Fehime ALASYA
Baf’lı Doğal Köy Ürünleri işletmecisi Beyit Tabur, genç yaşta kendine iş kurdu, hem sevdiği işi yapıyor, hem de bu yolla geçimini sağlıyor. Üreterek, üretimini Lefkoşa merkezdeki dükkânında pazarlayarak geçimini sağlayabilen Tabur, kendi akranlarına da ADRES aracılığıyla mesaj gönderiyor.
Dükkânında annesinin yaptığı doğal köy ürünlerini, Tabur Mamülleri adı altında satışını yapan Beyit Tabur, kendi üretimi olmayan çeşitleri ise sadece kendi köylülerinden temin ediyor.
“24 yaşındayım, yaşıtlarım henüz askere bile gitmemişken ben kendi işimi kurdum” diyen Tabur, mezun olduğu bölüme küsüp yıllarca ailesinin yaptığı doğal köy ürünlerini pazarlayabileceği bir mekâna sahip olmak istemiş.
Lefkoşa’da Maliye Bakanlığı sokağında bulunan Baf’lı Doğal Köy Ürünleri isimli dükkânda annesinin yaptığı hellim, nor, peynir, Kozanköy’deki köylülerinden aldığı ekmek, çörek, bulla, yine kendi üretimleri olan şarap, zivaniya ve pek çok yerel lezzeti dükkânında tüketiciyle buluşturuyor.
ADRES okuyucuları için bu işe nasıl atıldığını anlatan Tabur, özetle şunları ifade ediyor;
“Kozanköylü’yüm, otomatik teknikerliğinden mezunum. Ailem, amcamlarım falan herkes bu gibi işlerde pişti, ben de onları görerek büyüdüm ve bu alana merak saldım. Araçlara, bu işe karşı aşırı bir ilgim vardı. Bu bölümden mezun olduktan sonra birkaç özel işte tecrübem oldu ama maalesef emeğimin karşılığını alamadığımı gördüm ve mesleğime adeta küstüm. Ben ne yapabilirim derken burası aklıma geldi. Zaten benim annem yıllardır açık pazarlarda kendi yaptığı ürünleri satıyordu. Neden bunu merkeze sürekli olarak taşımayım diye düşündüm. Çünkü biliyordum ki özellikle yerli insanımız doğal lezzetleri her yerde arar olmuştu. Bu sayede burayı açtım.”
“Köyümün ürünlerini Lefkoşa’ya taşımaya karar verdim”
“Burada her şey doğaldır, her şeyi biz yapıyoruz. Bizim yapmadıklarımız da köylümündür. Her şey yerli üretimdir, el yapımıdır ve Kozanköy’dendir. Köyümün ürünlerini Lefkoşa’ya taşımaya karar verdim. Bu yıl Mart ayında dükkân açmaya karar verdim. Eski Baf insanı ve eski Kıbrıslıların özlediği hasret kaldığı lezzetleri bir satış yerinde topladım. Zaten ben aynı zamanda köyde ekip biçiyorum da, anneme de yardım ediyorum. İşin aynı zamanda mutfağındayım da. Zaten çocukluktan bunlarla yoğruldum.”
“Bu benim en büyük gururum”
“Merkezdeki insanlardan ilgi oldukça güzel... Herkes günlük olarak hellim, yoğurt, yumurta ve norunu gelip buradan alıyor. Gelmişken de yanında pekmezini, çöreğini, ekmeğini alıyor, bir şeycikler alıyor. Güzel satış yapıyorum. İşlerim hep ileri gidiyor çünkü ürünlerime güveniyorum. Her şeyin garantisi benim. Ağızdan ağza duyuluyorum. Dükkânıma bir gelen, ertesi gün 5 kişiyi yolluyor, bu sayede işlerim açılıyor. En iyi reklam müşterinin kendisi, yaptığınız işin kalitesidir.
Bunun yanında ceviz macunu, hellim gibi ürünlerimi bakanlık bünyesinde satış yapıyorum. Bu ürünler benim markam ile yurt dışındaki fuarlara katılıyor. Bu benim en büyük gururum.”
“Günde 5 değil 3 kazanayım…”
“Amacım zengin olmak değil kaliteyi yakalamak ve korumak. Günde 5 değil 3 kazanayım ama sürekliliği olsun bana yeter. Tüm hafta boyunca taze hellim, nor, yoğurt, tarhana bulunuyor.”
“Sıkıntılar…”
“Maalesef dükkân kiraları çok büyük sıkıntıdır. Bunun yanında elektrik giderleri ve hellimin hala tescillenmemesi. Ben hellimin kilosunu 55 TL’ye satıyorum, 5 TL kârım var ama marketlerde 22 TL’ye hellim satışı var. Bu nasıl mümkün inanın bilmiyorum. Bu gibi ürünler ile yerli üretimimizi kötülüyoruz. Bunların önüne geçilmeli.”
“Bu işi yapanlar çoğalsın istiyorum”
“Bu işin yaygınlaşması hedefindeyim. Evet bu işi yapanlar çoğalsın istiyorum. Çünkü yerel lezzetlerimiz, kültürümüze ait ürünler unutulmamalı, yaygınlaşmalı. Sadece açık Pazar veya Bandabuliya’da bu ürünlerin satışı olmasın, her yerde olsun. İnsanımız üretsin.”
“Üretmek güzeldir. Zordur biliyorum ama çok keyiflidir”
“Gençlerimiz tembellik yapmasın. Üretmek güzeldir. Zordur biliyorum ama çok keyiflidir. Ben bu dükkânla geçinebiliyorum, herkes geçinebilir. Belki çok lüks yaşayamıyorum ama kimseye muhtaç olmadan, kendi işimin patronu olarak geçiniyorum.”