Bina sayısı kentlerin nüfusunu geçti

Cenk Mutluyakalı

İnşaat Mühendisleri Odası’nın panelinde önemli isimler buluştu.
Konu günceldi: “Taşınmaz Mal Krizinin İnşaat Sektörüne Etkisi.”

İnşaat sektörü çoğunlukla “ekonomik sürdürülebilirlik” üzerinden konuşulur.
Çevre unutulur, altyapı dikkate alınmaz, toplumsal yapı umursanmaz.

***

“İnşaat sektörü”nün Kıbrıs uyuşmazlığında bir de “hukuk” boyutu vardır.

İnşaat varsa, toprak ve mülkiyet önemlidir ve yaşadığımız coğrafyada bu unsurlar sorunludur.
Hem siyasi sorun vardır, hem de hukuki...
“Yap sat”la bu sorun ortadan kalkmaz.

***

Biz yine işin çevre boyutuna dönelim…
“Yaşadığım çevreyi artık tanıyamıyorum” diye sözlerine başladı, Siyaset Bilimci ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Ahmet Sözen.

İskele’de yaşıyor.
“Son üç yılda yapılan bina sayısı kentin resmi nüfusundan fazladır” diye anlatıyor hocamız. “Yüzlerce bina yapılıyor ama arıtma sistemi düşünülmüyor, altyapı umursanmıyor, çevresel faktörler gözetilmiyor” sözleriyle isyan ediyor.

“Ne bu kadar çok inşaata ne de bu kadar üniversiteye ihtiyaç var” yargısını ortaya koyuyor.
Bunu söyleyen çok!
Ama ne inşaatlara dokunan var, ne de üniversitelere…


“Mülkiyet sorunu” için masaya!

Uluslararası İlişkiler Uzmanı İpek Borman, “Taşınmaz Mal Krizinin İnşaat Sektörüne Etkisi” panelinde Kıbrıs müzakere tarihine dair harika bir özet yaptı.

50 yılda ortaya çıkan pek çok yakınlaşma, uzlaşı, ilerleme ve çerçeveyi özetledi sevgili İpek…

Hani kimileri söyler ya, “50 yıl görüşüldü de ne oldu” diye.
Neler olmadı?

Pek çok uzlaşı var zamanın çekmecesinde…
Onlarca yakınlaşma belgesi…
Ortak deklarasyonlar var imzalanan…

“Mülkiyet için de ciddi ilerlemeler var, temel prensipler üzerinde uzlaşıldı, önemli aşamalar kaydedildi ve müzakere edilirse, bunları sonuçlandırmak mümkün” diyor İpek Borman…

Hani hep “sorun siyasi” diyorlar ya!
Çözüm için masaya oturmuyorlar tabii…

Tutuklamalara isyan ediyor, uluslararası hukuku tanımıyor, iş siyasi çözüm üretmek noktasına geldiği zaman da geçmişte varılan uzlaşıları görmezden geliyorlar.


“Böyle giderse takas için güneyde Kıbrıslı Türk malı bulamayacağız”

“Böyle giderse takas için güneyde Kıbrıslı Türk malı bulamayacağız” diyor Taşınmaz Mal Komisyonu eski Başkanı Ayfer Said Erkmen.

Çünkü güneydeki mülklerini - el altından- satan Kıbrıslı Türklerin sayısı giderek artıyor.
Güneydekini satıyor ama kuzeydeki “Kıbrıslı Rum mülkünü” de kullanmaya devam ediyor.

Hem gasp hem hilekârlık!

***

Taşınmaz Mal Komisyonu, Kıbrıslı Türklere altın tepside sunulmuş önemli bir olanaktır” ifadesini kullanıyor Ayfer Said Erkmen…
“İşin aslı bu komisyon önemli bir egemenlik alanıdır. Yargı sistemimiz de bu komisyon sayesinde dünyada tanınmış oldu. Bunun kıymetini bilelim…”

Erkmen’in verdiği önemli rakamlar var.
Taşınmaz Mal Komisyonu’na yapılan 7 bin 705 başvurudan henüz sadece 1.605'ine işlem yapılmış.
Ödenmeyen 190 milyon sterlin üzerinde tazminat var.

Adanın kuzeyinde Kıbrıslı Rumlara ait 1 milyon 400 bin dönümden fazla arazi için henüz hiçbir işlem yapılmadı.
Mülkiyet sorunu için varılan uzlaşılar "devede kulak" dahi değil...
Hatta devenin kulağındaki tüy bile olamaz!


