Devrim DEMİR
Eğitim ‘kademeli’ olarak başladı, öğretmen sendikaları Eğitim Bakanlığı’nın okullarda aldığı COVID-19 önlemlerini yetersiz buldu, hükümeti daha fazla önlem için uyardı.
KTÖS’e göre; “okulun ikinci gününde bazı okullarda yine öğrenci sayısı çok azdı. Birçok aile, hükümetin aldığı tedbirleri yetersiz buldu, özellikle anaokulu giden çocukların çoğu okula gönderilmedi”
Eğitim Bakanlığı’nın aldığı kararları yetersiz bulan KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem okullarda alınan tedbirleri YENİDÜZEN’e değerlendirdi, hükümetten daha titiz önlemler talep etti.
Burak Maviş, ailelerin hükümetin aldığı tedbirlere güvenmediğini ve dönüşümlü olmasına rağmen birçok ailenin çocuklarını okula göndermediğini kaydetti.
Selma Eylem, eğitim için bir bütçe ayrılmadığını olağan üstü bir durum yaşandığını ve her şeyin normal ve yolundaymış gibi davranıldığını ifade etti.
Maviş: ‘Yeterli hijyen malzemesi yok’
KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş, sendikalarının yaptığı hesaplamaya göre Eğitim Bakanlığı’nın pandemi tedbirleri kapsamında 1 ders yılı boyunca öğrenci başına 86 TL ayırması gerekirken, Maliye Bakanı’nın Eğitim Bakanlığı’na 500 bin TL aktarıldığını gördüğümüz zaman bu rakamın öğrenci başına 9 TL olduğunu görüyoruz. Sağlık ve eğitim kitlerinin alımı için Maliye’den ayrılan kaynak toplamda öğrenci ve öğretmen başına 9 TL olarak ortaya çıkıyor. Bu rakam 86 TL olmalıdır. Öğrenciler için gönderilen el dezenfektanları sadece bir hafta yetebilir. Maskeler tek gün. Okullara sadece bir gün yetecek kadar tek kullanımlık maske, el dezenfektanı; okul geneline de bir ay yetecek kadar temizlik dezenfektanı gönderildi. Kılavuza göre, sürekli temizlik yapılması gerektiğine ilişkin açıklama var. Her okula bir tane ateş ölçer gönderildi. DSÖ’ ye göre, bir ateş ölçer yetmez ve en az bir dakika bekletilmesi gerekir, her bir ölçümde 2 ateş ölçer olması gerekir. Eksik kalan durumlarda okul aile birlikleri, veliler, öğretmenler, hayırsevere vatandaşların katkıları ile eğitim faaliyetleri bu şekilde başladı” dedi.
“Birçok çocuk yine okula gönderilmedi”
Eğitim Sekreteri Burak Maviş, okul öncesi okullarda da bazı sıkıntılar yaşandığını, eğitimi dönüşümlü olarak açtıklarını, birçok eksiğin yaz tatili boyunca giderilmesi halinde 80 okulda tam zamanlı eğitime başlayabileceğini kaydetti.
Maviş, “Ailelerin bir kez daha hükümete güvenmediğini gördük. Okul öncesi bir ve ikinci sınıflarda dönüşümlü olmasına rağmen tüm çocuklar okula gelmedi. Özellikle şehirlerde gelmedi. Aileler, Eğitim Bakanlığının aldığı tedbirleri yeterli bulmuyor. Alınan önlemlerle ilgili bir şeffaflık yok. Bütün sorumluluk bakanlık tarafından öğretmenlerin boynuna yıkıldı. Parklar kullanılmıyor. Çocukların oyun alanları okul yönetimleri tarafından tedbir altında bunun sürdürebilirliği için okullarda öğrenci sayısının az olması gerekiyor. Dönüşümlü devam etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Aileler dönüşümlü eğitime sıcak bakıyor…
Dönüşümlü eğitimin kalabalık olan özellikle şehir yerlerinde hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Maviş, bakanlığın okullardaki hijyen ile ilgili insanlara güven verilmesi gerektiğini kaydetti. Maviş, “Son zamanlarda yaşadığımız su sıkıntısı, etkili. Şuanda ailelerin bir kısmı çocukları göndermediği için öğrenci sayıları düşük, henüz su sıkıntısı baş göstermedi. Bu süreçte, okullarda tuvalet sayıları artırılmalı bazı okullarda bu sıkıntılar göze çarptı. Sağlık bakanlığı tam zamanlı eğitim önermesine rağmen, bugün dönüşümlü açılmasına destek verdi veliler. Dönüşümlü eğitime aileler daha sıcak baktı. Dileğimiz şartların yerine getirilsin, hijyen malzemeleri arttırılsın. Seçim döneminde reklamlara harcanan paralar, tam zamanlı eğitim için harcanabilirdi” dedi.
