Fehime ALASYA
Bir annenin ‘ilaca erişim isyanı’ ile sağlıktaki sıkıntılar bir kez daha gündeme geldi.
İlaç Eczacılık Dairesi’nde 11 yaşındaki oğlunun düzenli kullanması gereken ilacı bulamayan anne Özlem Akbora, bu duruma isyan etti, Sağlık Bakanlığı’nın kapısına dayandı.
Özelde kendi, genelde tüm hastaların ilaca erişim sıkıntısı yaşadığı feryadında bulunan anne “Bütçe yok diyor ilaç getirmiyorsunuz, paramızla ilaç bulamıyoruz, ne yapalım ilaç kaçakçılığı mı yapalım?” diye haykırdı.
Anne Akbora’nın eylemi sonrasında YENİDÜZEN’e konuşan diğer sağlık dernekleri de “Bizim sesimiz oldu, aslında aylardır hepimizin yaşadıklarını dile getirdi” dedi.
Pandemideki kaos bir yana bu süreçte genel sağlığa yeteri kadar önem verilmediğini kaydeden sağlık dernekleri, vatandaşın ilaca erişimde yaşadığı sorunlar nedeniyle sağlığından olmaya başladığını anlattı. Büyük bir psikolojik savaş içinde olduğunu belirten bazı sağlık dernekleri, bir gün dahi geciktirilmemesi gereken ilaçları gün aşırı alarak idare etmeye çalıştığını dile getirdi.
11 yaşındaki oğlunun düzenli kullanması gereken ilacı bulamayan anne Özlem Akbora:
“Çocuğuma ilacını bölük pörçük verip söz verilen sürede ilaç gelmesini bekleyeceğim”
Özlem Akbora isimli anne, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan 11 yaşındaki çocuğunun ilacına erişememesini Sağlık Bakanlığı önünde protesto etti.
Çocuğunun düzenli ilaç kullanması gerekmesine rağmen, Sağlık Bakanlığı’ndan bu ilaçları temin edemediğini söyleyen anne Akbora, yaşananlara isyan etti.
Akbora, ilaç temini konusundaki sıkıntıya dikkat çekmek için bakanlık önünde oturma eylemi yaptı.
Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, piyasada ilaç temini konusunda yaşanan sıkıntının, 10-12 gün içerisinde çözüleceğine yönelik açıklama yaptı.
Anne Özlem Akbora ise Bakan Pilli’nin verdiği söz üzerine bakanlık önündeki oturma eylemini sonlandırdı.
Eyleme Hasta Hakları Derneği, Dernek Başkanı Emete İmge de söz konusu eyleme ilk andan son ana kadar destek verdi.
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge:
“Kimse bize ‘ilaca para yok’ dememeli”
İlaç eksikliğinin kronik bir sorun olduğunu anlatan Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, sadece Sağlık Bakanlığı değil, hükümetteki herkesin bundan sorumlu olduğunu dile getirdi.
İmge, şöyle devam etti: “30 yıldır bu sıkıntıları yaşıyoruz ve bu mücadeleyi veriyoruz. Bu ülkede ilaç yönetimi iyi yapılmıyor. İlaç Eczacılık Dairesi’nin iyi yapılanması lazım, daha iyi yönetim lazım… Kimse bize ‘ilaca para yok’ dememeli. Yurt dışından gelecek olan turizm ziyaretçileri için, Külliye için kaynak varken ilaç için mi kaynak yok? Mesajımız sadece Sağlık Bakanlığı’na değil, hükümetlerin tümünedir.
Bu ilaç temini her zaman için ağır aksak olmuştur, artık kapsamlı bir çözüm şart. Hastalar ilaç stoku yapıyor deniliyor. Bu neden yapılır ki? Olsa olsa güvensizliktendir. Herkes bu durumu yaşamaktan koruyor.”
Kıbrıs Türk Multiple Skleroz (MS) Derneği Başkanı Sibel Hançerli:
“Pandemi diye diye genel sağlığı bitirdiler, çok zor durumdayız, bıçak kemiğe dayandı”
Ülkede hiç bitmeyen bir sorun olan ilaç teminin doruk noktasına ulaştığını kaydeden Kıbrıs Türk Multiple Skleroz (MS) Derneği Başkanı Sibel Hançerli, kendilerine her seferinde sadece ‘kaynak yok’ denildiğini anlatarak bu duruma “Külliye veya yurt dışından gelecekler için para var. Hasta kapınıza gelecek ve kaynak yok diyeceksiniz, o zaman o koltuklarda oturmasınlar.” Cümleleriyle isyan etti.
