Mersinlik - Ağıllar vadisindeki yangını söndürme çalışmalarına gönüllü katılan Hüseyin Öngün, süreçteki “karmaşayı” anlattı.
Gönüllü yurttaş, hem koordinasyon hem de eğitim eksikliğine dikkat çekti, ““Bu kadar yangın alanından kopuk bir yönetim olamaz.” ifadelerini kullandı.
“Yangın bölgesinde tamamen bir karmaşa vardı. Ne bir düzen ne bir sistem” diyen Öngün; “Kim, nerde, ne yapıyor hiç kimsenin en ufak bir fikri yoktu. Ateş gördükleri yere koşuyordu insanlar.” sözleri ile yaşadıklarını özetledi.
Hüseyin Öngün’ün şu sözleri dikkat çekti:
“İlk gün olayın biraz şoku olsa da önce bölgenin doğusundaydım. Daha sonra yanan bölgenin batısına yani yüz yıllık ağaçların bulunduğu Tatlısu vadisi diye adlandırabileceğim vadinin en başına yani ağıllar köyünün en üstündeki tepeye geçtim.”
“2. ve 3. günler de hemen hemen buradaki konumumu koruyarak ateşlerin vadiye geçmesini engellemeye çalıştık. Olurda rüzgâr batı yönüne doğru esseydi zaten şu an hala yangını izliyor olurduk.“
“Buradan en başta Tatlısu Belediyesi çalışanlarına yürekten teşekkürler. Bu kadar zorlu arazide bile bir an olsun durmadan çalıştılar. Ne yazık ki aynı şeyi diğer kurumlar için söyleyemeyeceğim. Sahada çalışanların bir kısmı hariç özellikle yönetici olarak çalışanlar tamamen bir fiyasko.”
“Orman yangını için kullanılan araçlar yanımıza gelir, hortumları yok. Hortum bulurlar, depolarında su yok. Tankerlerin hepsi Ardahan kavşağında beklemede…”
“Yaklaşık 3 saat su bekleyip yanan ormanları izleyen ormancı mı olur. Maalesef olur.”
“Ormancı olarak bulunan ve tahminimce yüzde 90’ı geçici işçilerden oluşan arkadaşların anladığım kadarıyla hiç bir eğitimleri yok. Hortumu tankere bağlamayı bilmeyen, vanası açık mı kapalı olduğunu anlayamayacak kadar acemi...”
“Gözlemlerime göre yangın ne yazık ki çok kötü yönetilerek bölgede yanacak orman kalmadığı ve yağmur yağdığı için 4 günde söndürülebildi.”
“Biz yukarda ormancı, itfaiyeci ve belediye çalışanı arkadaşlarla yana yana insan gücüne ihtiyacımız var deyip sürekli bir birimize sesleniyorduk. Akşam olup eve gelince haberlere bakıyordum, iş gücüne ihtiyaç yok gelmeyin diyorlardı. Akıl alır gibi değil.”
“Bu kadar yangın alanından kopuk bir yönetim olamaz. Olmadı da zaten. Herkes güzelim kantara kurtuldu diye seviniyor. Ama kantarayı kurtarmak için açtığınız güvenli bölgeyi neden 3-4 km daha geriden açıp yanan ormanın yarısını kurtarmadınız.”
“Gelelim insan gücüne ihtiyaç yok meselesine. Uçaklar ve helikopterler yangının alevini aldıktan sonra karadan müdahale olmadığı için yangın söndürülemedi.”
“Bu üç günde gördüm ki toplumumuzun çok büyük bir kısmı sadece sosyal medyadan fotoğraf ve video paylaşmayı biliyor, kürek tutmayı bilen ne yazık ki çok ama çok az.”
“Bu yangının sönmemesindeki en büyük neden toplumun gereken desteği göstermemiş olmasıdır. Çünkü biz hiçbir zaman bu toprakları sahiplenemedik. Tek yaptığımız yalanlarımızı bayrak ve milliyetçilik naralarıyla örtmek ve gereksizce eleştirmek.”