Bir de ‘zengin olmak’ isteseydi

Siyasetçinin “zengin” olma hakkı yok mu? Elbette var!.. Yeter ki, siyasi konumunu kullanarak “haksız” kazanç elde etmesin. Ve tutarlı olsun. “Hesap verebilir” olsun *** Birkaç sene öncesinin Meclis tutanakla

 

 

 

Siyasetçinin “zengin” olma hakkı yok mu?

Elbette var!..

Yeter ki, siyasi konumunu kullanarak “haksız” kazanç elde etmesin.

Ve tutarlı olsun.

“Hesap verebilir” olsun

 

***

 

Birkaç sene öncesinin Meclis tutanaklarından, bir siyasetçi diyor ki, “Keşke zengin olsaydım, şikayetim olmazdı. Ama ben zengin olmak için yaşamadım...”

Göreceli bir kavram...

Hangi durumda kendinizi “zengin” hissettiğinize bağlı elbette..

Neyse...

Sonra diyor ki, “Köyümden bir zeytin ağacı bile getirmedim...”

Tam da Sezen şarkısı gibi, “Bir kedim bile yok anlıyor musun...”

Ve sonra, “hadi gülümse...”

 

***

 

İster istemez gülümsüyor insan.

Birkaç sene önce, bu konuşmayı yapan kişinin bugün Reis-i Cumhur olduğu düşünülürse...

Ve banka hesaplarından, 2 trilyon gibi bir birikim çıkarsa ortaya...

 

***

 

Bir belge var elimde, yıllar önce yine yayınlamıştık.

Bir yazı, altında da “Başsavcı”nın imzası...

Diyor ki, “şehit ebeveyni varislerine kaynak verilmesi, yasal olarak mümkün değil.”

Tam da belgedeki ifadeyle, hukuk diliyle yazalım.

“Bir hakkın mirasçılara intikal edebilmesi için o hakkın öznelleşmesi gerekir. Başka bir anlatımla, bir hakkın miras konusu olabilmesi için o hakkın tüm unsurlarıyla ölen kişiye geçmesi gerekir. Ayrıca yasanın ilgili maddeleri ışığında şehit ve hadise kurbanlarının ebeveynlerinin mirasçılarına konut veya 500 bin puan verilmesine yasal imkan yoktur.”

Oysa iki arsa, hem de kaynak paketine konmadan verilir.

Puanlar da...

Hatta, bir “incir ağacı”na biçilen “eşdeğer” günlerce konu olur medyada...

Ve bu meseleye konu kişi de, “zengin olmak istemeyen” liderin en yakınıdır (!)

 

***

 

Siyasetçinin “zengin” olma hakkı yok mu?

Elbette var!..

Yeter ki hesap verilebilir olsun...

Yeter ki, siyasi konumunu kullanarak “haksız” kazanç elde etmesin.

Zengin olmak istemese bile!...

 


 

ZIRHLI ARAÇ !..

 

Dedikodular çok fazla..

Biri..

Derviş Eroğlu’nun parası, aslında, bir başka “yerli” bankadaymış.

Sonra...

Başbakan İrsen Küçük, bu bankadaki Yönetim Kurulu üyelerini değiştirince, Eroğlu da parasını çekmiş...

 

***

 

Parayı, Eroğlu’nun evinden bir “zırhlı” araçla almış, yeni banka...

Korumalar eşliğinde!..

 

***

 

Çok inandırıcı gelmiyor bana bu dedikodular!..

Ama doğrusu, “uluslararası” bir bankanın, müşterisinin “özel hesaplarını” dışarıya sızdırması da tam bir facia...

Bu amaçla “krizi masası” kurulmuş zaten, ilgili bankada...

Ve herhalde, çoklarının “iş hayatı” yanacaktır sonuçta...

“Siyasi” olarak da felaket durum, “bankacılık sektörü” için de...

Bir taş, iki “koca” kuş düşürdü, anlayacağınız varsa...

 


 

Manşetlerin hesabı...

 

Meclis’te ortaya dökülen “banka” hesapları, medyada kimilerini de “deşifre” etmek anlamında etkili oldu.

Hesaplara yansıyan paranın beşte biri için geçmişte adeta “linç”e girişenler, “savunma” yaptılar bu kez...

Kimileri de ya “aman da nasıl değişir bu gündem” diye şaşırdılar ya da görmezden geldiler.

Böylece manşetler “hesap dökümü”nü yaptı, medyanın!

 

 


 

İleri

 

Güneyde, Hristofyas’ın yüzde 30’lara düşmüştü desteği, en son, patlamadan sonra!.. Ve bir komisyon kurulmuş, “suçlu Hristofyas” demişti.

Şimdi, bir komisyon da Eroğlu’nun “mal varlığı”nı araştıracak kuzeyde..

Desteği bakalım kaçlara düştü. Ve böylesi bir süreçte  “ilerleme” vardı, dünkü görüşmelerde (!)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri