Bir günde büyümüş çocukları var bu ülkenin…
16’sında henüz ruhları örselenmemiş, yanaklarına jilet değmemiş, yüreklerinde aşk sızısı hissetmemişken…
Kum torbası doldurmuş, siperlerde uyumuş, mermi artıklarından kolye yapmayı öğrenmiş çocukları…
* * *
Bir günde ganimet zehrini içmiş insanları var bu ülkenin…
Hayali dahi kurulmamış bağların, bahçelerin, otellerin, fabrikaların sahibi olmuş, dününü unutmuş, vicdanını yitirmiş, gözünü talanla karartmış insanları…
* * *
Bir günde bencilleşmiş insanları var bu ülkenin…
Siyaseti bireyci menfaatlerin aracı gören, kendinden gayrısını umursamayan, particiliği üleşmekle eş tutan, en yakının dahi sırtına basarak yükselen insanları…
* * *
Bir günde kaypaklaşan milliyetçileri var bu ülkenin… Bayrağın ardına gizlenen, kimliğini pazarlayan, kişiliğini satılığa çıkaran, açgözlülüğün kölesi Milliyetçileri…
* * *
Bir günde maskeleri düşmüş solcuları var bu ülkenin…
Özgürlük boyaları her demokrasi yağmurunda kaybolan, kendine eşitlikçi ancak ve ancak kendi gibi düşünenlere özgürlükçü yalaş bulaş solcuları…
* * *
Brecht'in sözü gibi bir günde çoğalan üç ordusu var bu ülkenin...
"Ölüler ordusu, yas tutanlar ordusu ve hırsızlar ordusu..."
* * *
Bir günde yanmış, yıkılmış, tükenmiş insanları var bu ülkenin…
Batmış, batırılmış, terk edilmiş, hayalleri kırılmış, kandırılmış insanları…
* * *
Bir günde köşeyi dönmüş insanları var bu ülkenin…
Bir günde uçurumdan yuvarlanmış insanları...
* * *
Bir günde küstahlaşan insanları var bu ülkenin, gözünü hırs bürüyen, kibirli ve saygısız insanları… Şehvete yenilen, ihtirasa sarılan, çürüyen ve çürüten insanları…
* * *
Yüreğinizi ısıtan, göğünüzü çoğaltan, umudunuzu köpürten insanları var bu ülkenin; hep saf kalmış, kir tutmamış insanları, karşılıksız ve çıkarsız seven, sarılan, iyileştiren insanları…
* * *
Bir günde yaşlanmış insanları var bu ülkenin…
Bir gün dahi kendi iradesini avuçlarında tutamamış insanları var…
Bir gün dahi kendisi olamamış insanları…