“Sekiz öğrenci olması gerekirken 1 öğrenci vardı sınıfta”
Özellikle Lefkoşa bölgesinde bir ana okulda dönüşümlü olmasına rağmen sınıfta 8 kişi olması gereken öğrenci sayısını 1 olarak gördüklerini ifade eden Maviş, “9’ar çocuk düşen sınıflara 6 çocuk geldi. Aileler hükümetin coronavirüs adı altında, ülkede alamadığı tedbirlerden rahatsız endişe duyuyorlar birçok aile okullara başvurup salgın süreci ortadan kalkana kadar çocuklarını okula göndermemek için başvuru yaptı. Umarız hükümetin sorumsuzluğundan dolayı bizim okullarımıza vakalar sıçramaz. Tek kelime ile eğitim ve sağlık gözden çıkarıldı. Bakanlık çocuklara maske göndermekten aciz durumda davrandı” ifadelerini kullandı.
Eylem: ‘Her şey yolundaymış gibi davranılıyor”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Selma Eylem, Eğitim Bakanlığı’nın sadece bildiri yaptığını kaydetti.
Eylem, okullarda hijyen malzemelerinin kısa süreli olduğuna da dikkati çekerken, bu süreçle ilgili her hangi bir bütçe ayrılmadığını her şeyi okul idaresi, öğretmenler ve velilerin boynuna asıldığını kaydetti.
Olağanüstü bir süreçten geçilmesine rağmen her şeyin normal gibi davranıldığını ifade eden Eylem, “Geçirilen süreci normalleştiriyorlar. Aynı müfredatı uygulamaya çalışıyorlar, tüzükler uzaktan eğitim, devam devamsızlık sınıf geçme her şey çok belirsiz” dedi.
“Bir vaka çıkarsa kaos ortamını düşünemiyorum”
Selma Eylem, özellikle sağlık açısından okullarda vaka tespiti yapılırsa nasıl hareket edileceğini, ne yapılacağını bilmediklerini ifade ederek, “Bir öğrencide vaka çıkması durumunda yaratılacak kaosu düşünemiyorum. Aileler ve öğretmenler bilgilendirilmeliydi” şeklinde konuştu.
“Seçim sonrası okul temizliği ile ilgili biri izahat vermeli”
11 Ekim’de seçimlerin yapılacağını ve birçok okulun ada genelinde seçim sürecinde kullanıldığını anımsatan Eylem, “12 Ekim sabahı çocuklar okullara gidecek. Bir gün önce binlerce kişi sınıflarda oy kullanacak. Pazar günü gece geç saatlere kadar sürecek oy işlemi ve sayımı sonrası temizlik nasıl takip edilecek? Biri bunun izahatını hemen yapsın. Hiçbir alta yapı yok bununla ilgili her hangi bir girişim yapılmadı. Tek kelime ile eğitim ve sağlık gözden çıkarıldı. Bunun bedelini halkın çocukları, okullar, öğretmenler ve velilere ödetiyorlar” dedi.
