ABD’nin seçilmiş başkanı Joe Biden önceki gün yemin ederek göreve başladı. Eski başkan Trump ise devir teslim törenine katılmayarak bir kez daha tarihe geçti.
Trump yemin töreninden birkaç saat önce son kez “Air Force One” uçağıyla beyaz saraydan ayrıldı. Ayrılmadan önce yaptığı konuşmada “bir şekilde geri döneceğim” dedi.
Trump’ın bu ifade ile ne demek istediği hala tartışılıyor. Önümüzdeki günlerde de Trump’ın atacağı adımlara paralel olarak hep tartışılacak diye düşünüyorum.
Biden selefi Trump’ın katılmadığı törende yemin ederek göreve hızlı başladı. İlk 24 saatta tam 15 başkanlık kararnamesi imzaladı.
BBC Türkçe’nin derlediği bilgilere göre bu kararnamelerin en önemlileri ve kendinden önceki başkanların ilk hafta sonunda imzaladığı kararnamelerle kıyaslaması önemlidir.
Biden’dan önceki başkanlar ilk hafta sonunda, Trump 8, Barack Obama 9, George W. Bush 2, Bill Clinton 3 başkanlık kararnamesi imzalamıştı.
Biden’ın imzaladığı kararnamelerle Trump’ın temel politikalarını değiştirecek başkanlık kararnameleridir.
Bu kararnamelerin en başında sağlık var. Trump’ın başlattığı ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü üyeliğinden çekilme süreci durduruldu. Bu hem ABD, hem de DSÖ için çok önemli bir karardır.
Trump küresel ısınmaya yol açan karbon emisyonlarının sınırlandırılmasına yönelik 2015 Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmişti. Biden imzaladığı kararnameyle ABD’nin anlaşmaya yeniden dahil olma sürecini başlattı.
Biden’ın imzaladığı kararnamelerden biri de Trump’ın milyarlarca dolar harcayarak göçmenlere karşı Meksika sınırına inşa etmek istediği duvarın finansmanına kaynak sağlayacak acil durum deklerasyonunu iptal etti.
Biden ayrıca Trump'ın, nüfuslarının çoğu Müslüman olan bazı ülkeler için getirdiği seyahat yasağını da kaldırdı.
Biden’ın imzaladığı bir diğer kararname ile salgınla mücadele için tüm federal kamu binalarında sosyal mesafeye uyulması ve maske takılması zorunlu hale getirildi.
Joe Biden, imzaladığı başka bir kararnameyle tartışmalı Keystone XL petrol boru hattı projesi için Trump'ın verdiği izni iptal etti.
Çevre örgütleri ve Amerikalı yerliler on yıldan uzun bir süredir bu projeye karşı mücadele yürütüyordu. 2735 kilometrelik boru hattıyla Kanada'nın Alberta eyaletinden ABD'nin Meksika Körfezi'ne günde 830 bin varil ham petrol taşınması öngörülüyordu.
Biden ilk gün imzaladığı bu kararnamelerle, Trump döneminde geriye götürülen ABD’nin dünya halklarının gözündeki itibarını kısmen toparlamaya çalıştığı görülüyor.
Trump gerçekten de 4 yıllık başkanlık süresinde hep silah ve petrol tekellerinin istekleri doğrultusunda kararlar aldı. Bu sayede yeniden seçilebileceğini hayal ediyordu.
Doğrusu covid-19 salgını başlamasa, hatta Amerika’ya ulaşmasa başarılı da olacaktı. Çünkü 2020 yılı başlarında anketlerde Trump hala rakibinden çok önde görünüyordu.
Ama bu salgını önemsemesi ve alması gereken tedbirleri almaması, buna karşın salgından ölenlerin her geçen gün artması anketlerin ters dönmesini sağladı.
Açıkçası salgından önce dünya halkları, özellikle de çevreciler ve demokratların gözünden düşen Trump uyguladığı popülizme dayalı politikasıyla Amerikan halkının desteğini alıyordu. Bu durum ancak salgınla değişti.
Böylece Amerika da, dünya da Trump’tan kurtuldu. Bırakın şimdi o nasıl geri dönebileceği hayaliyle yaşamını sürdürsün. Umarım ABD senatosu yakın zamanda kongrenin aldığı “başkanlıktan azil” kararını onaylar ve Trump bir daha geri dönmemek üzere tarihin çöplüğüne atılır.