OKUYORUM
Bu hafta epeyi zaman önce okuduğum fakat size tanıtma fırsatı bulamadığım Bin Muhteşem Güneş kitabını seçtim. Yeni kitaplar okumaya başladım. Ve okuduklarımın bir çoğunu bitirdim. Diğer haftalarda onlara da yer vereceğim...
Ülkemizde en çok eylül ve ekim aylarının havasını seviyorum. Terlemeden, of puf çekmeden, geçen sonbahar tadında bir hava ve zaman zaman yağan yağmur ile toprak kokusu duymak güzel oluyor. Ev, iş derken günlerde geçip gidiyor...
Mutlu güzel haftalar...
HAFTANIN KİTABI
Bin Muhteşem Güneş
Khaled Hosseini, Everest Yayınları
Doğduğunuz yer, yaşadığınız coğrafya çoğu zaman hayatınızı şekillendirir. Yaşadığınız yerin bir parçası olur orada nasıl yaşanıyorsa öyle yaşarsınız, ya da öyle yaşamaya mecbur edilirsiniz. Başka yolu, çaresi yoktur. Ve bazen çetin bir coğrafyada doğar ve cinsiyetinizden dolayı, kadın olmanızdan dolayı sürekli baskı altında kalma durumu yaşarsınız. Böyle yerlerde yaşamak, hayat kavgası vermek çok zordur...İşte kadının adının olmadığı coğrafyalardan biri de Afganistan coğrafyasıdır...Kadının ne adı vardır ne de yaşayıp, yaşamadığının kimse farkında değildir. Uçurta Avcısı’ndan sonra bu çetin coğrafyada geçen özünde iki kadının hayatını anlatan bir kitap...
Meryem, yaşadığı küçük yer, annesi Nana ve babasını özlemle bekleyişi...O küçük köyde küçük kızın sürekli büyük kentleri merak etmesi ve oraya gitmek istemesi. Çocuk yaşta Raşit isimi bir adamla evlendirilmesi ile başlayan yeni bir hayat ve yaşadığı acılar...
Çocukluktan beri birbirlerine aşk ile bağlı Leyle ve Tarık’ın hikayesi bir gün Meryem ve Raşit’in hikayesi ile kesişiyor. Ve sevgilisinin öldüğünü sanan Leyla’nın Raşit’in ikinci karısı olması ile başlayan hüzünlü hikaye...
Kadınlar, çocuklar, Afganistan’ın ağır şartları ve giydikleri burkalar... İki kadının dostluğu, çocuklarını büyütmeleri ve zor şartlarda dayanışmaları...
İki kadının yaşamları, hüzünleri, birlikte mücadeleleri ve dostlukları anlatılıyor. Aşklar, acılar, çocuklar ve Afganistan’da kadın olmak, Afganistan’ın değişen siyasi yapısı anlatılıyor.
Afganistan’ın Afganistan’da yaşamanın nasıl olduğunu ve yaşanan zorlukları da kitaptan öğreniyoruz.
KIBRIS KÜTÜPHANESİ
Arif Feridun,Kitap Matbaacılık
Poli’den geçen bir çocukluk öyküsü, Poli’nin ve Kıbrıs’ın öyküsü anlatılıyor. Aile, gelenekler, eski günlerdeki yaşam anlatılırken. Kıbrıslı Türklerin eskiden yaşayışlarına da ışık tutuyor. Anıların unutulmaması için Arif Feridun kendi anılarını yazıyor. Kıbrıs’a, bize dair bir hayat hikayesi sunuyor...
YENİ ÇIKANLAR
Niki Marangou, Alfa Yayınları
“1920'lerde genç bir adam Viyana'da tıp eğitimi almak için Kıbrıs'tan ayrılır. Avrupa'da karşılaştığı sanat, bilim ve yaşam biçimi karşısında gözleri kamaşır ama aynı zamanda faşizmin yükselişine de tanık olur.
1940'ta Kıbrıs'a geri döner. Güzel bir Yunan kadın ona asistanlık yapmaya başlar ve adam kadirim büyüsüne kapılır. Yine de ona bağlanmak istemez ve kadını İskenderiye'ye gönderir. Kate burada, Kral Faruk yönetimindeki şehrin en muhteşem dönemini yaşar.”
Umberto Eco, Doğan Kitap
“19. yüzyılda Paris: Komün Günleri; hançer darbeleri; absent dumanları arasında hazırlanan cinayetler; kanalizasyonda yatan cesetler; patlamalar; isyanlar; takma sakallar; sahte noterler; düzmece vasiyetler; satanist örgütler; kara ayinler; cinsellikle pek fazla ilgilenmeyen, hastalarının rüyalarına burnunu sokmamaya kararlı bir Doktor Froïde Torino, Palermo, Paris şehirlerinde dolaşan histerik bir satanist; iki kez ölen bir rahip; masonlara karşı entrikalar kuran Cizvitler; rahipleri kendi bağırsaklarıyla boğan masonlar; çarpık bacaklı raşitik bir Garibaldi; bir sahte belgenin Siyon Bilgelerinin Protokollerine dönüşmesi...”
Suraiya Faroqhi, Kitap Yayınevi
Demirciler, çiniciler, ipek ve halı dokumacıları, fesçiler, camcılar, hatta berberler, imparatorluğun hem toplumsal hem de ekonomik kalbinde yer alıyorlardı. Çalışma, zanaatları ve zanaatkârları 16. yüzyılın başından 20. yüzyılın başına kadar izlerken tarih, siyaset ve kültüre odaklanıyor. Titiz bir çözümlemeyi Osmanlı zanaatkârlarının bazen hiç görmediğimiz güzelim eserlerinin anlatımıyla birleştiren kitapta üretim yöntemleri, lonca teşkilatı ve Osmanlı ekonomisinin yapısı mercek altına yatırılıyor. Faroqhi bu çalışmasında loncaların Osmanlı dünyasının ekonomisinde, kültüründe ve toplumunda ne kadar eşsiz bir rol oynadığını gözler önüne sererken Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi gruplarının yanı sıra kadıların, yöneticilerin ve tacirlerin etkilerini inceliyor.
Heather McElhatton,April Yayınları
Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin. Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz. Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız. Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama bunu biliyorsunuz, iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor. Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın, herkes ikinci bir şansı hak eder. Yuzlerce farklı hayat sizi bekliyor. İyi şanslar.
KİTAP DÜNYASINDAN
2011 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Türkçede 'Hüzün Gondolu' ve 'İzmir Saat Üç' kitapları bulunan İsveçli şair Tomas Tranströmer'e verildi.
2011 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne 'Benden Önce Bir Başkası' adlı kitabıyla Nurdan Gürbilek değer görüldü.
Dünyanın en büyük kitap fuarı olarak bilinen Frankfurt Kitap Fuarı, 63. kez ziyaretçilerine kapılarını açtı. Fuarın en önemli konusunun ise dijital değişim olacağı belirtildi.