasal yapısının güçlenip gelişmesini, mali kaynaklarının güçlendirilip artırılmasını ve belediyecilik uygulamalarını ileriye taşıyacak tek parti CTP-BG’dir. Son yirmi yıllık süreçte de CTP-BG bu konulardaki kapasitesini kanıtlamıştır.
İşin gerçeği, CTP-BG, belediyecilikte başka bir siyasi parti ile yarış halinde değildir, başka bir siyasi parti belediyecilikte CTP-BG’ye rakip olamıyor; yani CTP-BG, belediyecilikte ‘rekabet-üstü’ bir konuma sahiptir.
CTP-BG’li belediye başkanlarının beldelerinde verdikleri hizmetler, temel belediye işlevlerinin çok üzerinde olmuştur; gelişmiş ülkelerin çağdaş belediyecilik anlayışıyla koşut olmuştur. Kendi mali ve insan kaynaklarına dayanarak uyguladıkları projeler, beldeleri geliştirmiş, dönüştürmüştür. Hani yani imkansız da değilmiş!.. Sonuçlara bakıldığında, etkin gelir yönetimi – etkin gider yönetimi yapılınca olabiliyormuş. Bütün mesele yurdu sevmekte, insanı sevmekte, insanı özne bilip, onun ihtiyaçlarını hak görüp, işgal ettiği makamın da sorumluluklarının bilincine varıp belediyeyi yönetmekmiş…
Mağusa belediyesi’ne Kayalp başkan olduğunda Mağusa ihmal edilmiş bir liman kasabası idi, mali durum da felaket… Girne daha farklı değildi; Gönyeli, Değirmenlik, Dikmen, Alaköy, Yeni Boğaziçi, Akıncılar hep aynı… Lefkoşa’yı anlatmaya ne hacet?!. CTP-BG’li başkanlar devraldıkları kötü durum ve yapıdan korkmadan, beldesine ve insanına sevda ve tutku ile hizmet etmek için kadroları ile birlikte ve ekip ruhu içinde çalıştı ve başardı. Bugün “yıldızlı belediyeler” dediğimiz dokuz belde belediyesi süreç içinde böyle oluştu.
Başka bir siyasi partinin böyle bir başarısı yok. Örneğin, UBP en fazla sayıda belediyeyi yönetiyor ama bir tane bile simge belediyesi olmamış; belediye başkanları beldelerini geliştirip dönüştürememiş. CTP-BG “yıldızlı belediyeler” deyince başlamışlar “bizimkiler ay-yıldızlı” demeye… Demagoji belde halkına fayda etmiyor ama… TDP ise, bir çelişki içinde bocalıyor… Genel seçim olur, “biz hükümette denenmemiş partiyiz, bizi seçin” der, yerel seçimlerde TKP’nin başarılı belediye başkanlarını kendilerinin atası sayar… Kaldı ki, belediyecilikte isimleri saygı ile anılan bazı eski TKP’li belediye başkanları, TKP’nin belediyecilikte sürdürülebilir ve artabilir başarısını yaratamamış, süreç içinde TKP – BDH – TDP (unutulan isimler varsa, affola) yerel yönetimlerde erimiş, şimdilerde sadece çok az sayıda belediye meclis üyesi ile anılmaktadır. DP mi? Belediye batıran başkanların partisi gibi…
Dolayısıyla, CTP-BG belediyecilikte ‘yıldızlı belediyeler, mutlu kentler ve gülen yüzler yaratan’ bir markadır ve siyasetin yerel yönetimler kulvarının başarılı ve rakipsiz tek koşucusudur. Rekabet üstü bir konumdadır. Ve diğer siyasi partiler bunun kabulünü itiraf etmeseler de, kopya etmeleri yeterli emaredir. CTP-BG’li belediye başkanlarının yaşlılara hizmet, kültür – sanat etkinlikleri gibi çalışmalarını ve icraatlarını kopya ettikleri yetmezmiş gibi, şimdi de kampanyalarını kopya ediyorlar…
2010 yerel seçimlerinde CTP-BG’nin ‘Kıbrıs’a Sevdalıyız’ temasıyla yürüttüğü kampanyasında sevdasının simgesi olarak kullandığı kalp işareti, bugün DPUG’nin kampanyasına kopya edilmiş… Son LTB erken yerel seçiminde CTP-BG’nin kullandığı “3 adımda denk bütçe” söylemi şimdi TDP adayı tarafından kopya edilmiş. UBP ise CTP-BG’nin bu seçimlerde kullandığı yıldızlı belediyeler logosunu kopyalamış, yıldız yerine ise kendi işareti olan güneşi yerleştirmiş…
Hiçbir taklit aslı kadar bile iyi olamaz, hiçbir mukallit aslının yerini alamaz. Dolayısıyla, kopya edilmek, CTP-BG’nin esas ve asıl olduğunun ispatıdır, mukallitler de CTP-BG’nin gerisinde kalacaktır. Onun için CTP-BG belediyecilikte rekabet üstü bir konumdadır ve her üç Kıbrıslı Türk’ün ikisi bunun mutluluğunu yaşamaktadır.
29 Haziran yerel seçimleri, belediyesinden mutluluk duyan insan sayısını artıracak, gülen yüzleri çoğaltacak… Kopyacılar sınıfta kalacak…