UBP tavanı ve tabanına bazı sorular sorup başlamak istiyorum;
Yapılmasına izin verilen! Kurultayınızda beş başkan adayından en az oyu alan Ünal Üstel değil miydi?
Yani siz UBP’nin oy verenleri olarak o beş adaydan en az onayladığınız veya başka bir deyimle onaylamadığınız isim Ünal Üstel değil miydi?
Oylarınızla onay verdiğiniz ve partinizin başkanı yaptığınız isim Faiz Sucuoğlu değil miydi?
Sucuoğlu, evine gönderilirken oylarınızın boşa gittiğini düşünmediniz mi?
Canınız sıkılmadı mı?
Gururunuz incinmedi mi?
Parti başkanınız bir kenarda otururken birileri tarafından Başbakan olarak görevlendirilen Ünal beyin o koltukta oturmasından rahatsızlık duymuyor musunuz?
***
O görevlendirilen başbakan ki parti başkanınızın imzaladığı protokolde yazanları yıl sonuna kadar uygulaması gerektiğini söylüyor.
Protokolün ekonomik kalkınma için olduğunu söylüyor ama bu kalkınma ile madde hangisi, gören yok.
“Devletin harcamalarını azaltacağız” diyor ama protokolde 620 milyon TL’lik Külliye maddesini bu harcamaları azaltma sözünün neresine yerleştiriyor acaba!
Harcamaların azaltılması içinde makam arabalarına yakıt almamak olabilir mi?
Ne de olsa bu akaryakıt fiyatlarıyla epeyce bir tasarruf sağlanabilirdi…
Yoksa arabaların satışı mı söz konusu!
Makam odalarının yenilenmesini, izaz-ikramlarını, oraya buraya çiçek göndermeyi bırakıyorlar mı?
Veya kamu dairelerinde yazda ve kışta klima çalıştırmayı, soba yakmayı mı yasaklıyorlar?
Ne yapacaklar, bu konu hakkında da ayrıntı verilirse seviniriz.
***
Ankara’ya gitmeden bir gün önce makam arabalarıyla görevlendirilen başbakan ÜstEL ve atanan Cumhurbaşkanı Tatar Alsancak’ta bir market açılışındaydılar. Şarkılı türkülü market açılışını yaptılar, trafik keşmekeş, arabalar yürümüyor, öğle saatlerinde sürücüler sinir krizi geçiriyor, 1,500 TL’ye doldurdukları veya 100 TL’lik alabildikleri yakıtlarını da sıkışan trafikte harcıyorlar.
Maaşların artık market alışverişine bile yetmediği alışverişinden sinirli bir halde çıkarken şarkılarla türkülerle uğurlanıyor vatandaş aldığı hizmetin iyi olduğunu kavraması için!..
ÜstEL ve Tatar, cepleri boşalan vatandaşın yanında gülücükler dağıtıyor… Vatandaş ‘hoşnut’ olmak durumunda… Aksi halde!
***
Öylesine b….un içinde batmış durumdayız ki!
Ne ekonomik önlemler, ne harcamaların kısıtlanması, ne ek mesai… Alınacak herhangi bir ekonomik önlem, eriyip gitmiş TL’nin ortaya çıkardığı yıkımı azaltabilecek veya durdurabilecek bir beceriye sahip olamaz.
“İç karartmaya gerek yok, umut aşılamak dururken” diye itiraz edecek olanlar da olabilir tabii…
Haklılar da.
Ancak TL’nin ortaya çıkardığı yıkımın, daha doğrusu bu ekonomik politikayla bu yıkımı yaratanların karşısında KKTC cephesinde pek birşey yapılamayacağını da görmek gerekiyor.
Üretim yapılabiliyor mu? Hayır, çünkü herşey Türkiye’den alınıyor, karşılığında yüklüce paralar ödeniyor.
Birazcık üretim de olsa satılabiliyor mu? Hayır, çünkü politikalarımız bizi yalnızlığa mahkum etti.
Zaten tanınmıyoruz.
Teklifler var, görüşüyor muyuz?
Hayır, çünkü niyetimiz çözüm bulmak değil.
Görevlendirelim ÜstEL’i, istediğimiz gibi kullanalım gitsin.
Oy vermedilerdi ama bu adama!
Hani nerdeler? Bir ses duyuyor musun!
“Tısss… Duydun mu?”
O bile yok.