► Artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında alım gücünü yitiren vatandaş, “boğazından” kesmeye başladı. Market çıkışında YENİDÜZEN’e konuşan yurttaşın pahalılıkla ilgili yorumu net oldu: “Bıktık!”
● Nizamettin Açıkgöz: Bıktık, bıktık, bıktık
● Aydın Gürpınar: Artık çok kısıyoruz
● Nurhan Sinanoğlu: Çocuklarımıza süt içirmeyelim mi?
● Mustafa Alsancak: Kontrolsüz satışlarla halka kazık atılıyor
● Nedim Uçar: Denetimsizlikten çok şikâyetçiyiz
● Mehmet Ali Nazik: Ancak kira ve geçimi sağlayabiliyoruz
● Funda Gülşen Nazik: Karın tokluğuna çalışıyoruz
● Şifa Ertol: Birçok üründe Sterline rağmen çok fark var
● Reşat Ertol: Bazı ürünler İngiltere’den bile pahalı
● Nevin Oğuzca: Ancak karın tokluğuna yaşıyoruz
● Ali Yerelgün: Her şey çok pahalı
● Rüştiye Yerelgün: Sosyal hayatı da kısmaya başladık
Serap ŞAHİN
Alım gücü, Türk Lirası ile birlikte her geçen gün eriyen vatandaş pahalılıkla mücadele edemiyor, aylık alışverişe çıkamıyor…
Alışveriş alışkanlığını “günlüğe” düşüren yurttaş, bir gün arayla değişen ürün fiyatlarından dert yanıyor, listeyi tamamlayabilmek için temel tüketim maddelerinden; yani boğazından kesiyor.
Market çıkışında YENİDÜZEN’e dert yanan vatandaşlar, artık kaliteli değil ucuz ürüne yöneldiklerini belirterek, piyasadaki denetimsizlikten dert yandı.
Piyasada kontrolün şart olduğunu savunan vatandaşlar, idarecilerin “idarecilik” yapmaları gerektiğini vurguladı.
Pahalılıkla ilgili bir yurttaş, “Kemerleri sıkmaktan karnımızın içine geçti” yorumunu yaparken, bir diğeri ise “Çocuklarımıza süt içirmeyelim mi?” sorusunu sorarak dert yandı.
Vatandaşlar ne dedi?
Nizamettin Açıkgöz: Bıktık, bıktık, bıktık
“900 TL ödedim. Bıktık, bıktık, bıktık. Kemerleri sıkmaktan karnımızın içine geçti. Et alamadık, sayılı tavuk aldık. Günlük alışverişe bu kadar ödedik. Yaşamaya çabalıyoruz. Ölmemek için yaşıyoruz.”
Aydın Gürpınar: Çok kısıyoruz artık
“Çok bir şey almadık ama bin TL’nin üzerinde ödedik. Günlük alışveriş yaptık. Normalin de altında almak zorundayız artık. Çünkü fiyatlar bayağı uçuk. Her yerde fiyatlar bu şekilde. Çok kısıyoruz artık. Çocuklarımıza 2 paket değil,1 paket meyve suyu alıyoruz. Ekmeğimizi de 1 paket alıyoruz. Artık kaliteye bakmıyoruz. En uygun neyse onu alıyoruz. Örneğin kullandığımız çamaşır ilacında bile en uygununu alıyoruz. Temizler temizlemez önemli değil artık. Tek maaş, ev kira başa çıkamıyoruz artık.”
Nurhan Sinanoğlu: Çocuklarımıza süt içirmeyelim mi?
“Bir gün önce aldığım ürünü ertesi gün 30 TL farkla buluyorum. Bunu neye göre belirliyorlar anlayamadım. Bir günde ciddi anlamda fiyat değişikliği oluyor. Sütler mesela. 1 gün önce aldım 26, 1 gün sonra 31,50 oldu. Bizim evimizde çocuklarımız var. Çocuklarımıza süt içirmeyelim mi, almayalım mı? İmkansız.. Ee ne olacak? Her şeyden kısmaya başladık.”
