Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, 25 Kasım’da Berlin’de gerçekleştirilecek olan üçlü görüşmede Kıbrıs Türk tarafı açısından mantığın hâkim olmasını ve diyaloğun gerçekleşmesi gerektiği çerçevenin dışında olan unsurların kabul edilmesi için, talepler veya baskılar olmamasını umduğunu dile getirdi.
Alithia gazetesi “Anastasiadis Berlin Görüşmesiyle İlgili Olarak Mantığın Hâkim Olmasını Umuyorum Dedi” başlığıyla yayımladığı haberinde, Anastasiadis’in önceki gün Selanik’te, Kuzey Yunanistan’da yaşamını sürdüren Kıbrıslı Rumlara yönelik yaptığı konuşmaya yer verdi.
Gazete, Anastasiadis’in buna paralel olarak, Aralık ayı içerisinde beş taraflı bir görüşme yapılmasını beklediğine işaret ederek, Kıbrıs’ın güneyinin niyetlerine dair sinyal verdiğini de belirtti.
Kıbrıs sorununda, en nihayetinde, anlaşmanın ertesi gününde ne olacağı sorularına yanıt verecek şekilde bir çözüm olmasını istediklerini ve bunu, üstlendikleri inisiyatifler, kararlılıkları ve siyasi iradeleriyle kanıtladıklarını ileri süren Anastasiadis, bu soruları ise “çözümün işlevselliğini güvenceye alacak olan bir devlete sahip olacak mıyız? Geriye kalan Avrupa ülkelerinin ilkeleriyle tamamen uyumlu bir devlete sahip olacak mıyız? Egemen ve bağımsız bir Avrupa devleti mi olacağız yoksa kuzeydeki birliklerin de varlığıyla Türkiye’nin veya başka bir üçüncü devletin vesayeti altında bir devlet mi olacağız?” şeklinde sıraladı.
Kıbrıs sorununun çözümünü ne kadar arzu etse de, 2004 yılındaki karar temelinde, Kıbrıs Helenizminin çoğunluğunu hafife almaya niyeti olmadığını da kaydeden Anastasiadis, “herhangi bir çözümün Kıbrıs Hellenizminin güvenini sağlayacak ve referandum aracılığıyla karar vermeye çağrılması durumunda da, benzer bir ret olmayacağı kesinliğini hissedeceği şekilde olması gerektiğine” işaret etti.
Anastasiadis “işlevsellik, sürdürülebilirlik aynı zamanda Avrupa müktesebatı, insanlık hakları, temel özgürlüklerin sağlamlaşmasına ilişkin temel koşulları meydana getirecek olan şeyi başardığını hissetmemesi durumunda, kabul etmesi ve sorumlulukları halka yüklemesinin söz konusu olmadığını” da söyledi.
Gazete, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in, geçtiğimiz Perşembe akşamı Selanik’teki Aristotelos Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından fahri doktorluk unvanı verilmesiyle ilgili törende yaptığı konuşmada da benzer mesajlar verdiğini iletti.
Buna göre Anastasiadis burada yaptığı konuşmada, Rum hükümetinin “9 Ağustos’ta iki lider arasında gerçekleştirilen gayri resmi görüşmede referans şartlarıyla ilgili olarak ortaya çıkan karşılıklı anlayış temelinde yeni bir tur müzakereye katılmaya kararlı olduğunu, bununla birlikte Türkiye’nin, Kıbrıslı Türklerin faydası, Kıbrıslı Rumların da zararına yönelik arzu ettiği unsurların seçici bir şekilde tercih edilmesiyle, koşullar veya şartlar kabul etmesinin ise söz konusu olmadığını” öne sürdü.
Konuşmasında, Türkiye ve Kıbrıslı Türklere de seslenen Anastasiadis “arzu ettikleri şeyin, modası geçmiş garantiler sistemi veya yabancı askeri birliklerin varlığı ve/veya herhangi bir vesayetten tam anlamıyla kurtulmuş bir devlete yol açacak bir çözüme ulaşılması olduğuna” dair iddialarını da yineledi.
Anastasiadis “Kıbrıs Rum toplumunun Kıbrıs Türk toplumuna yönelik saygısının, Türkiye’nin (esasında merkezi hükümetin kurumlarının her kararına ilişkin olumlu oyun talep edilmesiyle, Kıbrıslı Türklere Kıbrıslı Rumların adına da karar verme hakkı veren) etkin katılımı yorumlamak istediği şekilde değil; BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararlı uyarınca, siyasi eşitliği kabul etmesiyle ispatlandığını” da öne sürdü.
Anastasiadis siyasi eşitlik konusunda ise “BM Genel Sekreteri ve Kıbrıslı Türk liderliğine defalarca ilettiği üzere, Kıbrıs Rum toplumunun, sahip olduğu çoğunluğu kötüye kullanarak, Kıbrıs Türk toplumunun hayati çıkarlarının aleyhine olacak şekilde kararlar almaya çalıştığı müddetçe, Kıbrıslı Türklerin olumlu oyuna itiraz etmediğine” dair bilindik söylemini yineledi.
Anastasiadis, buna paralel olarak “Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ve kapalı bölge Maraş’taki yasadışı faaliyetlerine son vermesiyle, var olması gereken olumlu ortamın meydana gelmesine katkıda bulunması gerektiği” iddiasında da bulundu.
Fileleftheros gazetesi ise Anastasiadis’in açıklamalarına “Berlin Işığında Çerçeve Ortaya Koyuyor” başlığıyla yer verdi ve Anastasiadis’in 25 Kasım görüşmesiyle ilgili olarak Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve Ankara’ya yönelik mesajlar gönderdiğini belirtti.
Crans Montana’nın ardından, BM Genel Sekreterine, benzer olayların ele alınmasına ilişkin iyi bir hazırlık olması şartıyla, müzakereleri kaldığı yerden sürdürmeye hazır olduğunu defalarca ilettiğini de savunan Anastasiadis, o zamandan bu yana ve çabalarına rağmen, Kıbrıs Türk tarafının diyaloğa itiraz ettiğini iddia etti.
Crans Montana’da gerçekleştirilen müzakerelere de değinen ve burada bir ilkeler mücadelesi verildiğini ileri süren Anastasiadis “Türkiye’nin iyi niyetle geleceğine dair güvencelere rağmen, aldıkları tek şeyin Türkiye’nin tutumunun yinelenmesi olduğunu ve rüyadan uyandıklarını” ileri sürdü.
Anastasiadis “her halükarda Crans Montana’nın geçmişte kaldığını” da sözlerine ekledi.
Politis gazetesi Anastasiadis’in açıklamalarına “İzlenimler Üzerine İnşa Ediyorlar- Yunanistan ve İngiltere Bir Sonraki Adıma İlişkin Hazır Görünüyor”, Haravgi ise “Başkan 25 Kasım Görüşmesinin Sonucuna İlişkin Çekinceli” başlığıyla yer verdi.
Londra ve Atina’dan sürece destek
Fileleftheros gazetesine göre, İngiltere Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise Kıbrıs Rum Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Birleşik Krallığın, garantör güç olarak, Kıbrıs sorununun çözümüne destek olmaya kararlı olduğunu, aynı zamanda BM Genel Sekreterinin Berlin’de liderlerle yapacağı görüşmenin ise, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlamasına yolu açmasını umduğunu dile getirdi.
Politis gazetesi ise haberinde, Atina’nın da garantör güç olarak çabaya destek, aynı zamanda bir sonraki adıma yardımcı olmaya hazır olduğunu belirttiğini yazdı.