Kıbrıslı Türkler eskiden ‘cemaat’ olarak kabul edilirdi. İngiliz dönemindeki isimlendirme ‘Kıbrıs Müslüman Cemaati’ydi. Cemaat gibi yönetildi. Kıbrıs Cumhuriyeti ile ‘eşit ortak’ statüsü kazandı Kıbrıslı Türkler ve ‘toplum’ statüsüne çıktı.
BM nezdinde tanınmış bir devletin ‘Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’nı ve üç bakanlığını Kıbrıslı Türkler üstlendi. Bu arada kendi iç yönetimleri de bir mekanizmayla sağlandı.
Ancak bu kısa sürdü. 1963 sonrası ‘geçici yönetimler’ tarafından yönetildi Kıbrıslı Türkler. Sonra ‘belirsizlik, devletsizlik’ dönemi başladı. İşte bu dönemde ‘BEY Yönetimi’ cemaate hakim oldu.
Bayraktar, yani Türkiye’nin Kıbrıs’taki en üst düzeyli komutanı…
Elçi, yani Türkiye’nin Kıbrıs’taki en üst düzey sivil temsilcisi…
Yönetim, yani Kıbrıslı Türklerin adadaki en yüksek yöneticisi…
Bu ‘üçlü’ tarafından yönetildi Kıbrıslı Türkler bu dönemde…
Devlet, Anayasa, yasa falan yoktu.
‘Teşkilat’ kuralları vardı bir tek… Onlar uygulanıyordu.
Demokrasi, hak, hukuk, adalet, denetim gibi kavramlar yoktu cemaatin idaresinde…
Var olan kurumsal yapıların yetki ve salahiyetlerinin sınırı ise ‘BEY Yönetimi’nin vereceği ‘emirler’de bitiyordu.
1974 sonrasında oluşan Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) ve 1983’ten sonra da KKTC ile bir devlet yapısı, bir Anayasa, yasalar, kurumlar, kurallar oluştu.
***
Salı günkü sürpriz ‘Maraş şovu’nu TV’den izlerken, BEY Yönetimi geldi aklıma… Ekrandaki görüntü buydu çünkü…
‘Devlet’ iptal edilmiş gibiydi. En tepesindeki makamdan aşağıya, hiçbirinin onayı ve kararı yoktu çünkü yapılan işte…
‘Kapalı Maraş’ın teline bile dokunmak’ BM kararlarına aykırı bir durumdu ve böyle bir açılım için hükümetin, belki meclisin kararı ve de Cumhurbaşkanı’nın en azından bilgilendirilmesi lazımdı. Hiçbiri yapılmadı.
Bırakın muhalefeti, bırakın bu ülkenin belki 10 gün sonra Cumhurbaşkanlığı makamına oturması muhtemel kişileri, hükümetin ortağı dahi habersizdi olup bitenlerden…
Tüm kurum ve kuruluşları, Anayasa ve yasaları, makam ve mevkileri ile devre dışıydı KKTC!..
Maraş’ın askeri bölge girişine yansıyan ekranda adete ‘BEY Yönetimi’nin fotoğrafı duruyordu…
Eski adıyla ‘Bayraktar’, yani Güvenlik Kuvvetleri Komutanı oradaydı…
‘Elçi’, yani Türkiye’nin Kıbrıs’taki en üst düzey sivil yöneticisi oradaydı…
Ve ‘Yönetim’ adına da Ankara’dan canlı yayınla bağlanan KKTC Başbakanı o fotoğraf karesindeydi…
Yarım yüzyıl sonrasında bu yaşananlar sanki ‘BEY Yönetimi’ne dönüş provası’ydı.
Ne var ki ‘cemaat’ bunu gördü.
‘Görmek’le de kalmayacak…