Gökçebel: “Hükümet ve eğitim bakanlığı sağlıklı okul açma hedefi ile gerekli hazırlıkları yapmadı”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel, UBP-HP hükümeti ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nı 10 Mart tarihinde yüz yüze eğitime ara verildikten sonra bir plan, program çerçevesinde sağlıklı okul açma hedefi ile gerekli hazırlıkları yapmadığı gerekçesiyle eleştirdi.
Okullara temiz su, sabun, peçete sağlanmadığını, seyreltilmiş modelde ders saatleri ve teneffüslerin belirlenmediğini, tek bir sağlık personeli/ okul hemşiresi veya hekim atanmadığını, her okul için sürdürülebilir temizlik, hijyen malzemesi için bütçe oluşturulmadığını, sosyal mesafe tedbirleri için hiçbir çalışma yapılmadığını ileri süren Gökçebel, okul çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere PCR testi yapılmadığını söyledi.
Gökçebel, hükümet ve bakanlığın güvensizlik ortamı yarattığını, okul ile toplum sağlığı ve güvenliğinin birlikte gitmesi gereken en temel amaç olması gerekliliğini algılamadığını, gerekli bütçeyi ve hazırlıkları yapmadığını savundu.
Gökçebel, okulların hiçbir detay atlanmadan sağlıklı ve güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime derhal açılması gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası bugün sendikada düzenlediği basın toplantısıyla “Okulların Açılması ve Sorunları” konusunda değerlendirmede bulundu.
“Sorunlar gözler önüne serildi”
Sendika Başkanı Tahir Gökçebel, Covid-19 salgınının kamusal eğitim ve sağlıktaki sorunları gözler önüne serdiğini, toplumsal eşitsizlikleri daha da artırarak esas yükü işsiz ve fakirlerin üzerine yığdığını savundu.
Eğitim hakkının kullanılmasının toplum sağlığı ve güvenliği ile birlikte yürütülmesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Gökçebel, çocukların semptom göstermeden bulaştırıcı ve taşıyıcı rolleri olduğundan okula dönüşün çok önemli hazırlıkları olması gerektiğini belirtti.
Sağlıklı ve güvenli okulların oluşturulmasının halkın sağlığı ile doğrudan bağlantılı olduğunu dile getiren Gökçebel, “Devletin oluşturamadığı sağlıklı ve güvenli okullara bağlı olarak çocukların uzun süre sosyal etkileşimden ve eğitimden uzak kalmasının bir halk sağlığı sorunu olacağı uzmanlarca belirtilmektedir.” dedi.
Sendikanın sürece yönelik her türlü özveri ve katkıya hazır olduğuna değinen Gökçebel, okulların sağlıklı ve güvenli bir biçimde açılması, toplum sağlığına destek olacak şekilde hazırlanması gerektiğini belirtti.
“Okul sağlığı ve güvenliği oluşturulmalıdır”
Gökçebel, 10 Mart tarihinde yüz yüze eğitime ara verildikten sonra bir plan, program çerçevesinde sağlıklı okul açma hedefi ile gerekli hazırlıkların yapılmadığını savunarak, “Sağlıklı okul; hijyen ve temizlik, öğrenci ve eğitim çalışanlarına acil sağlık hizmetleri, sosyal mesafeyi sağlayan fiziksel alt yapılar, dengeli ve güvenli beslenme imkanları, öğrencilerin zihinsel ve sosyal gelişimlerini destekleyen spor yapma olanakları sağlayan, sağlık eğitiminin uzman kişilerce takibi ve eğitimine olanak tanıyan okuldur” dedi.
