Herkese…
Ama herkese…
Kadın ya da erkek…
Köylü ya da kentli…
Buralı veya göçmen…
Sağcı yahut solcu…
Memur veya işçi…
Zengin ya da fakir…
Hiç fark etmez.
Bazı şeyler herkese lazım eder bir gün.
Adalet mesela…
Demokrasi de…
Hastane elbette…
Güvenli trafik de...
Mutlaka!
* * *
Boşuna dememişler “Kurtulmak yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz” diye…
Bakmayın siz “Gemisini kurtaran kaptan” diyenlere…
Gemisini kurtaran kendisini ‘kaptan’ sanabilir sadece… ‘Kaptan’ olamaz ama!..
Kendi cebini doldurmak, kendi egolarını tatmin etmek, kendi etrafını onarmak dışında bir gailesi olmayanlar her ne kadar dünya kendilerine kalacakmış zannetseler de öyle olmuyor.
Oluşan sistem bir gün kendilerini de mağdur edebilir pekala…
Tıpkı bizde olduğu gibi…
* * *
Eğer bir ülkede 2 dakikalık mesafeye trafik keşmekeşi yüzünden ambulans 27 dakikada ulaşabiliyorsa, o sistem ‘öldürücü’dür.
Eğer bir ülkede hastane morguna teslim edilen cenaze çürüyorsa, o sistem ‘kokuşmuş’tur.
İnsanın mutluluğu üzerine inşa edilmeyen hiçbir yapı toplumları mutlu etmez.
Çok dar bir kesim kaymağını yer memleketin de esas kalabalıklara çanağın dibi kalır.
İşin kötü tarafı şudur ki, en geniş kalabalıklar ağzındaki lokmaya kadar her şeyleri sömürülürken sisteme uyum gösterirler.
Bölünürler, sesleri duyulmaz, güçleri kalmaz.
Bir avuç çıkar grubu için kolaydır artık gerisi...
* * *
Plansız inşaatlaşma, sahillerin kumarhanecilere teslim edilmesi, peşkeşler ve talanlar peş peşe gelir.
Kar etmek, rantı büyültmek, zenginliğine zenginlik katmak isteyenlerin önü açıktır artık.
Hava da kirlenir, deniz de kokar, trafik de kilitlenir, rüşvet de döner, mafya da türer.
Tüm bunlar olup biterken sesini çıkarmayanlar, bunların yaşanması işine gelenler, kar ve rant sağlayanlar da gün gele nasibini alır.
Trafikte yakını ölür, çocuğu uyuşturucuyla yakalanır, evi soyulur, kız kardeşi tecavüze uğrar, işyeri yakılır, arabası çalınır, polise düşer, işkence görür, sesini çıkarmaktan korkar hale gelir...
Lafın kısası, bazı şeyler herkese lazım eder.
Bir gün mutlaka...