Mustafa Alsancak: Kontrolsüz satışlarla halka kazık atılıyor
“Fiyatlar mecazi anlamda çok güzel. Bunlar bir halka kontrolsüz satışlar dolayısıyla kazık atmalardır. Dar gelirli vatandaş marulu maydanozu bile alamaz hale geldi. Biz de mecburiyetten en acil şeyleri alıyoruz sadece. Ayağımızı yorganımıza göre uzatalım, sadece acil olanları alalım diyoruz kendimize. Hakikaten aşırı bir pahalılık var. Bugün 3 kuruşa aldığımızı yarın 5 kuruşa, ertesi gün 7 kuruşa alıyoruz. Benzin de aynı şekilde. Her hafta zam geliyor. İdarecilerimizin, idaricilik yapmaları lazım. Siyasi ortamlarda herhangi bir vatandaşı elinden tutun milletvekili de yaparsınız, muhtar da yaparsınız ama idareci yapamazsınız. İdarecilik bir sanat işidir. Birçok malın KDV vergisini düşürmeleri gerekiyor. Devlet gelirini bunlardan sağlıyor ama bu halk ne yapacak? Piyasalarda kontrol ve bu pahalılığı düşürmek şarttır. Aksi takdirde işimiz Allah’a kalmıştır.
Nedim Uçar: Denetimsizlikten çok şikâyetçiyiz
Yaptığım alışverişe 1324 TL ödedim. Maalesef her şey son derece pahalı. Denetim yok, hiçbir şey yok.Bir marketle diğer market arasında yeri geliyor bir üründe 20 lira fark oluyor. Özellikle bu denetimsizlikten çok şikâyetçiyiz.
Mehmet Ali Nazik: Ancak kira ve geçimi sağlayabiliyoruz
Yaptığımız alışveriş aylık değil. Buna rağmen 3 bin kusur ödeme yaptık. İçinde et ürünü yok, sebze yok. Temizlik malzemesi ve birkaç içecek aldık sadece. Kısıtlama yapmıyoruz ama bir şey sahibi de olamıyoruz. Mesela arabanızı yenileyemiyorsunuz, evinize yeni bir eşya alamıyorsunuz. Biz kiradayız. Ancak kira ve geçimi sağlayabiliyoruz. Kısmıyoruz ama ileriye dönük de hiçbir şey yok.
Funda Gülşen Nazik: Karın tokluğuna çalışıyoruz
Her şey çok pahalı. Bu ülkede asgari ücretle çalışan insan sayısı çok ve durum onları için çok daha zor. Biz belki asgari ücretle çalışmıyoruz ama 2 kişi çalışmamıza rağmen pahalı geliyor. Karın tokluğuna çalışıyoruz. Kirada oturuyoruz ve ev alabilmekle alakalı bir umudumuz bile yok.
Şifa Ertol: Birçok üründe Sterline rağmen çok fark var
Günlük alışveriş yaptık 2500 TL ödedik. Biz İngiltere’den buraya tatile geldik. Birçok üründe Sterline rağmen çok fark var. Giyim de da fark gördüm. İngiltere’de daha ucuz olan kıyafetler burada daha pahalı.
Reşat Ertol: Bazı ürünler İngiltere’den bile pahalı
Bazı ürünler İngiltere’den bile pahalı. Mesela kola. Ben İngiltere’de kolayı daha ucuza alıyordum burada 15 TL. Sterlin’e rağmen arada bu çok fark var. Eşim elbise gördü geçenlerde. İngiltere’de çok ucuza aldığı elbise burada 900 TL.
Nevin Oğuzca: Ancak da karın tokluğuna yaşıyoruz
“Ancak da günlük alışveriş yapabiliyoruz bu fiyatlarla. Pahalılık çok fazla. Allah insanlara yardım etsin. Her şeyden kısıyoruz. Kısmazsak geçinemeyiz. Çok zor. Allah çoluğu çocuğu olanlara yardım etsin. Ne doktora gidebiliyoruz ne başka yere. Ancak da karın tokluğuna yaşıyoruz. Hükümet de maalesef bu konuda sessiz.”
Ali Yerelgün: Her şey çok pahalı
3600 TL ödedik ve mahvolduk. Her şey çok pahalı. Evin eksikleri çok. Tavuk ve et alamadık. Sosyallik öldü. Yalnız boğazımıza göre yaşıyoruz ve o da yeterli değil. Sosyal sigorta emeklisiyiz. Aldığımız maaş ancak da yetiyor.
Rüştiye Yerelgün: Sosyal hayatı da kısmaya başladık
Çok fazla bir şey alamadık. Temizlik malzemesi ve bazı ihtiyaçlarımızı aldık. İki kişi yaşadığımız için harcamaları da kısıyoruz. Sosyal hayatı da kısmaya başladık. Gezmiyoruz artık.