UBP-HP hükümetinin ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın yapılması gerekenleri yapmadığını ve sağlamadığını öne süren Gökçebel, eksikliklerle ilgili şu ifadelere yer verdi:
“Okullarda temiz su, sabun, peçete sağlamayan, kantinlerde önlem almayan, seyreltilmiş modelde ders saatlerini ve teneffüsleri belirlemeyen, tek bir sağlık personeli/ okul hemşiresi veya hekimi atamayan, her okul için sürdürülebilir temizlik, hijyen malzemesi için bütçe oluşturmayan, sosyal mesafe tedbirleri için hiçbir çalışma yapmayan, temizlik, hijyeni gerçekleştirecek yeterli çalışan kadrolaması yapmayan, toplu taşımada herkesin algılayacağı gerekli önlemleri almayan, kapanma olasılığına karşı uzaktan eğitim altyapı sorunlarını gidermeyen, pandemi dönemi zorunluluğuna rağmen müfredatı, sınavları, devam kriterleri belirlemeyen, olası vakalar karşısında, ‘Bulaş-Temas Protokolü’ oluşturmayan, özel eğitim öğrencileri ve yabancı öğrenciler için ek önlem almayan, pandemi dönemi için elzem ve gerekli olan kadroları ve organizasyonu tamamlamayan, okul çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere PCR testi yapmayan, risk grubunda olan çalışan ve öğrenciler için yetersiz kriterlerle endişeleri çoğaltan, güven ortamını sağlayacak kararları ortaklaştırma ve düzenli bilgilendirme ağı oluşturmayan, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulunu destekleyecek verileri, çalışmaları sağlayacak komisyonları oluşturmayan, kadro ve ekipmanları ile çalışır durumda yoğun bakım servisleri ve pandemi hastanesi oluşturmayan, karantinalı girişlere dönülmesi olumlu olmakla birlikte, ciddi bilimsel veri ve denetimler uygulamayan, sınıf ve okul yoğunluklarını azaltacak yeni okul yapımını gündeme getirmeyen, uzaktan öğretime erişemeyen öğrencilerin tespiti ve eşitsizliklerin giderilmesi çalışması yapmayan, uzaktan öğretim süresinde sosyal izolasyon, yetersiz aktivite, stres vb yüzünden öğrencilerde oluşacak sağlık sorunlarına bilimsel çözümler üretmek için her hangi bir program veya destekleyici mekanizma oluşturmayan, günübirlik, bilimsel olmayan ve daha çok Bakan ve Bakanlar Kurulu Kararları ile süreci götüren, öğretmenlere/velilere/öğrencilere bu dönemde destek ve rehberlik edecek birimler oluşturamayan, meslek liselerinde staja gitmesi zorunlu öğrenciler için ek sağlık ve güvenlik tedbirleri düşünmeyen, okul idareleri, öğretmenler, veliler ve öğrencilere sürekli ek yükler yükleyen UBP – HP hükümeti ve ona bağlı Eğitim Bakanlığıdır.”
Hükümet ve bakanlığın velileri; belirsizlik, hastalığa yakalanma kaygısı, yakınlarını kaybetme korkusu, işsizlik, maddi kayıplar, çocukların bakım sorunu gibi çoklu stres ortamı ile baş etmek zorunda bıraktığını savunan Gökçebel, öğrencileri de; akranlarıyla sosyal ilişkileri kopmuş, empati yapma olanağı bulamayan, kimlik oluşum döneminde aileden uzaklaşmaya, çatışmaya giren, uyku düzeni bozulan, gündelik yaşamına birçok yeni sınırlar çizilen duruma gelmiş, gireceği sınavlarda başarısızlık kaygısına ittiğini ileri sürdü.
“Öğretmenler desteklenmedi”
Gökçebel, bakanlık ve hükümete yönelik şu iddialarda bulundu:
“Öğretmenleri; hangi müfredatı, sistemi, materyali, yöntemi kullanacağı belirlenmeyen, yeni yöntemlere hazırlamayan, her gün yeni değişikliklerle ve görevlendirmelerle karşı karşıya gelen, mesai kavramı tam gün ve yoğuna dönen, evini hem işyeri, hem okul durumuna dönüştüren, bu arada kendi çocukları için anne-baba rolünü sürdürmeye çalışan durumuna getirmiş, yalnızlığa terk etmiş, planlı, programlı bir şekilde desteklememiştir.
