Belediye Emekçileri Sendikası (BES) başkan adayı Savaş Bozat ile Yönetim Kurulu adayları, aday oldukları için bazı kesimler tarafından tehdit edildiklerini savunarak, bu konuda bugün destek için, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ve Demokrasi ve Güven Partisi’ni (DGP) ayrı ayrı ziyaret etti.
Savaş Bozat, ziyaretler sırasında yaptığı konuşmada, BES Genel Kurulu’nun Cumartesi günü KTAMS Lokali’nde yapılacağını anımsatarak, yönetime aday olan bazı kişilerin “aday oldukları takdirde başlarına gelecek olanlardan kendilerinin sorumlu olacağı”, “ailelerini, çocuklarını düşünürlerse listelerden çekilmeleri” yönünde çok ciddi tehditler aldıklarını öne sürerek, “25 yıllık belediye çalışanı ve birçok seçime giren bir kişi olarak, bu tür olaylarla ilk kez karşılaşıyorum” dedi.
Yaşanan olayların ardından polise suç duyurusunda bulunduklarını açıklayan Bozat, polisin en erken zamanda gerekli araştırmayı yapıp neticelendirmesini beklediklerini söyledi.
“Yaşanan olayları ve sıkıntıların oldukça artması nedeniyle konuyu siyasi partilere de aktarmak amacıyla ziyaretler başlattıklarını” belirten Bozat, bugün Belediye Emekçileri Sendikası’nın başına gelenlerin gelecekte herhangi bir seçimde siyasi partilerin de başına gelebileceğini savundu.
ÇAKICI
TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı ise konuşmasında, “LTB çalışanlarının kendi sendikalarına aday oldukları için mafyavari bir şekilde tehdit edilmelerinin asla kabul edilemez olduğunu” söyledi.
“Lefkoşa Türk Belediyesi’nin (LTB) Maliye’nin tespitlerine göre de ekonomik olarak battığını” söyleyen Çakıcı, “Belediye Başkanı, reklam ve propaganda ile ne kadar şov yaparsa yapsın, ortada duran gerçek, belediyenin battığıdır” dedi.
“Çetelerin LTB’ye hakim olduğunu, Belediye Başkanı’nın da buna göz yumduğunu” iddia eden Çakıcı, buna karşı mücadele etmenin görevleri olduğunu ifade etti.
ERTUĞRULOĞLU
Demokrasi ve Güven Partisi (DGP) Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu ise, son günlerde medyada da yer alan bir takım olayları endişe ile izlediklerini belirtti. Ertuğruloğlu, “bu olayların, ülkede sistemin çöktüğünü, otorite boşluğunu, gücünü ve yetkisini yasa ve Anayasa’dan değil, başka yerlerden almaya alışmış bir siyasi yapının işareti olduğunu” savundu.