Devrim DEMİR
Uzun yıllar Avustralya’da yaşayan 2006 yılında ülkeye kesin dönüş yapan Konce Alasya Aktansoy, iki yıl sonra zorlu bir mücadele için yeniden Avustralya’ya dönmek zorunda kaldı.
Kâbusu baş ağrıları ve ani bayılmalarla 45 yaşında başlayan Konce Alasya Aktansoy, sağlık taraması için gittiği hastanede, başında iki farklı yerde tümör olduğunu öğrendi. Üç çocuk annesi Aktansoy, büyük bir şok yaşadı, iki hafta içinde ameliyat olması gerektiğini öğrendi.
İlk ameliyatının ardından, henüz başındaki 50 dikiş alınmadan, ikinci kez ameliyat olması gerektiğini öğrenen Aktansoy, 6 ay içerisinde ikinci kez ameliyat masasına yattı.
Aldığı kortizonlar nedeniyle uzun yıllar kilo problemi yaşadığını da anlatan üç çocuk annesi Konce Alasya Aktansoy, verdiği savaşı kazandı, hayata yeniden başladı.
Aktansoy, hikâyesini YENİDÜZEN’e anlattı…
SAÇLARINI KAZITTI, KİLOLARLA KENDİNİ TANIYAMADI… Konulan beyin tümörü teşhisinin hemen ardından çok sevdiği saçlarını kaybeden Aktansoy, tedavi süresinde aldığı kortizonlar nedeniyle aşırı kilo aldı, kendini eve kapattı.
Sağlık taraması için gitti, kâbus yaşadı
29 yıl önce eğitimini yarım bırakarak Avustralya’ya yerleşen, orada bir hayat kuran Konce Alasya Aktansoy evlenip üç çocuk sahibi oldu. Uzun yıllar birlikte restoran çalıştıran, hayatın güzelliklerinden mahrum kalarak yılların nasıl geçtiğini anlamayan Aktansoy ailesi, 2006 yılında KKTC’ye kesin dönüş yaptı.
Konce Alasya Aktansoy’un kâbusu, baş dönmeleri, ani yükselen tansiyon ve bayılmalarla başladı. Strese bağlayarak, belirtilerin üzerinde çok durmayan Aktansoy, yaptığı sağlık kontrolünde de aksi bir durumla karşılaşmadı.
Bir yıla yakın benzer şikâyetleri tekrarlayan Aktansoy, 2008 yılında sağlık taraması için yeniden Avustralya’ya gitti.
Aktansoy, benzer şikâyetleri orada yaşamaya başlayınca apar topar hastaneye kaldırılır ve “Başımdaki sürprizler” diye tanımladığı hastalığı ile tanışır.
“Kıbrıs’ta 2007 yılında başlayan baş ağrılarım, bayılma ve yükselen tansiyonuma bir isim konulmadı. 2008 yılında Avustralya’ya sağlık taraması için gidince benzer durumu orada da yaşadım. Emar çekildi ve başımda iki farklı yerde tümör olduğu ortaya çıktı” dedi.
Altı ay arayla iki büyük ameliyat
Tümör teşhisinin hemen ardından iki hafta içinde ameliyat olması gerektiğini öğrenen 3 çocuk annesi Konce Alasya Aktansoy, büyük bir şok yaşadı. Doktorların “Bu ameliyat riskli her şeye hazırlıklı olmalısın” sözleri ile kâğıt imzalayarak ameliyat masasına yattığını anlattı.
“Sağlık taraması için gittiğim hastanede, hayatımın şokunu yaşadım. İki hafta içinde ameliyat olmam gerektiğini ve bunun çok riskli olduğunu öğrendim. Kâğıt imzaladım ve 2008 yılı Kasım ayında ilk ameliyatım için masaya yattım. Saatlerce süren bir ameliyatın ardından gözümü açtım. Başımda 50 dikiş, yürümekte çok büyük güçlük çektim. Bir yıla yakın başkalarının yardımı ile hayatımı idame ettirirken, altı ay sonra ikinci kez ameliyat masasına yattım.”
“Saçlarım yoktu ve ben kendimi kabullendim”
Oldukça hayat dolu, geçirdiği kötü günleri anlatırken bile gözlerinde hep yaşama sevinci olan Konce Alasya Aktansoy, çok sevdiği eşi ve üç çocuğunun sevgisi ve desteği ile girdiği süreci kabullendi.
Çocukluğundan bu yana saçlarının kendisi için çok özel olduğunu anlayan Aktansoy, bu hastalıkla birlikte onları da kaybetti.