Ayfer Said Erkmen özellikle de otellerin durumuna dikkat çekiyor.
133 otelin mülkiyetinin Kıbrıslı Rumlara ait olduğunu anlatıyor, "bunlar için mutlaka girişim yapılmalıdır, öyle olmazsa, turizmde de bir kriz bizi bekliyor" diyor.

Bir de kapalı Maraş meselesi var tabii.
3.2 Milyar Sterlin gibi bir tazminat talebiyle yüz yüzeyiz.

Uluslararası Hukuk Danışmanı Murat Metin Hakkı, Kapalı Maraş’ın yasal sahiplerine devrinin önünün açılmasının hem Türkiye hem de Kıbrıslı Türkleri rahatlatacağını söylüyor.
Ortadaki rakamlara baktığınız zaman haksız da değil.


“600 bin dönüm mülk yasal sahiplerine devredilebilir”

Kıbrıs’ta mülkiyetle ilgili “Ceza Hukuku”nun 1929 yılına kadar uzandığını anımsattı, Uluslararası Hukuk Danışmanı Murat Metin Hakkı.

Madde 281.
“Birisinin ismine kayıtlı bir malın, kayıtlı mal sahibi ya da onun mirasçısından izinsiz kullanımı suçtur.”
2 yıla kadar hapisliği var bu suçun…

Kıbrıs Cumhuriyeti son 20 senede bu maddeye eklemeler yapmış.
“Bir başkasına ait malın satışı, kiralanması, ipotek altına alınması” durumunda bu kez 7 yıla kadar hapislik isteniyor.

Yine de mülkiyet sorununun çözümünü mümkün görüyor Murat Metin Hakkı…

KKTC Anayasası sonucu yüzbinlerce dönüm arazi üçüncü şahıslara verildi.
Buna rağmen çoğunluğu Maraş ve askeri bölgelerde olmak üzere 600 bin dönüm dağıtılmamış mülk var. Buralar için yasal bir düzenleme yoktur. İşte tüm bu mülklerin 1974 yılındaki yasal mal sahibi ya da mirasçısı ile uzlaşı aranabilir; güvenlik anlamında stratejik olmayan mülklerin satışı ya da kullanımı sağlanabilir. Böylesi açılımlarla hareket alanı vardır.”


“Satılan konutların yüzde 70’i stüdyo ve 1+1 daire…”

Panelde kendini anlatmak açısından en zor görevi İnşaat Mühendisi Özalp Nailer üstlendi.

“İnşaat sektörü hakkında veriye değil hissiyata dair bir algı var. Hâlbuki ortada ürkütücü bir tablo yoktur” iddiasını savundu.

İnşaatları ve plansız betonlaşmayı masum göstermek görevi kendine düştü.
“Uluslararası hukuk” ya da “siyaset” penceresinden değil milliyetçi bir yaklaşım üzerinden Kıbrıslı Rumların tavrını yorumladı.

“Yatırım amaçlı inşaatlarda mülkiyet hakkını tehlikeye atacak kadar önemli bir alan kullanılmadı” iddiasında Özalp bey…
Son 3 yıllda kullanılan arazinin "KKTC" yüzölçümüne oranını yüzde 0.07 olarak belirtti.

Yap-Sap sektörüne dair veri analizleri paylaştı.
Sektördeki 9 büyük oyuncu gizlilik anlaşması ile tüm verilerini bir araya getirmişler.

Özalp Nailer’e göre bu veriler toplam inşaatların yüzde 75’ini temsil ediyor.

Buna göre 2021-24 yılları arasında 17.726 konut piyasaya sunulmuş.

Bu rakam yüzde 75’i kapsayan veriye dayandırılıyor.
Yüzde yüzlük tahmini konut arzı ise 23.635

Son 3 senede 9.804 konut satıldığını anlatıyor.
Bunların yüzde 47’si İskele’de…

Son üç yılda satılan konutların yüzde 18’ini Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları almış.
Bu rakamı yüzde 11’le “KKTC yurttaşları” izliyor.

“Görüldüğü gibi konutların yüzde 30’u Türkiye ve KKTC yurttaşlarına satıldı” diyor Özalp Nailer…

Avrupa Birliği yurttaşları % 24.6 ile ilk sırada aslında…
Diğer ülke yurttaşlarına dair yüzdeler de paylaşıldı.
Rusya % 12.7
İran % 11.2.
İsrail % 6.4
Ukrayna % 5.2
Türki Cumhuriyetler % 4.1
İngiltere % 1.4

Çoğunlukla yabancılar…

Bir diğer dikkat çekici veri şu…
Satılan konutların yüzde 70’i stüdyo ve 1+1 dairelerden oluşuyor.
İkamet değil yatırım amaçlı…