Bir sır vereyim mi?

Cenk Mutluyakalı

Savaşlarda “kan” akıyor, “su” değil…
Bu sözün nesi yalan?
İşin aslı herkes hemfikir...
Yine de “ortak sırrımız” olması isteniyor.
Bilelim de susalım, birlikte…

*  *  *
Başka ortak sırlarımız gibi…
Misal mi?
Kıbrıslıların adanın kuzeyinde azınlık kaldığı…
Kendi yurdunda “yurtsuzluk” açlığının büyüdüğü…
Buraları Türkiye’nin yönettiği…
İradenin, kimliğin, kültürün silikleştiği gibi…


*  *  *
Hepsini biliyor, bilmezden geliyor, ortak sırlarımız küpüne atıyoruz.
Küp çatlıyor!

*  *  *
Yok yok, bitmedi.
Başka ortak sırlarımız da var.
1974 sonrası kurulan “düzen”i aslında içselleştirdiğimiz gibi…
Hemen herkesin “kendine ayrıcalık, başkasına adalet” peşinde olduğu gibi…
Dünya kadar “hak etmediğimiz” mülkün üzerinde yaşadığımız gibi…
Seçimlerde samimiyetin tavan arasına kilitlenmesi gibi…
Gelen parayı sevdiğimiz, gelen talimata da ‘yeter ki kulağımıza söyle’ dediğimiz gibi…

*  *  *
“Türkiye’nin mutlu ve huzurlu geleceği Türkü - Kürdü - Arabı ve Türkmeni ile tüm bölge halklarının diyalog içinde inşa edecekleri bir düzenle mümkün olacaktır” sözüne kim itiraz ediyor sahi?
Ya da şu soruyu hangimiz düşünmüyor?
“Türkiye’de etnik temelli ayrı devlet istemeyenler, iş Kıbrıs’a geldi mi, niye bunu talep ediyorlar…”
Bu “ikiyüzlülüğü” de biliyor, susuyoruz mutlaka…
“Ortak sırlarımız” çoğalıyor.

*  *  *
Öyle zamanlar vardır ki, kimin ne söylediğinden çok daha önemlisi, neyin anlaşılmak istendiğidir.
Birileri tutar lafın ucunu, istediği yere çeker!
Söz değildir sorun…
Söylemektir!
Kimi hassasiyetler ya da kutsallar devreye girer ve söz, söz olmaktan çıkar, akıl tutulur, gözler kararır.
Heyula bir “ihtiyat” gelir toplumu yutar.

*  *  *
Türkiye hassasiyetlerine saygı istiyor, anlıyorum.
Kıbrıslılar da istiyor, aynı saygıyı…
Öyle her tartışmada “mal sahibi” edasıyla azarlanmak bir yere kadar…

Görüyor ve anlıyorum ki, gerçek bir bağımsızlığa ve çok daha ileri bir demokrasiye ihtiyacımız var, en az barış kadar…

*  *  *
Bir “sır” vereyim mi?
Bazen fısıltıya göçüyor tüm sözler…
Bazen sessizlik acıtıyor.