Karpaz’da mühürlenen bungalovlar yine gündem…
İşyerleri mühürlenen Dipkarpazlı iş sahipleri tepki gösteriyor.
Bölgenin özel çevre koruma bölgesi olması nedeniyle orada kurulan ve işletilen işyerleri yasal olarak uygun değil ve çoktan da kapatılması, bölgeden uzaklaştırılması gerekiyordu.
Konu defalarca mahkemeye gitti-geldi, karar çıktı, yıkılmaları istendi, hatta bazı iş sahipleri hapis yattı, ara çözüm üretildi, işyerlerine bölge dışında başka yer gösterilmesi gündeme geldi.
* * *
Bu süre içinde ne bungalovlar yerinden kaldırıldı, ne çalışmaları durdu, ne de başka yer gösterildi!
Sonunda yasanın gereği yapıldı, Çevre Koruma Dairesi yetkilileri gitti ve bungalovları yeniden mühürledi. İlk kez mühürlenen işyerleri de oldu. Müşterileri dışarı atıldı, bazıları evlerine gönderildi, yabancı turistler de başka otellere gönderildi.
Tabii bu mühürleme işlemi için neden tatilin yoğun olduğu bu günler beklendi başka bir konu…
* * *
Öte yandan daha da önemli bir konu; Çevre Koruma Bölgesi olduğu için olmaması gereken iş yerlerinin mühürlendiği gerçeği ortada dururken, o işyerlerinin sahiplerinin bir de haklı haykırışları var; “Girne-İskele sahilleri işgal altındayken ve oralara yasalar işlemezken biz garibanlara işletilmesi haksızlıktır” diyorlar. Bunda da yüzde yüz haklılar… Ancak bunu söylerken bir de kimliklerini öne çıkararak Türkiye kökenli oldukları için bunun yapıldığını belirtiyorlar. Bunda ise haksızlar. Çünkü Girne sahillerinde kaçak kat çıkanlar, sahilleri işgal edenler, pis su ve atıklarını denizlere bırakanlar ve haklarında yasal hiçbir işlem yapılmayan bazı kişilerin kimliklerinde de Türkiyeli yazıyor.
Yani yasaların uygulanmasını veya uygulanmamasını sağlayan kimlikte ne yazdığı değil, elinde bulundurduğu güç ne yazık ki! Mahkemelerin verdiği kararları veya kararlara gerek kalmadan var olan yasaları uygulatmak durumunda olanlarla bu iş yeri sahiplerinin aralarındaki ilişki biçimi ön plana çıkıyor.
* * *
Karpaz olayında başka bir ayrıntı da yine hükümetlerin aldıkları kararlar; Madem ki orası özel çevre koruma bölgesi, madem ki orada işyeri kurmak, çalıştırmak oranın özelliğine uymuyor, madem ki Mahkeme oradaki işyerlerinin yıkılmasını emrediyor, madem ki iş yeri sahipleri hapiste bile yatıyor, madem ki defalarca gidip işyerleri mühürleniyor… O zaman neden o bölgeye elektrik götürdünüz? Neden daha önce elektriksiz ayakta duran (bazılarında solar enerji) söz konusu işyerlerine (fotoğraflarda gördüğüm kadarıyla) sonradan klima taktırma olanağı bile sağladınız? Şimdi neden vazgeçtiniz?
‘Devlet’ yönetmek bu kadar basit mi! Özel çevre koruma bölgesi diye yasal bir kararla mühürleme yapıyorsanız eğer, o bölgeye neden elektrik götürdüğünüzü de izah etmelisiniz… Yoksa yine Dipkarpaz köylülerinin iddiaları doğrultusunda amaç oraları kendilerinden alıp başkalarına, ahbaplara peşkeş çekmek mi?