Bir annenin yakarışı

Cenk Mutluyakalı

“Kudret bey çocuğu askerde olan 75 gündür hiç göremeyen bir anne olarak size yalvarıyorum” diyor bir ana...
Açık açık yazıyor, fısıldamadan...

Yüreğini koşuyor özlemiyle, kaygısıyla...
Yağmalanan umutların tarihinde hep de hüzünlüdür bu yurdun anaları…

***

Bir annenin, bir bakana yalvardığı bir ülke istemiyorum.

“Rica, minnet” yaşamak istemediğim gibi!
Kendi emeğimin ve yatırımımın bizlere “sadaka” gibi sunulmasını hazmetmediğim gibi…
İnsanın özgürlüklerine saygı için vardır demokrasi...

Yaşam kalitesini, sevincini, umudunu yükseltmek için vardır…

***

Bir asker annesi yalvarıyor.

“Kudret bey çocuğu askerde olan 75 gündür hiç göremeyen bir anne olarak size yalvarıyorum. Anlaşın... Çocuklar hafta sonları çıkabilsin...”

***

Bir mahkûmun annesi değildir yalvaran ne de yedi kat yabancı!
Bir askerin annesidir.
Kim bilir o evladın “yalvaran” gözleri şimdi nerededir?

***
“İzinleri yanmayacak” diyor Bakan…

Lütfetmişler (!)
Ne de büyük bir nezaket göstermişler (!)

***

Eğer bir “savaş” varsa doktorlardır cephede!

Hemşirelerdir...
Askerdeki çocukları aylardır kışlalara kapatmanın sebebi nedir peki?

***

Nedir bilir misin?
Güç” gösterisidir bu…
Anayasa’nın geçici 10’uncu maddesidir…
Ada yarısının “askeri bölge” halidir…
Ateşkes rejimidir.
Seçilmişlerin acizliğidir.

***

“Moralleri çok bozuk ve psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Gece gündüz, tatilsiz, iş, görev, nöbet tutarlar. Hepsi zayıfladı, çöktü; bu işkencelere lütfen bir son verilsin. Biz evlatlarımızı sağlam sağlıklı teslim ettik. Ruh hastası yaptılar; aşağılanma, köle gibi kullanma, ne ararsanız var” diyor bir anne...

***

Öyle ya kıytırıktan yurttaşlıklarla “milletin meclisi”ne oturmak üzere vekâlet alanların ve uyduruktan raporlarla askerlik kaytaranların yerindeyiz!
O yer bize benzemiyor.
Ve bir annenin yüreğinden daha kutsal değildir vatan!
Bilesiniz istedim…