Bir keman üstadı: Gülferi…

Sevgül Uludağ

LURUCİNA’DAN HATIRALAR… Bir keman üstadı: Gülferi…

Artun Gökşan Lurucinalı’nın “Lurucinalıyık” sosyal medya sayfasında paylaştığı bir fotoğraf, herkesin hatıralarını canlandırıyor ve güzel bir tartışma ortamı yaratılıyor… Paylaştığı fotoğraf bir zamanlar Kıbrıs’ın bir keman üstadını yansıtıyor: Gülferi’yi… Bu fotoğrafı Duygu Lefkeli göndermiş Artun arkadaşımıza, bu grupta paylaşsın diye…

1893 doğumlu Süleyman Kamil “Kamilo” ile Emine “Armenu”nun evladı olarak dünyaya gelen Gülferi Süleyman, 18 Ağustos 1932 doğumlu Cihan İbrahim ile sevişerek evlenmişler…

Soner Arifler ise şöyle diyor:

“İbrahim amcamın evi ve arazisi kocamandı. Düğün töreni evin bahçesinde yapıldı. Gülferi eniştenin annesinin evi bizim eve yakındı. Bir penceresi tam da batı yönüne bakardı ki amcamın evini görebiliyordu. Gülferi Enişte o pencereden Cihan ablaya kemanı ile serenat yapardı. Gülferi enişte o zamanların ünlü kemancısı ve keman öğretmeni, Ermeni asıllı Bedelyan'dan ders almıştı….”

Böylece Gülferi ustanın, ünlü kemancı Vahan Bedelyan’dan ders almış olduğunu da öğreniyoruz…

Artun Gökşan Lurucinalı, “Büyük keman üstadımız, Londra konserinde Neşe Karaböcek’e eşlik ederken heyecandan kalp krizi geçirip hayatını kaybetmişti. Bu olay zamanın Hey dergisinde yayınlanmış…” diye yazıyor…

Gülferi’nin annesi Emine “Armenu” hanım, o yıllada düğünlerde def ve darbuka (döblek) çalar ve çok güzel dansedermiş… O yıllarda bu sanatı Ermeni kadınlar yaptığından, belki de bu yüzden ona bu lakabı taktıklarını anlatıyor Yusuf Toz ve Armenu neneyi rahmetle anıyor…

 
(Foto: Gülferi Süleyman...)

Yusuf Toz, ünlü keman üstadıyla ilgili olarak şu bilgileri de veriyor bize ve gruba:

“Sevgül Hanım, asıl ismi Gülferi Süleyman Kamil… Eşi Cihan Tahsildar… Eşi ile büyük bir sevgi ile evlendiler, dört çocukları oldu… Annesi düğünlerde dacca (döblek) çalıp dans eden Emine Armenu Nene’dir. Kemanını konuşturan çok yetenekli bir müzisyendi, Kıbrıs oyun müziklerini İstanbul’da stüdyoda ilk kaydını yapan Kıbrıslıtürk’tür. Kıbrıs’ta Türk/Rum pek çok düğün müziklerini yaptı, bir Rum arkadaşım bana anne ve babasının düğününü Gülferi yapsın diye düğünü bir yıl ertelediklerini anlattıydı…  Sevgili Nihat Ağdaç’ın akrabasıdır…

Gülferi Usta, İngiltere’ye gittikten sonra, Londra’da düğün organizasyonlarına devam etti, Londra’ya Türkiye’den giden pek çok sanatçıya konserlerinde eşlik etti… Neşe Karaböcek konseri sırasında heyecanlanıp kalp krizinden vefat etti… Geride bıraktıklarına sağlık, büyük ustaya rahmet dileriz…”

Soner Arifler ise şöyle yazdı:

“Sevgül, Gülferi ustanın vefat ettiğinde kaç yaşında olduğunu bilmiyorum. Süleyman ve İbrahim adında iki oğlu vardı ki, onlar da Londra’daki “Gülferiler” grubunda idi.

