Ben BARIŞIM dedi mum, ancak kimse benim sürekli yanık kalıp etrafıma ışık saçabilmeme yardımcı olmuyor, artık sönmek üzereyim.
Ve sessizce karanlığa gömüldü...
Onun ardından İNANÇ ve SEVGİ mumları da söndü, yavaşça.
UMUT yandı bir köşede, can çekişerek. Solgun günleri çok oldu, pes etmeye yeltendiği saatleri de. Zümrütü Anka’yı düşledi böyle anlardı, canlandı, kendine geldi.
Yılmadı, sönmedi, on yıllar geçti, direndi.
Yine canlandığı günler bunlar, birdenbire. En karanlık saatlerin ardından apansız gelen gün ışığını yaşıyor UMUT.
Alevlendi iyice, güneşle yarışmaya kalktı hatta. Afacan, hiç büyümüyordu.
İNANCI tutuşturdu önce. Ortak dedi, uyan, işimiz çok. Sevgi ve Barış söneli çok oldu bu adada. Canlandırmak kolay olmayacak, elele versek yaparız biz, yine de. Batı Rüzgarı tam arkamızda, Poyraz desen püfür püfür. Tutuşturucumuz da var denizlerde, hem doğalından, hem siyahından.
İNANÇ iç geçirdi. Yorgunum dedi, çok. 10 yıl oldu biliyorum, atmalıyım belki bu ölü toprağını üzerimden, kendime gelmeliyim. Zor ama, çok hırpalandım ben, hırpalanmaya da devam ediyorum. Kanıma yine sen girmiştin o zamanlar...
Ne mumlar yakmıştık senle birlikte, ne sloganlar atmış, ne şarkılar bestelemiştik.
Çözmeye çalıştılar, inandık. Planlar gördük arka arkaya, sayfalar binler, okuduk okuduk anlamadık, yine inandık.
Dinlemedik, güvenmedik, yan yana durunca olur sandık. Sağımızı solumuzu çekiştirdik, aynada düzelttik kendimizi de, ortaklık kuracaklarımız ne istiyormuş sormadık. Biz evet dedik, onlar hayır diye bas bas bağırdık tek, nedenini duyamadık, göremedik.
Ne değişti ki? 6 ayda, 7 maddede uzlaşmış liderler. Barış’ın parametreleri bunlar, diyenler var. Barış parametrelere mi endeksli? Çağırınca gelir mi? Bu parametreler gökten yeni mi indi, hiç sormuyor musun bunları kendine? Sen bile bu kadar naif olamazsın!
Yapma, biliyorum kötü bir hayal kırıklığıydı yaşadığımız, ama bu kadar karamsar olma ne olur, diye yalvardı UMUT. Denemeden bilemeyiz ki, belki bu kez olur. Yine deneyelim, yine yenilsek de, daha güzel yeniliriz.
Ya başarırsak, ya dilimize doladığımız ülkeyi sonunda yaratırsak? Değmez mi ha, bu hayal uğruna son nefesini harcamaya, değmez mi? Bir kez daha tutun bana, söz bu son, bir daha dayanmam kapına.
Fazla düşünmedi İNANÇ. Şeytan tüyü vardı bu iflah olmaz romantiğin. Bunun son falan olmadığını biliyordu, her seferinde aklını çelmeyi başaracağını bildiği gibi. Yine de UMUDA o kadar ihtiyacı vardı ki, sırtını dönemedi, atamadı başından.
Çok soru işaretlerim var dedi. Yanındayım yine de, ama bir şartla. Aynı hatayı yapmayalım bu kez. Tepeden yakılmıyor BARIŞ mumu, öğrendik.
Dinleyen olduysa arada tek tük karşı tarafı, katalizatörü biliyorlar artık. Öyle metinlere koymakla değil, tek yolu gerçek anlamda inşa etmek GÜVENi. Başka türlü yanmaz, yanmayacak BARIŞ mumu.
Anlaşmak veya anlaştırılmak bir şekilde, önemli elbet. Onaylaması da önemli iki toplumun varılacak anlaşmayı. Referandumlar, ayrı ayrı...
Anlaşmayla BARIŞ olmuyor ama. Ayrı hayaller kurarak yan yana, ortak yaşama varılmıyor.
Aynı hayale sahip olmalı ortaklar, aynı düşleri görmeli, aynı yarın için çalışmalı. Kendileri inşaa etmeli ortak geleceklerini.
Tanımalı birbirlerini, güvenmeli, sevmeli. Yoksa katolik evlilik demekle olmuyor bu işler. Ev cehenneme döner sonra, bir daha sen bile çıkamazsın işin içinden.
GÜVEN için çalışırım diyorsan, varım! Dört değil, Beş Mum yanmalıyız yan yana, güveni de katmalıyız aramıza, yoksa nafile bu çabalar...
UMUT da biliyordu bunları, tüm gece düşünüp durmuştu. Güven artırıcı önlemler önemliydi, ayrımına varmıştı. Son yirmi yıldır konuşuluyordu hep, farkındaydı, sadece konuşuluyordu.
Haksızlık dedi sonra kendi kendine, bir arpa boyu ilerledik oysa biz...
Hem belki öğrenmişizdir sonunda kazan-kazanı. Birlikte kazanırız bu kez. 2030 yılı akşam dokuz haberlerini izlemişti bir kez daha ne de olsa, gözleri nemlenmişti yine, özlemle dolmuştu yüreği.
Bana çok ihtiyaçları olacak diye düşündü, çok çalışmayalım ve başarmayalım.
Hazırım!
Şu karşı karşıya değil de yan yana müzakere etme hikayesi doğru olsa bari. Bir de yedinci maddeyi uygulasa taraflar...
Kavuşsak artık GÜVENE, SEVGİYE ve BARIŞA.
(Bu makale anonim Dört Mum Hikayesi’nden esinlenerek kaleme alınmıştır. )
14 Şubat 2014
Lefkoşa
-----------------------------------
2030 yılı akşam dokuz haberleri: Ticaret Odaları tarafından uygulanan Ekonomik Karşılıklı Bağımlılık (Economic Interdependency projesinin hazırladığı 2030 yılında Birleşik Kıbrıs'tan barış kokulu haberler veren kısa film için TIKLAYINIZ