Aygün Bahar ÖKMEN
Müzisyen arkadaşına İtalyanca öğretmesi karşılığında, saksafonu öğrenmeye başladığını anlatan Yena Hacışevki, “Severek dinlediğim bir enstrümandı, merakım bu şekilde başladı” dedi.
Hacışevki, turist rehberliği yaptığı sırada Ukrayna’dan gelen bir çiftle tanıştığını ve bu çiftin kendi yaptıkları kamıştan flütün ilgisini çektiğini ifade ederken, Turistlerden ricada bulunduğunu ve bu şekilde kamıştan flüt yapmayı öğrendiğini de anlattı.
Hacışevki, evinde kamıştan flüt yapımına başladığını ve bir süre sonra evin kamış flütlerle dolduğunu aktardı.
Hacişevki şu şekilde konuştu:
“O noktadan sonra bunun hobi olmaktan çıktığını fark ettim. Arkadaşlar da bir atölye açarak bunların satışına başlamamı tavsiye etti. Masa oyunları tasarımı da yapıyordum. Böylece atölyeyi açtım ve kamış flütler, masa oyunları, likörler gibi evde yaptığım şeyleri atölyeye taşıdım. Bunları atölyede yapıp satmaya başladım”
“İnsanları müziğe yaklaştırmak istedim”
Sonrasında deneme yanılma yoluyla pek çok flüt ortaya çıkardığını ifade eden Hacışevki, “İki kişinin çalabileceği bir flüt ortaya çıkardım. Bu telif hakkını aldığım bir ürün oldu çünkü emsali yok” ifadelerini kullandı. Başlarda kendisini tanıtırken çok zorlandığını dile getiren Hacışevki, “Müzisyen olmayan insanlar flüte neden ilgi duysun. Üstelik bir de maddi durumu sıkıntılı ise bu tarz şeyler lüks olarak görülüyor” dedi. Sosyal medyayı ve insanlara ulaşmanın yollarını araştırdığını söyleyen Hacışevki, “Müzisyen değilim belki ama müzik aleti yapımına soyundum ve istedim ki insanları da müziğe yanaştırayım”
“Müziğin bir parçasıyız”
Çeşitli workshoplar yaptıklarını ifade eden Hacışevki, “Flütle çifler arasındaki iletişim becerilerini geliştirmek için yaptığımız workshoplar da oluyor” dedi. İnsanların müzisyenliği meslek olarak yapmadıkları sürece müzikten kendilerini uzaklaştırdıklarını dile getiren Hacışevki, “Kalbimizin bile bir ritmi var, biz müziğin bir parçasıyız” ifadelerini kullandı.
“Bir bağ, bir köprü kurmayı amaçlıyorum”
Hacışevki şunları dile getirdi:
“Müziği ve ritmi sadece müzisyenlere bıraktık. Biz kendi kendimizi dışladık. Ben bu soğukluğu kırmak istedim. İnsanların kolye gibi takarak her an yanlarında hissedebilmesi için minik flütler yaptım. Corona’dan dolayı planlarım yavaş ilerliyor ama önce Aşk Flütü adını verdiğimiz ve sonradan Yena’s Flüt diye adlandırılan flütün yapımı-satışı ve mümkünse insanları birbirine yaklaştırabilecek kişisel gelişim workshoplarını dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleştirmek hayalim var. Bir bağ, bir köprü kurmayı amaçlıyorum.”