“Benim için çok zordu. Dış görünüme her zaman önem veren biriyim… Özellikle saçlarıma ayrı bir değer veriyordum. Saçlarımı küçüklüğümden bu yana çok seviyordum. Ameliyata gireceğim zaman kazıttım, aynaya bakınca kendini tanımakta zorlandım. Derin bir nefes alarak kabullendim ve peruk kullanamadan bu süreci atlattım. İlk ameliyatın ardından saçlarım uzamaya başlarken, ikinci ameliyatta kısmen yine saçlarımı kaybettim” dedi.
“Kilo aldım, evden çıkmadım”
Hayatına giren hastalıkla mücadele içine girdikten sonra aldığı kortizonlarla vücudunda ciddi bir değişim yaşadığını anlatan Konce Alasya Aktansoy, saçlarını kaybetmeyi kabullendi ancak aldığı kiloları kabul etmedi.
Tedavi sürecinde 100 kilonun üzerine çıktığını ifade eden Aktansoy, uzun bir süre evden çıkmadığını ancak bu süreçte ailesinin hep desteğini aldığını belirtti.
Uzun bir süre kiloları yüzünden ciddi depresyon geçirdiğini birçok diyet ve spora giriştiğini anlatan 57 yaşındaki Aktansoy, 2 yıl önce soluğu yeniden ameliyat olmak için Avustralya’da alır.
“2017 yılında hayata yeniden doğdum”
Tedavi süresinde aldığı kiloları kabullenemeyen Konce Alasya Aktansoy, 2017 yılında mide ameliyatı olmaya karar verdi. Midesini küçülttükten sonra hızla kilo vermeye başlayan Aktansoy hayata yeniden döndüğünü şöyle anlattı:
“Geçirdiğim iki büyük ameliyatın ardından, aldığım kiloları hiç kabullenemedim. Yeğenimin de beni teşvik etmesi ile 2017 yılında yeniden Avustralya’ya giderek bu kez midemi küçültmek için ameliyat masasına yattım. Kısa sürede toparladım, hızla kilo vermeye başladım ve hayata yeniden doğdum” dedi.
“Hayatımı masaya yatırdım ama kazandım”
Yaşadığı süreçte geçirdiği iki büyük ameliyatla hayatını masaya yatırdığını ifade eden Aktansoy, son 11 yıldır sağlığı için dünyanın bir ucuna gidiyor. Avustralya’da sağlığının peşini bırakmadığını ifade eden üç çocuk annesi, “Hayatımı masaya yatırdım, ameliyatlarımın çok büyük riskleri vardı. Uyanmayabilirdim, tümörlerim kansere dönüşebilirdi. Sağlığım için 11 yıldır dünyanın diğer ucuna gidiyorum. 2006 yılında Kıbrıs’a dönünce ailece uzun bir süre adaptasyon sorunu yaşadık. Başımdaki sürprizlerle tanışmadan önce baş ağrılarımı strese bağlıyordum. Geçirdiğim bu süreçte ben çok değiştim. Sürekli çalıştım, hayatın tadını fark etmedim, hayat felsefemde hep başkalarının mutluluğu vardı. Stresi hayatımdan çıkardım artık daha rahat bir hayat yaşıyorum.”
Aktansoy: “Şifa insanın içinde”
Geçirdiği ameliyatların ardından, hayatının değerini anladığını anlatan Aktansoy, eşi ile birlikte birçok aktiviteye katıldığını stres ve üzüntüyü hayatından çıkardığını anlattı. Pozitif yanlarını, operasyonlardan sonra keşfettiğini anlayan Aktansoy, “Doktorum artık beynin çok yoruldu dediği gün stresi hayatımdan çıkardım. 39 senelik evliliğimizde 3 evladımız hayatımıza anlam kattı. İki torunumuz yaşam kaynağımız oldu. Hayatımı daha anlamlı yaşıyorum, hastalık kapımızı her an çalabilir önemli olan onu sevgiyle kabullenmektir. İyi olmak için hep daha çok savaşmayı öğrendim. İnsan hayatı her yaşta yeniden yürümeyi öğrenebilir. Bu hayatta ne isterse olsun, ben bu gemiden mutlu ineceğim. Mutluluk pahalı elbiseler, son model arabalar değil. Bir tabak çorba, tek göz bir oda dünyanın en güzel mutluluğudur. Hayatınıza ne gelirse gelsin, sevgiyle kabullenin ve kendinizi şifalandırın. Şifa insanın içindedir ” dedi.