Memleketin ‘sorma gir hanı’ olduğunu biliyorduk.
Şimdiki zamanlarda, yani Covid önlemleri nedeniyle ülkeye gelişlerin kısıtlı olduğu dönemde ortaya çıkan bir ‘hırsızlık’ meselesi, KKTC devletinin ne kadar kontrolsüz olduğu gerçeğini bir kez daha yüzümüze çarptı.
Kumarhanelerin emrindeki hükümetin aldığı o meşhur ‘3 günlük karantinasız’ giriş izninden yararlanan bir şahsın tam 28 gündür Kıbrıs’ta bulunduğunun farkına, ancak bir ‘çalıp çırpma’ olayı vesilesiyle varılabildi.
Muhtemelen kumardan her şeyini kaybettiği için gidip cep telefonunu bir dükkana satmasaydı, sonra da dönüp ‘içindeki bilgileri aktarıp geri vermek’ için ödünç alıp geri getirmeyerek ‘sirkat’ suçu işlememiş olsaydı ve dükkan sahibi de polise gidip şikayette bulunmasaydı bakalım daha ne kadar kalacaktı burada…
Mahkemede verilen şahadetlere göre KKTC’ye 5 Aralık 2020 tarihinde ve ‘3 günlük karantinasız giriş izni’yle gelen ve yakayı tamamen şans eseri ele veren bu kişi, birçok ciddi sorunun gündeme gelmesine vesile oldu.
Gerçi çıkıp birileri cevap vermeyecek muhtemelen ama yine de halk sağlığı ve de kamu yararı bakımından sormakta fayda var.
***
Soru çok…
KKTC denilen devlet 3 gün izin verdiği bir şahsın bu süre bitiminde ülkeyi terk etmediğini tespit edemiyor mu acaba?
Bu teknoloji çağında ve de ülkeye günde taş çatlasın birkaç yüz kişinin girdiği bu dönemde ‘takip’ yapmak bu kadar mı zordur?
Eğer muhaceret makamı ‘takip’ yapmışsa, bu şahsın aranıyor olması gerekmez miydi?
Eğer aranıyorsaydı, acaba KKTC polisi bu kişiyi bulmakta mı zorluk yaşadı?
Giriş sebebi ‘kumar oynamak’ olduğuna göre, kaldığı otel ve gittiği kumarhanelerin kayıtlarına bakılmış mıydı?
Yoksa bu şahıs ‘in’ veya ‘cin’ miydi ki bu küçücük adada bulunamadı, bulunamadı?
Takip edilmediyse vay… Takip edilip de aranmadıysa vay vay… Takip edilip de aranıpda bulunamadıysa vay vay vay…
Hem de ne vay vay vay!..
***
Vay vay vay, çünkü ülkeye girişine ‘karantinasız’ izin verilen bu kişi ve de benzerleri belki de son günlerde ciddi şekilde artan ‘yerel vaka’ların kaynaklarından olabilir!..
3’üncü günden 28’inci güne kadar bu adamcağız ne yeyip ne içmiştir? Nerede barınmış, kimlerle görüşmüştür? Kaç kişiyle temas etmiştir?
Bilebiliyor muyuz?
Bilmiyoruz…
Karantinasız girdiği için Covid-19 pozitif olma ihtimali vardır ve eğer olmuşsa, bunu semptomsuz geçirmişse, acaba kaç kişiyi enfekte etmiştir?
Ve hırsızlık yaptığı için, rastgele yakayı ele veren bu kişi gibi kaç kişi ‘3 günlüğüne’ gelip bu adada kalmıştır?
Bunlar kritik sorular…
***
Ama daha da kritiği var!
Mesela şu: TC ile KKTC arasında ‘resmi görevli’ adı altında da ‘karantinasız giriş’ izinleri veriliyor.
Bugüne kadar acaba kaç kişi ‘resmi görevli’ olarak KKTC’ye girmiştir?
Bu kişiler hangi ‘resmi görev’i yapmışlardır?
Hangi ‘resmi görevli’ ne kadar süreyle ülkede kalmıştır?
Bunların kaydı var mıdır?
Bir yandan vatandaşa “aman dikkat, tedbiri elden bırakmayın” diyenler diğer yandan da kumarhanelerin hatırına olmayacak işler yapmaya, akıllara durgunluk verecek hatalara imza atmaya devam ediyor.
İyi ki o kişi ‘hırsızlık’ yaptı da bazı gerçekleir öğrendik.
Boşuna dememişler ‘bir nüsibet bin nasihattan evladır’ diye!..