CTP’de bugün Sibel Siber üzerinden yaşanmakta olan tartışmaların sebeplerinden biri de kuşkusuz parti içerisinde BG (Birleşik Güçler) konseptiyle ilgili süregelen ‘sıkıntılar’.
Bu sıkıntıların önde gelenleri arasında ise BG listesinden seçilen ve parti üyesi olmayan milletvekillerinin yönetim organlarında söz sahibi olup olmaması meselesi var.
Konu son dönemde ciddi tartışmalar ve ‘ayrılıklar’ yaratmış durumda.
Öyle ki, bu tartışmalara son vermek ve mevcut tüzüğün ilgili maddesini ‘yoruma açık’ halden ‘kurtarmak’ adına, 12 Ekim’de toplanacak tüzük kurultayında bu konuda bir değişiklik öngörülüyor.
Tüzük kurultayında delegenin onayına sunulması planlanan yeni tüzük taslağında, BG konsepti çerçevesinde seçilen milletvekillerinin parti meclisinde oy kullanma ve partinin yetkili organlarına seçilme hakkının olmadığı kayıt altına alınıyor.
Parti yönetiminde, kurultaydan sonra en yetkili organ olan Parti Meclisi’nin kimlerden oluştuğunun tarif edildiği bölüm (19. Madde’nin 8’inci fıkrasından alıntılıyorum) şöyle:
Parti meclisi, genel başkan, kadın ve gençlik örgütleri genel başkanları ve sekreterleri, ilçe başkanları, parti üyesi milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları, olağan kurultay tarafından gizli oyla seçilen elli üye ile oy verme ve seçilme hakkı olmaması koşulu ile parti listelerinden BG konsepti çerçevesinde seçilen milletvekili ve belde belediye başkanları ile dıştan atanan bakanlardan oluşur.
***
Konunun bu denli ciddi tartışmalara yol açıyor olması, CTP’nin BG konseptine ilişkin daha ‘genel’ kararlar almasını gerektiriyor bence.
Çünkü aksi halde farklı vesilelerle ‘huzursuzluk’ nedeni olmaya devem edeceğe benziyor.
‘Birleşik Güçler’ sonuç itibarıyla bir ‘tercih’!
CTP’nin bir tercihi!
Ve BG listesinden seçilen milletvekillerine karşı birtakım ayrımcı tavırlar geliştirmesine ve de ayrımcı kararlar üretilmesine yol açar duruma gelmişse, bu ‘tercih’ yeniden değerlendirilip gerekirse ‘kullanımdan’ kaldırılmalıdır.
Yani düşünün ki son genel seçimde başkent Lefkoşa’da sandıktan çıkan CTP listesinde ilk üç sırayı, politikaya BG konsepti ile giren isimler oluşturuyor.
Yani partiye en çok oy bu üç isimden gelmiş.
Peki hal böyleyken, duruma göre ‘ama siz CTP üyesi değilsiniz’ diyerek BG listesinden gelen isimleri ‘ikinci sınıf’ pozisyona indirgemek ne denli demokratik bir yaklaşımdır?
Olabilir, dersiniz ki ‘biz milletvekillerimizin, partinin üyesi olmasını istiyoruz’!
Çok anlaşılır bir talep.
Eğer CTP içerisinde ağırlıklı eğilim bu yöndeyse, o zaman BG konseptini ortadan kaldırırsınız, bu sorun kökten çözülür.
Aksi durumda görüntü, gerçekten de demokratik olmaktan uzaktır.