Hançerli, bazı MS hastalarının yaşadığı ilaç eksikliğine şöyle değindi: “Çok önemli bir ilacımız var, hastalar bir gün içip bir gün içmeyerek idare etmeye çalışıyorlar. Şaka değil, çok zor durumdayız. 10 gün sonra gelecek diyorlar ama nasıl? Bir aylık bile sürmeyen ilaçlar veriliyor ki buna da razıyız ama artık bu da yok. Pandemi diye diye bizleri bitirdiler, genel sağlığı bitirdiler, bıçak kemiğe dayandı. Sağlığımızı tehdit ediyorlar. Bu hastalıklar artarsa bedelini yine hastalar ödeyecek…”
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Dernek Başkanı Hatice Jenkins:
“Acınacak haldeyiz, içimden bu anne gibi çıkıp bağırmak, haykırmak geliyor”
Yıllardır seslerini duyuramadıklarını anlatan Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Dernek Başkanı Hatice Jenkins ise “acınacak haldeyiz, içimden bu anne gibi çıkıp bağırmak, haykırmak geliyor” dedi.
Ülkedeki bakım evlerinin uzun yıllardır talebe yanıt vermediğini ifade eden Jenkins, bu yönde hiçbir girişim yapılmadığını anlattı.
YENİDÜZEN’e konuşan Jenkins, sıkıntılarını şöyle dile getirdi:
“Özellikle bakım evleri her zaman göz ardı edildi, gözümüzün içine baka baka göz ardı edildik. İnsanlar bakım evlerinde yer arıyor ama bulamıyor. Zaten tüm ülkede 8 bakımevi var, burada toplam 250 kişi barınıyor. Yaşlı ve hastalarımızı koyacak yerimiz yok. Sadece yaşlı değil, şizofreni, alzheimer (alzaymır), down sendromlu hastaların barınacağı yerleri de yoktur. Devlet bu hastaların bakımını hiçbir zaman düşünmedi. Bu kişilere ailesi bakıyor, aile de bakamaz duruma gelince ortada kalıyorlar. Mevcut bakım evlerinde de sorunlar var ama bunlar da görmezden geliniyor. Dün abimi bakımevinden aldım, insan onuruna yakışır bir bakım vermiyordu. Acınacak haldeyiz, içimden bu anne gibi çıkıp bağırmak, haykırmak geliyor. Yıllardır bunu söylüyoruz ama sesimizi duyan yok. Var olanların da kapasitesi düşüyor, bakım onarım yapamıyorlar, hiçbir devlet kurumu destek olmuyor.”
Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Koordinatörü Servet Özeralp:
“İlaç kaçakçılığı mı yapalım diye soran anne aslında aylardır hepimizin yaşadıklarını dile getirdi…”
“Pandemi sürecinde genel sağlığın hiçe sayıldığını ifade eden Kemal Saraçoğlu Koordinatörü Servet Özeralp, bir gün dahi aksamaması gereken bazı ilaçların eksikliğini yaşadıklarını veya bu endişe ile aylardır yaşam sürdüklerini anlattı.
Sağlık Bakanlığı önünde tek başına eylem yapan anneyi işaret eden Özeralp, “İlaç kaçakçılığı mı yapalım diye soran anne aslında aylardır hepimizin yaşadıklarını dile getirdi…” dedi.
Özeralp, kanser hatası çocukların ve ailelerin yaşadığı sıkıntıları şöyle dile getirdi:
“Bu sıkıntılar küçük küçük geldi ama içinden çıkılmaz bir hal aldı. Daha da çok büyüyeceğinden korkuyoruz. Bunu daha önce de ileterek çare istedik. Özelde bizim yaşadığımız sıkıntılarda, kemoterapi ilaçlarının tümünde olmasa bile 3,4 tanesinde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Mali kaynak yok, bütçe yok cevabını alıyoruz. En son geçen hafta bir aile İlaç Eczacılığa gitti, yoktur diyerek baba reçeteyi geri aileye verdi, yok denildi. ‘Buyurun başınızın çaresine bakın’ demenin dilidir. Bir doz atlanan ilaçlarda dahi çok kötü sonuçlar alabiliriz. Çocuklar çok şükür bu bilinçte değil ama anne ve babalar her gün bu yükü aşıyor. Maddi gücü olsa dahi kişiler bu ilaca ulaşamıyor. İlaç kaçakçılığı mı yapalım diye soran anne aslında aylardır hepimizin yaşadıklarını dile getirdi… Bu annenin isyanı hepimizin isyanıydı. Çocuklarımız duyar, görür ve etkilenir diye bile bu anne gibi sokağa çıkmaya korkuyoruz. Herkes kendi üstüne düşeni bıraktı, devlet yükümlülüklerini sırtlandı. Pandemi diyerek genel sağlığımız hiçe sayıldı.”
FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜ: FEHİME ALASYA