Cumhurı̇yetçı̇ Türk Partı̇sı̇ (CTP) Kadın Örgütü ve POGO Kadın Hareketı̇ ortak basın açıklaması yaptı. CTP Kadın Örgütü ve POGO Kadın Hareketi, 8 Mart Dünya Emekçi Günü dolayısıyla bugün ara bölgede bulunan Dayanışma Evi’nde (Home For Cooporation) ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamanın Türkçe versiyonu CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya, Yunanca versiyonu ise POGO Kadın Hareketi Genel Sekreteri Skevi Kukuma tarafından okundu.
Açıklama metni şöyle:
"Bir kadın kendisi için ayağa kalktığında tüm kadınlar için ayağa kalkmış olur"
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumsal ilerleme ve dünya barışı için bir arada durarak kolektif toplumlar yararına başarabileceklerinin sınırı olmadığını herkese hatırlatan bir dönüm noktasıdır.
Kendi dönemlerinin normlarına karşı, 20. yüzyılın şafağında kadın işçi hareketleri sokaklara dökülmüş, birçok anti-kapitalist greve öncülük etmiş ve insan faaliyetlerinin her alanında toplumsal cinsiyet eşitliği talep etmiştir. Bugün dünyanın dört bir yanında anmakta olduğumuz kadınların mücadelesi, 'görünmez' kılınan kadınların yaşamları üzerindeki genel ataerkil hakimiyeti kırdıkları için kutlanmaktadır. Ancak daha da önemlisi, 8 Mart, onların başardıklarını koruma ve toplumsal cinsiyet eşitliği gerçekleşene kadar mücadelemizi sürdürme görevimizin sürekli bir hatırlatıcısı olarak kutlanmaktadır.
Bizlerin toplumsal cinsiyet eşitliğinin belirleyici olduğu bir sosyal adalet anlayışını tam olarak gerçekleştirilmek gibi bir sorumluluğumuz vardır. Geçmişte kaydedilen ilerlemelere rağmen, cinsiyetçilikten, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten, çalışma yaşamındaki eşitsizlikten ve ataerkil yapı ve kalıplardan arınmış bir dünyaya ulaşmak için daha başarmamız gereken çok şey var. Maalesef, cinsiyete dayalı eşitsizlikler de dâhil olmak üzere, çeşitli eşitsizlikleri pekiştiren ve derinleştiren egemen sosyal ve ekonomik yapılar karşısında, sayısız ve önemli zorluklar varlığını sürdürmektedir.
Önümüzdeki zorlukların farkında olarak, örneklerimiz ve mücadelelerimizle yol göstermeye devam etme kararlılığımız oldukça güçlüdür. Bu kararlılık, Kıbrıs'ta özel ve kamusal yaşamın her alanında saygı ve eşitlik talep eden çok sayıda kadının iradesiyle güçlenmektedir. Çalışma koşulları ve işsizlikteki toplumsal cinsiyet farklılıklarının, artan mal ve hizmet fiyatlarıyla daha da derinleşen toplumsal cinsiyete dayalı yoksulluğun giderilmesi şarttır. Sosyal ve ekonomik politikalara toplumsal cinsiyet bakışının dahil edilmesindeki büyük boşluklar yanında, gerçek ve uygulanabilir ilerleme beklentilerini engelleyen bölünmüşlük koşullarının devam etmesinin zararlı etkilerini ülkemizin tüm kadınları yaşamaya devam etmektedir.
Biz Kıbrıslı kadınlar, insan haklarımızı bütünüyle savunmak, ortak mücadelenin bir başka örneğini oluşturmak, kadınların güçlendirilmesi için umut ve perspektif yaratmak, basmakalıp yargıları ortadan kaldırmak ve aynı zamanda her türlü bölünmüşlüğe karşı koymak ve adamızın ve halkımızın yeniden birleşmesi için mücadele etmek üzere ayakta durma ve birlikte çalışma kararlılığımızı ifade ediyoruz.
Kıbrıs’ın kadınları olarak, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün bölünmüş bir ada üzerinde kutladığımız son 8 Mart olmasını talep ediyoruz. Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik özlü müzakerelerin neredeyse yedi yıldır yeniden başlamamış olmasından üzüntü duyuyoruz. Her iki liderin de BM Genel Sekreteri'nin özel temsilcisiyle yapıcı bir işbirliği içerisinde olmasında, BM parametreleri, 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama, 30 Haziran 2017 tarihli Guterres Çerçevesi ve 2017'deki Crans Montana Konferansı'nın sonuna kadar kaydedilen tüm yakınlaşmalar zemininde barış sürecinin yeniden başlaması için çalışmaları gerektiğinde ısrar ediyoruz.
Ayrılıkçı statükonun geleceğimiz olamayacağına dair kesin inancımızı beyan ediyor ve ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesine karşı ayrılıkçı fikir ve eylemleri teşvik eden her türlü güce karşı güçlü muhalefetimizi hatırlatıyoruz. Eş zamanlı olarak, kapsamlı çözümün tüm Kıbrıslıların insan haklarına saygıyı, iki toplumun siyasi eşitliğini ve silahlanma ve militarizasyondan uzaklaşılmasını güvence altına alması gerektiğinin altını çiziyoruz.
8 Mart vesilesiyle, BM Güvenlik Konseyi'nin 1325 sayılı kararının, kadınların karar alma ve çatışma çözümü süreçlerine katılımı olmaksızın barışın sağlanamayacağını teyit ettiğinin bilinciyle, "Kadınların Müzakerelere Katılımına ilişkin Eylem Planını" hatırlatıyor ve gelecekteki müzakerelerde toplumsal cinsiyet perspektifinin dahil edilmesiyle birlikte tam olarak uygulanmasını talep ediyoruz. Bu doğrultuda katkıda bulunmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin birleşik federal Kıbrıs'ın yapıları ve politikaları aracılığıyla nasıl desteklenebileceğine dair fikirler sunmaya hazır olduğumuzu yineliyoruz.
CTP Kadın Örgütü ve POGO Kadın Hareketi olarak, zor zamanlarda da birlikte varoluşun, işbirliğinin ve ortak mücadelenin parlak örnekleriyle dolu ortak geçmişimizin rehberliğinde, ortak geleceğimize, tüm Kıbrıslı kadınların refahına ve çatışma çözümü ve barış konusunda küresel bir örnek olarak oynayabileceğimiz role olan inancımızı taahhüt ediyoruz. Ortak hedeflerimizi gerçekleştirmek için tüm ayrım çizgilerini aşarak ve daha fazla inisiyatif üstlenerek birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
CTP Kadın Örgütü ve POGO Kadın Hareketi olarak, olası tüm engel ve zorluklara rağmen, sürdürülebilir barış, adalet, refah ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesi için birlikte çalışmaya devam edeceğimize söz veriyoruz.”