Gülferi enişte (rahmetle anıyorum) Londra’ya göç etmeden, bir ara Cihan abla ve çocukları ile birlikte Leymosun’da bir ev kiralayıp oraya taşınmışlardı. Nedeni ise, bir gece kulübünde Leymosun/Limasol 19 mayıs Lisesi’nde Türkiye’den gelen, akordiyon çalan müzik öğretmeni ile birlikte keman çalmayı üstlenmişti. Cihan abla da piyano çalardı. Hatta bana, piyano dersi vermişti. Ancak ben keman meraklısı olduğum için, piyano dersinden vazgeçmiştim.”

Gülferi Süleyman’ın Londra’da “Gülferiler” müzik grubunun kurucusu olduğunu, grupta iki de oğlunun olduğunu, onların YouTube’ta kayıtları olduğunu, Gülferiler Longplay’inin Kıbrıs Oyun Havaları kaydının da internette bulunabileceğini öğreniyoruz gruptaki yazışmalardan.

Rengül Şah Pars ise, Gülferiler’in “Düğün Gecesi” başlıklı plağının fotoğraflarını paylaşıyor…

Artun Gökşan Lurucinalı ise, Gülferi ustaya ilişkin bir hatırasını paylaşıyor:

“Türkiye’de eğitim gördüğüm yıllarda, Hacettepe Üniversitesi Müzik Profesörlerinden (adını unuttum) birinin yanına gidip, Kıbrıs müzikleri ile ilgili bilgi vermiş ve Gülferiler’e ait kaseti de yanımda götürüp kendilerine takdim etmiştim. Hiç unutmam, adam kaseti orada bulunan kasetçalara takıp can kuşağıyla dinlemiş ve bana “Bu kemancı çok usta bir kemancı” demişti.”

Fatma Yeniçeri Barbaros ise bunun üzerine Hacettepe Halk Dansları Ekibi’nin her yıl Gülferi müzikleri ile Kuzey Kıbrıs Büyükelçiliği’nin kermes ve resepsiyonlarında mutlaka gösteri yapmaya devam ettiğini ve çok da ilgi gördüğünü yazıyor… Bu da Artun arkadaşımızın hediye ettiği Gülferi kasetinin işe yaradığını gösteriyor…

Biz de onu sevgiyle ve saygıyla anıyoruz… Artun Gökşan Lurucinalı’ya, Yusuf Toz’a, Soner Arifler’e ve bildiklerini bizimle paylaşanlara da çok çok teşekkür ediyoruz…

Işıklarda ol Gülferi Usta… Unutulmadın…


Bir fotoğraf: Fatma Buzzomani…

Bu olağanüstü fotoğrafı kim, ne zaman çekmiş, bilmiyoruz… “Lurucinalıyık” grubunda Artun Gökşan Lurucinalı’nın paylaştığı bu güzel fotoğraftaki kadının Fatma Buzzomani olduğunu öğreniyoruz… Yusuf Toz, “Mandai ve Kaçarı’nın kızkardeşi… Fatma Buzzomani… Rahmetlik Mani dayımın rahmetlik eşi” diye yazıyor.

Artun Gökşan buna ekleme yapıyor: “Muskena’nın annesi Fatma… Gaççari, Mehmet Veli ve Mandayi’nin kızkardeşleri…” diyor.

Yanıt anında geliyor… “Şerife Musku, Salahi Osman birini ve Yusuf Osman Birini’nin anneleri…”

Yusuf Toz onu hiç görmemiş, “Ama yüzündeki ifade unutulmaz… Şerife Musko ablaya çok benzer” diyor.

Gaççari, Mandayi, Gadela, Hacalina, Fatma Buzzomani kardeşmişler… Artun Gökşan’ın annesinin hala ve amcaları…

Birtan Gökşan da ekliyor: “Gutso Velo’nun evlatları…”

Fatma du Gusovelo olarak da biliniyormuş Fatma hanım… Kucağında kediciği… Işıklarda ol Fatma hanım, bak seni ne güzel anıyoruz… Unutmuyoruz… Yaşatıyoruz…