Bir kere HP’li ‘gündem’e dair kişisel bir beklentim yok.
Cebime yüz lira eksik ya da elli lira fazla ‘hayat pahalılığı’ girmeyecek.
Ama bu ‘eşit artış’ meselesini şimdi değil, en az iki seneden beri önerenlerdenim.
Bu nedenle elbette ‘olumlu bir adım’ diyorum, elbette sahip çıkıyorum.
Çünkü ‘sürer durum’dan çok daha adil buluyorum.
***
Üzüldüğüm, günlük tepkiler değil!..
“Empati” duygumuzun kaybolması.
“Bağcı” dövmek üzerine kurumsallaşmış bir “yaygara” hali…
Bir de toplumun bilerek yanıltılması.
Örneğin, “Hayat Pahalılığı Kalktı” deniyor, “Artık ödenmeyecek.”
İyi de ‘ödeme’ yapıldığı gün nasıl yutacaklar bu yalanı?
***
Meseleyi sadece ‘Resmi Gazete’den okusanız dahi, bunun “2015”le sınırlı olduğu görülüyor!..
Bunu geçtim, ‘bütçe görüşmeleri’ sırasında hem Başbakan, hem Maliye Bakanı defa defa açıkladı.
Onlarca kez dile geldi, ses çıkmadı!..
Şimdiki ‘hezeyan’ın sebebi ne!
Çünkü “Herkese eşit artış verilmesine karşıyız” diyemiyor kimse…
Utanıyor!.
“Çok alana çok, az alana az”ın devamından yana bir tavır da konamıyor.
Geriye ‘soğuk’ bir propaganda kalıyor.
Böylece ‘üşüyorsunuz’…
Gelip üzerinizi örtüyorlar, ellerindeki ‘ceket’le.
Ama ‘ceket’i de vermiyorlar, giderken!
“Bu ceket bizim” diyorlar, “Bir ceket de sana bulsunlar, bana ne”
***
Maaşı 4 bin kusur olan da bin sekiz yüz alan da ‘eş’ bir ‘hayat pahalılığı’ alacak, şimdi!..
Üstelik ‘bir senecik’ sadece...
Buna dahi ‘tahammülsüzlük’ var.
Belki ilk kez, Başbakan’ın maaşına yansıyan ‘hayat pahalılığı’ ödeneği ile bir senelik memurun alacağı para ‘eşit’ düşecek ceplere…
Bağırdıkları bu!..
***
Hükümetin hem ‘iletişim stratejisi’ hem de ‘karar alma süreci’ndeki yol haritası içler acısı, bakınız bu doğru…
Ama benim derdim bambaşka...
Hayatın iyileşmesi, derdim bu…
Ve sosyal adaletin, adil paylaşım kültürünün ilerlemesi, bir milim de olsa…
‘Bencillik’ duvarına toslamadan yürüyebilmek umudu…
Hepsi bu.