Dila ŞİMŞEK
33 yaşındaki Lefkoşalı sanatçı Umay Yılmaz Kutay, şu anda kendi atölyesi BEAZ’da marka yönetimi ve yaratıcı direktörlük yapıyor. Kıbrıs’ta tasarımcı ve heykel sanatçısı olmayı anlatan Kutay, birçok konuya değiniyor.
Eşiyle birlikte 2014’te yarattıkları markayla tasarım yapan Kutay, heykel sanatçılığına olan ilgisini, Türkiye’ye gittiğinde keşfettiğini söylüyor. “Uluslararası ilişkiler bölümü okumaya gitmiştim. Ama sanata karşı yeteneğim olduğunu fark ettim. Sonrasında ise bölüm değiştirerek tasarım okumaya başladım. Oradaki hocalarım, neden güzel sanatlar okumuyorsun, çok güzel şeyler üretiyorsun demişti…” diye devam ediyor.
“Çok toplumlu, evrensel projeler yapmayı seviyorum. Bunu yaparken, kendi özümü de korumaya dikkat ediyorum”
Kıbrıs’a döndüğünde Hacettepe ve Yakın Doğu Üniversiteleri’nin ortak bir programına başlayan Kutay, çağdaş sanat eğitimi aldığını belirtiyor. “Okulumu bitirdikten sonra ilk sergimi açtım ve o zamandan beri üç senede bir sergi yapmaya çalışıyorum. Bu sene sergim, Ekim ayı gibi olacak, şu anda çalışmalarım sürüyor” diye konuşuyor. Bunun yanı sıra konularını beğendiği çalışmalara zaman buldukça katıldığını ekliyor. “Çok toplumlu, evrensel projeler yapmayı seviyorum. Bunu yaparken, kendi özümü de korumaya dikkat ediyorum” diyor.
“Uzun zamandır burada ‘tıkanmış’ bir sistem var ve bununla yaşamak insanları zora sokuyor”
İlhamını yaşantısından aldığını dile getiren Kutay, “Buradaki hayat zor ve ben bu zorlamalardan besleniyorum. Uzun zamandır burada ‘tıkanmış’ bir sistem var ve bununla yaşamak insanları zora sokuyor. Ben bundan bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum” şeklinde konuşuyor.
“Bana göre sanat, para karşılığında değil, sanat için yapılmalıdır”
Okulunu bitirdikten sonra, nasıl geçimini sağlayacağını düşünmeye başlayan Kutay, “Heykelden para kazanamayacağımı biliyordum. Zaten kazanabilecek durumda olsam da bunu istemiyorum. Bana göre sanat, para karşılığında değil, sanat için yapılmalıdır. Siparişe göre yapılan üretim, ancak tasarım olabilir. Ben de 2014 yılında, hem tasarım, hem de sanat yapabileceğim bir düzen oluşturdum. Tasarımı talebe göre, sanatımı ise kendi istediğim gibi yapıyorum” ifadelerini kullanıyor.
Kutay, Kıbrıs’ta sosyal sigortalar ve evraklarla atölyesi için uğraşırken, bir yandan da sanatsal, politik bir duruşu olan tavır sergilemenin, hayli zorlu olduğunu belirtiyor. Sponsorların desteği ile sanatını icra etmek istemediğini de vurgulayan Kutay, “Çünkü birinden ne kadar katkı alırsanız, yaratacağınız sanata o kadar çok karışma şansları doğuyor. Ben kendi bildiğim gibi sanatımı yapmayı tercih ediyorum” diyor.
“Ben çocuk yapmak yerine sanat üretiyorum”
Kutay, sanatçıların ailelerinin genelde çocuklarının işlerine ‘hobi’ olarak baktığını ve buna gereksiz zaman ve para harcadıklarını düşündüklerini ifade ediyor. “Ama bir sanatçının hissettiği o değildir. Ben çocuk yapmak yerine sanat üretiyorum mesela. Ben bir kadın olarak geriye sanatımı bırakıyorum. Duygu odaklı, geriye ne bırakıyorum kaygısı ile yaşıyorum. Ama tabii ki herkesin desteği önemlidir. Örneğin aileme çok bağlıyım, ama dışarıdan sanki ‘değişik’ ve çok sosyal gibi görünüyorum. İnsanların keskin yargıları ne yazık ki…”