2008 yılında baş gösteren ve başta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı derinden sarsan ekonomik krizle beraber, Yunanistan bugün iflasın eşiğinde.
Bir AB üyesi olarak Euro bölgesinin bir parçası olan yani kendi para birimini (Drahmi) değil de AB’nin ortak para birimi Euro’yu kullanan Yunanistan’ın bugün geldiği nokta, bir yandan da Euro ve Euro bölgesi uygulamasının sorgulanmasına neden oluyor, doğal olarak.
Yunanistan Euro değil de Yunan Drahmisi kullanıyor olsaydı, yani kriz süresince paranın (kurun) kontrolü kendinde olsaydı, bugün sonuç farklı olur muydu?
AB’nin güçlü ekonomileri, aslında bir anlamda ‘riskleri paylaşma’ projesi olan Euro bölgesi içerisinde üzerlerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiş olsalardı, büyük ekonomik kriz Yunanistan gibi zayıf ekonomileri bu denli perişan eder miydi?
Bu sorulara ve benzerlerine verilecek rasyonel yanıtlar, Avrupa ekonomisinin, Euro’nun ve AB’nin geleceğinin analizi bakımında önemlidir kuşkusuz.
Ancak Euro’nun riskleri ve AB’nin riskleri paylaşma konusunda gösterdiği zafiyeti sorgularken gözden kaçırılmaması gereken önemli bir başka nokta var:
Siz, kendi ekonominizin salahiyeti için bugüne kadar ne yaptınız?
Ekonominizi nasıl yönettiniz?
Ekonomi politikalarınızı nasıl planladınız?
Ekonominizin çarklarını usulünce döndürebildiniz mi?
Ülkenizin gelirini ve kaynaklarını halkınıza adil bir biçimde paylaştırabildiniz mi?
Ekonominin önemli gelir kaynaklarından biri olan vergileri, adil bir biçimde toplayabildiniz mi?
Evet Yunanistan güçlü bir sanayi ülkesi değil.
Evet Yunanistan’ın dünyaya sattığı zengin doğal kaynakları yok.
Evet Yunanistan’ın, dünya çapında gelir getiren büyük markaları yok.
Ama Yunanistan’da çok uzun yıllardır ‘kötü’ yönetilen bir ekonomi var.
Yunanistan halkının ve hükümetinin, Almanya’nın güdümündeki dayatmacı politikalara karşı gösterdiği direnişi selamlamakla birlikte, madalyonun öteki yüzünü de gözden kaçırmamak gerek.
Yunanistan örneğinden hareketle görüyoruz ki, ekonomisini iyi yapılandıramayan, ekonomisinin çarklarını usulünce döndüremeyen, gelirini ve kaynaklarını halkına adil bir biçimde dağıtamayan, vergisinin toplamayı başaramayan ülkeler için ‘ Euro’ bir kurtarıcı değildir.