“Toplum çaresiz bırakıldı”
Toplumu belirsiz, dalgalı karantina uygulamaları, tutarsız bilimsel olmayan hükümet kararları ve uygulamaları, bazı kesimlerin çıkarına toplum sağlığını, güvenliğini riske atan uygulamaları, pandemi dönemi bütçesi ile dayanışmaya ihtiyaç duyan kesimlere hiçbir katkı yapılmaması, bilimsel olmayan anlık kararlarla politikalar üretilmesi, koordinasyon, organizasyon ve dayanışmanın eksikliği; bilgilendirme, bilinçlendirme, uygulanabilir yasal çerçevenin oluşturulmaması ve denetimsizlikle karşı karşıya, çaresiz bırakmıştır.”
UBP-HP Hükümeti ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın okulların açılması meselesinin ciddiyetini kavramışa benzemediğini iddia eden Gökçebel, “Kaygıyı, stresi, fiziksel ve psikolojik yıpranmayı had safhaya çıkarmış, ciddi bir güvensizlik ortamı yaratmıştır. Okul ile toplum sağlığı ve güvenliği birlikte gitmesi gereken en temel amaç olması gerekliliğini algılamamıştır. Gerekli bütçeyi ve hazırlıkları yapmamıştır.” dedi.
“Cumhurbaşkanlığı seçimleri... Okullarımız ne saat, nasıl temizlenerek 12 Ekim’de açılacak?”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 11 Ekim'de binlerce insanın katılımıyla okullarda gerçekleştirileceğini anımsatan Gökçebel, “Okullarımız ne saat, nasıl temizlenerek, dezenfekte edilerek 12 Ekim’de açılacaktır?” diye sordu.
Gökçebel, okulların hiçbir detay atlanmadan sağlıklı ve güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime derhal açılması gerektiğini söyledi.
KTOEÖS’ndan yapılan UBP-HP hükümetinin yapmadıkları şöyle listelenti
- Okullarda temiz su, sabun, peçete sağlamadı
- Kantinlerde önlem alınmadı
- Seyreltilmiş modelde ders saatlerini ve teneffüsleri belirlenmedi
- Tek bir sağlık personeli/ okul hemşiresi veya hekimi atanmadı
- Her okul için sürdürülebilir temizlik, hijyen malzemesi için bütçe oluşturulmadı
- Sosyal mesafe tedbirleri için hiçbir çalışma yapılmadı
- Temizlik, hijyeni gerçekleştirecek yeterli çalışan kadrolaması yapılmadı
- Toplu taşımada herkesin algılayacağı gerekli önlemleri alınmadı
- Kapanma olasılığına karşı uzaktan eğitim altyapı sorunlarını giderilmedi
- Pandemi dönemi zorunluluğuna rağmen müfredatı, sınavları, devam kriterleri belirlenmedi
- Olası vakalar karşısında, “ Bulaş-Temas Protokolü” oluşturulmadı
- Özel Eğitim öğrencileri ve yabancı öğrenciler için ek önlem alınmadı
- Pandemi dönemi için elzem ve gerekli olan kadroları ve organizasyonu tamamlanmadı
- Okul çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere PCR testi yapılmadı
- Risk grubunda olan çalışan ve öğrenciler için yetersiz kriterlerle endişeleri çoğaltıldı
- Güven ortamını sağlayacak kararları ortaklaştırma ve düzenli bilgilendirme ağı oluşturulmadı
- Bulaşıcı hastalıklar üst kurulunu destekleyecek verileri, çalışmaları sağlayacak komisyonları oluşturulmadı
- Kadro ve ekipmanları ile çalışır durumda yoğun bakım servisleri ve pandemi hastanesi oluşturulmadı
- Sınıf ve okul yoğunluklarını azaltacak yeni okul yapımını gündeme getirilmedi
- Uzaktan öğretime erişemeyen öğrencilerin tespiti ve eşitsizliklerin giderilmesi çalışması yapılmadı