Yine elimde henüz dumanı tüten, fırından yeni çıkmış bir kitap...
Kalbim küt- küt atmakta tüm heyecanları geride bırakmakta...
Kitabı, kağıtları koklanıyorum; heyecanımı yenmeye çalışıyorum. Yok kesin; bu koku, bu ilk dokunuş heyecanların en büyüğü...
Elimdeki kitapta yine bambaşka bir yürekle çıktım yakın geçmişe yolculuğa...
Hala yaşıyorken, hala anlatabiliyorken ilk ağızdan dinlemek istedim yaşananları...
Kıbrıslı Türklerin ilk kadın hekimi Dr. Aydın Sennaroğlu ile buluştuk kocaman bir yaşanmışlıkta...
Hepsi bize, bu adadaki hayatlara ve mücadelelere dairdi.
Dr. Aydın Sennaroğlu’nun ömür boyu süren disiplinli ve cesur yaşamı belki de tüm yaşantımı etkileyecek derecedeydi. Dinledikçe büyülendim, cesaretlendim ve yaşama bambaşka bir enerji ile sarıldım. O, sanki yaşamın tüm umutsuzluklarına karşın; hep ayakta bir umut kaynağı gibiydi. Üzerine aldığı görevi her ne pahasına olursa olsun bitiren tam bir görev insanıydı. Yumuşacık sevgi dolu yüreği, vefa ile şekillenmiş yaşamı, çevresindekileri hep sıcacık ve bir arada tutmaktaydı. Hekimliğe olan adanmışlığı aslında insanlığa ve bu topraklara olan tutkusuydu. Dediğim gibi bu kitabı yazarken ben Dr. Aydın Sennaroğlu’ndan yaşama dair bambaşka bir enerji aldım. Güçlendim, umutlandım ve bu topraklara daha da büyük bir emekle sarıldım. Biliyorum ki, siz de eğer bu kitabı okursanız sayfalarda satırlar arasında dolanırken tıpkı benim gibi ona hayran olacak ve yaşamdaki en anlamlı konuların umutlu olmak, çalışmak, disiplinli olmak ama ille de ailenize ve sevdiklerinize sahip çıkmak olduğunu bir kez daha derinden hissedeceksiniz. Dr. Aydın Sennaroğlu bu kitap yazılırken ille de yaşamına dokunanların hepsinin hiç bir ayırım yapmadan ciddi bir aile büyüğü konumuyla; burada kendi ile birlikte ölümsüzleşmesini istedi. Bunu öyle büyük bir titizlikle ve yüce gönüllülükle yaptı ki hayran olmamak elde değildi. Onun yaşamında statülerin hiç önemi yoktu. Bir kapıcı, bir doktor, başbakan, köydeki aile bireylerinden biri ya da bir hastası; hep ama hep aynı değerdeydi. Onun kriterleri ne olursa olsun çalışkan ve dürüst olmaktı.
O eğitimci bir ailenin kızıydı. Babası Hasan Behçet’in bu adada eğitime yaptığı katkılar çok büyüktü. Ama bayrak yarışında sıra Dr. Aydın’daydı. Babasının eğitimde taşıdığı bayrağı daha da yükselterek hekimlik alanında taşıdı. Taşımakla kalmadı, Kıbrıslı Türklerin gurur duyacağı evlatlar yetiştirerek bayrağı başarıyla çocuklarına taşıdı. İnsanlığa çok değerli iki çocuk yetiştirdi.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Kıbrıs Türk Tabip Odası’nın bir süredir başlattığı Kıbrıslı Türklerin tarihine ışık tutma çabalarına bir yenisini daha ekleyerek Dr. Aydın Sennaroğlu’nun biyografisini hazırlamayı ve sizinle paylaşmayı bir görev bildik. Bu çalışmaların sözlü tarih yoluyla toplumsal belleğimize yapacağı katkı bize göre çok değerlidir. Kıbrıslı Türk hekimler yakın geçmişimizde gerek toplumsal mücadele, gerekse siyaset arenamızda ciddi roller üstlenmiş kişilerdir. Onların anıları Tıp tarihimizin yanı sıra yakın geçmişte yaşanmış ve halen çoğu üstü kapalı olaylara çok önemli bir ışık kaynağı olmakta, geçmişi aydınlatırken bugüne ve geleceğe de ciddi bir tarih mirası bırakmaktadır. Bu eserlerin sadece Tıp tarihimiz değil, toplum tarihimiz olduğuna da inanmaktayız.
Kitabın sayfaları arasında dolanırken Baf’ta başlamış, Lefkoşa ve İstanbul’da şekillenmiş renkli, bir o kadar da disiplinli bir yaşamın detaylarını bulacaksınız. Adanın her yerinde süren hizmet aşkı ve Kıbrıs’ta Tüberkülozda yaratılan mucize bu renkli yaşamın taçlandırılması gibidir. Kıbrıs’ta bir dönemin aile ilişkileri ve dostlukların sürekliliği ise hayran olunacak Kıbrıslı yaşamlara dairdir. Yine aynı döneme dair Kıbrıs’ta şiir sanatı ise inanıyorum ki beni olduğu kadar sizi de etkileyecektir.
Kitabın kapak dizaynı Doç. Dr. Gökçe Keçecioğlu’nun...