Azınlık hükümetinin büyük ortağı UBP tam bir yıl önce yapması gereken parti kurultayını hala yapamadı.
Tam bir yıldır bütün ülke UBP kurultayına heba edildi. Sokaktaki insanlar “artık bitse de kurtulsak” diyor.
UBP geçen yıl Ekim ayında tamamlaması gereken kurultayını dış müdahalelerle tamamlayamadı. Müdahaleyi yapanlar “kurultayı boşverin, bizim tasvip etmediğimiz biri kazanırsa sorun olur, bize biat edecek biri gerekir” dedi. Böylece Ersan Saner önce başbakan tayin edildi. Ardından da seçimsiz parti başkanı atandı.
Buna rağmen Ersan bey dün bir TV programında hiç sıkılmadan “atanmış diyorlar, o zaman atayanı da söylesinler ben de bileyim” dedi. Kendisini Ankara’dan atadığını kendi de biliyor. Ama kendi kendine bile itiraf etmekten çekiniyor.
Elbette bu konu kendisini ve partisini ilgilendirir. Ama bir yıldır tamamlanamayan kurultay dolayısıyla, hem de bu dünya çapındaki derin ekonomik kriz ortamında ihmal edilen ülke sorunları bu ülkede yaşayan herkesi ilgilendirir.
Bir ülke, bir siyasi parti kurultayına heba edilemez.
Tam bir yıldır hiçbir soruna çare üretmeyen azınlık hükümeti aslında bir UBP hükümetidir. Çünkü DP sadece kendine verilen 2 bakanlığın, YDP de aldığı tek bakanlığın görev alnına giren konulara bakıyor. Üstelik herkes kendi çöplüğünde ayrı ayrı takılıyor.
Sonuç olarak ortada bir hükümet yoktur. UBP kendi kurultayı ile meşgul, diğerleri de “bu koltukta daha ne kadar otururum” diye düşünüyorlar. Çünkü bir kez daha oturacak koltuk bulamayacaklarını kendileri de biliyor.
O nedenle kendi imzaladıkları hükümet protoklunda Ekim 2021’de erken seçim yapacağız diye yazdıkları halde UBP’nin bir türlü yapmayı beceremediği kurultayı Ekim ayına sarkıtmasına ses çıkarmadılar.
Emin olunuz UBP ay sonu kurultay yapmayı becerse bile, DP ve YDP bırakın erken seçimi seneye yaparız diyerek UBP’ye açık çek verecekler.
Kangren olmuş ülke sorunları onların gündeminde yoktur. Onların gündeminde varsa yoksa kurultay, varsa yoksa koltuk, varsa yoksa ben vardır.
Onlar ülke sorunlarına çare olacak durumda değil. Öyle bir gayleleri de yoktur.
Bugüne kadar hiçbir hükümet bu kadar basiretsiz, bu kadar umursuz, bu kadar bencil olmamıştı.
Anayasayı çiğnediler. Meclis’i işlevsiz hale getirdiler. Ağızlarını her açtıklarında kutsadıkları devleti dumura uğrattılar. Ülkenin kurumlarını batırmak ve özelleştirme adı altında Türkiye’nin iktidar destekli büyük tekellerine peşkeş çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Aldıkları talimat gereği binlerce yeni vatandaş yaptılar. Hala yapmaya devam ediyorlar. Böylece hiçbir soruna çare üretmedikleri için seçmenin kendilerine destek vermeyeceğini bildikleri için Türkiye’den yeni seçmen taşıyorlar.
Ama bu, ülkenin nüfus yapısını değiştirme ve ileride, koşullar müsait olursa Kıbrıs’ın kuzeyinin ilhak edilmesi için yapılacak referanduma hazırlıktır.
Yeni vatandaşlık alanlar daha şimdiden UBP örgüt seçimlerinde kullanılıyor. Bu durum ilçe kongrelerinde ve kurultayda da aynı olacak.
Bugün bu kadar çok vatandaş yapılmasına ses çıkarmayanlar, yarın pişmanlık duysa bile yapacak hiçbir şeyleri olmayacak.
Kurultay sonucu ne olur bilemem. Ama kim kazanırsa kazansın sonuçta erken seçim kaçınılmazdır. Ama zamanında erken seçim yapılmadığı için ülke tam iki yıl kaybetti.
UBP geçen yıl Ekim ayında kurultayını yapmayı becerebilseydi, seçim Nisan 2021’de yapılabilirdi. Böylece zaten kayıp bir yıl olacağı bilinen 2021 dolayısıyla bir yıl kaybedecektik.
Ama o gün “bu pandemi ve ekonomik kriz varken seçim yapma lüksümüz yoktur” diyenler, şimdi 2022’yi keybedilmiş yıl olarak bir kenara yazacaklar.
Çünkü 2022’de ilk 6 ay seçimlerle geçecek. Muhtemelen Ocak ya da Şubat’ta erken genel seçim, Haziran’da da yerel seçim var. Bu durumda 2022 yılı şimdiden kaybedilmiştir.
Bir ülke, bir siyasi parti kurultayına heba edilmiştir.