New York’ta BM Genel Kurulu’nda ayaküstü buluşan Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı ve Türkiye Dışişleri Bakanı’nın kısa konuşmaları ilginç bir gündem oluşturdu.
Christotulidis, referans koşulları üzerinde anlaşma olmadan beşli konferansın gerekli olup olmadığını sormuş. Çavuşoğlu da “Neyi müzakere edeceğiz, Kıbrıslı Rum lider iki devletli çözüm, konfederasyon, federasyon dahil değişik fikirler sunuyor” deyince Kıbrıslı Rum Bakan; “Cevabı hemen verebilirim. Sadece iki toplumlu, iki bölgeli federasyon vardır. Biz hazırız, sonuç alalım” demiş.
Bunu duyunca “vay be” diyorsunuz, “demek ki çözüm kolay. İki taraf da aynı şeyi istiyor madem sorun yok.”
Öyleyse neden çözüm olmuyor peki!
Çavuşoğlu’nun dediği doğru aslında… Anastasiadis’in sözü edilen modelleri ortaya atmadığını kim söyleyebilir ki! Kafası karışmış gibi bir öyle bir böyle demeçler verdiğini görmedik mi!
Ancak öte yandan Türkiye’nin özellikle ‘garantörlük’ konusunda direngenliği nedeniyle yaklaşan çözümlerin de olamadığını yaşamadık mı!
Gelin görün ki şimdi Rum (Kıbrıs Cumhuriyeti) Dışişleri Bakanı çözüm modelinin belli olduğunu söylüyor.
Madem öyle o zaman bunu değerlendirmek gerekmez mi?
Merak ediliyordu; Anastasiadis farklı şeyler söylüyor, kafası net değil, neyi konuşacağımızı belirleyelim deniyordu.
İşte neyin konuşulacağı en yetkili ikinci ağızdan belli oldu;
İki bölgeli, iki toplumlu federasyon.
O zaman referans koşullarında uyum sağlamak daha kolay olmadı mı!
Bazı şeylerde hâlâ direnç göstermekten artık vazgeçmenin zamanı gelmedi mi!
Bunları sorarken de aslında tabloya bir bakmak gerekiyor;
“Neyi konuşacağız, işte bunu konuşacağız” diyenler Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanı.
Hani nerde Özersay?
Christodulidis neden Çavuşoğlu’nu muhatap aldı?
Özersay’ın New York’ta işi neydi?
Akıncı gitti diye meydanı boş bırakmamak için arkasından veya önünden giderken yapması gereken işi başkaları yapıyor… Muhatap dahi alınmıyor.
Anastasiadis’le ‘aile yemeği’ yemesi bile işe yaramamış. Muhatabı olması gereken Bakan, onu değil de Türkiye Dışişleri’ni muhatap alıyor.
Siz hâlâ iki devletli çözüm demeye devam edin.
Ve bunu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne kabul ettirin!
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman bu talebin ne anlama geldiğini anlatırken, bu isteğin Rum tarafına kabul ettirileceği (Anastasiadis iki devletli de demişti ya!) ve bu sefer de Anastasiadis’in kabul ettiği KKTC’yi BM’ye ve AB ülkelerine kabul ettirmesi için bizim yerimize savaş vermesi gibi saçma bir durumun ortaya çıkmasının garipliğini belirtiyordu.
Düşünebiliyor musunuz?
Anastasiadis almış eline KKTC bayrağını, ülke ülke geziyor;
“Ortağımız KKTC ilelebet yaşayacak!” diye…