Bir Sevdadır Mesarya’nın Yıldızı Cihangir

Eski adı ile Bölgesel Terfi Maçları (BTM)den, yeni adı ile Yükselme Ligi Gruplarından, efsanevi başkan Ali Karavezirler ile 1998’de başlattığı büyük yürüyüşü 2006-2007 sezonunda bugünkü adı ile Süper Lig’e yükselen Cihangir, bu sezon bu ligde

 

 

Eski adı ile Bölgesel Terfi Maçları (BTM)den, yeni adı ile Yükselme Ligi Gruplarından, efsanevi başkan Ali Karavezirler ile 1998’de başlattığı büyük yürüyüşü 2006-2007 sezonunda bugünkü adı ile Süper Lig’e yükselen Cihangir, bu sezon bu ligde beşinci yılını tamamlarken, bir firma olma yolunda adım adım ilerliyor.

Kuzey Kıbrıs liglerinde, Süper Lig takımlarının dışında da takip etmeyi gelenek haline getirdiğim spor yazarlığında ilk ilgilendiğim kulüp olan Cihangir’in bu yükselişi beni o denli etkilemişti ki, onları “MESARYA’NIN YILDIZI” isimiyle onore etmek istedim. İyi de etmişim. Bugün tüm Kuzey Kıbrıs Cihangir’i “Mesarya’nın Yıldızı” olarak tanımlıyor ve ben de bu işten büyük gurur duyuyorum.

Efsane başkan ve bir anlamda Cihangir’i yaratan Ali Karavezirler ile dengeli bir büyüme gösteren Cihangir, bu sezona yeni başkanları Aytaç Karavezirler ile girdi. Lige kötü bir başlangıç yapan Cihangir, ilk beş maçını 1 beraberlik ve 4 yenilgi ile tamamlayınca, “Cihangir’e ne oluyor?” sorusu gündeme geldi.

Ve sezonun ilk galibiyetinin alındığı Türk Ocağı maçından sonra, süper bir oyun sergiledikleri Doğan Türk Birliği deplasmanından hakem hataları ve şansızlıklarla Cihangir’e dönen kırmızı-lacivertlilerin büyük çıkışı sekizinci haftada yine kendi sahalarında 2-1’lik B.Bağcıl galibiyetiyle start aldı.

Aslında, Kıbrıs’ta, hatta diğer ülkelerde teknik adamların sık sık değiştirildiği bir ortamda, Fırat Canova gibi dört dörtlük bir teknik direktörle üçüncü yılına giren Cihangir’in başarısının sırrı da biraz bu teknik adamda yakaladıkları istikrardır diye düşünüyorum.

Bu arada Can Özsoy gibi yapılan nokta transferler ve hemen hemen aynı futbolcuların uzun yıllar beraber oynamaları takımda ruh birliğini de yakalanmış olması gelen başarının en önemli öğeleri oldu.

Aslında, bu başarının bir diğer sırrı da, bu takımın yükünü çeken bazı görünmez kahramanlardır. Bunlardan biri başkan Aytaç Karavezirler ve yönetimi dıştan destekleyen ve isimlerinin burada yazılmasını istemeyen Cihangir tutkunu iş adamları ve ister inanın ister inanmayın bazı kadın destekçileridir.

Onları, Cihangir’in her maçında özellikle, iç saha maçlarında tribünlerde eksiksiz görürsünüz. Cihangir tribünlerini dolduran bu büyük, coşkulu ama centilmen seyirci Kuzey Kıbrıs’ın en centilmen seyircisidir. Kıbrıs’ın hiçbir stadında mağlup olan ev sahibi bir takımın, kendilerini sahada mağlup eden bir kulübün kafilesini iyi dileklerle uğurlamasını göremezsiniz Cihangir hariç.

Cihangir’in ilk yarının son altı maçını üst üste kazanması özellikle, son maçta şampiyonluğun en büyük adayı K.Kaymaklı karşısında devleşen kalecileri Türkkan ile galibiyete ulaşmaları Cihangir’in özgüvenin zirveye vurmasıydı.

Ligin ilk yarısında  Türkkan dışında savaşçı Nasuh, Ali Bayır, Fırat, Sezer, Hasan Yaşinses, Can Özsoy, Martin ve Cihangir’in ilk devredeki yıldızı Halil Turan, Ferda ile Kaan Cihangir’in sahadaki savaşçıları olarak dikkati çektiler.

Oyun disiplininden kolay kolay ödün vermeyen Cihangir’in doksan dakika içerisinde en çok gol attıkları dakikalar 46-60 dakikaları arasında görülürken, yedikleri gollerde 80’inci dakikadan sonra ya telaştan, ya da konsantrasyon eksikliğinden oluyor.

Fırat hocanın da kolay kolay değişikliklere itibar etmemesi ve bazen oyuna geç müdahalesi zaman zaman takımın aleyhine tecelli ediyor. Canova’nın taktik olarak da, 4-4-2 veya 4-5-1 yani tek forveti tercih etmesi pozisyon yetersizliğine neden oluyor.

İkinci yarıya, Kuzey Kıbrıs’ta hazırlanmayı tercih eden Cihangir’in en büyük kozu Teknik Direktör Fırat Canova ve Savaşçı Cihangir futbolcuları ve KIBRIS’IN EN CENTİLMEN SEYİRCİSİDİR.

Aslında, yıllar önce Cihangir ile olan o büyük tanışmamdan sonra, bir K.Kaymaklı tutkunu olarak, “BİR SEVDADIR CİHANGİR” diyorum.

   

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri