Böyle bir “demokrasi” olamaz.
Ya da “KKTC” gibi olur anca...
“Niye oy veriyoruz” sorgusu haksız mı?
Sandığa kimin hevesi kalır bu ortamda...
Meclis "azınlık"tan hükümet doğuruyor.
Bu da yetmiyor!
Tümüyle “işlevsiz” bırakılıyor.
* * *
“Gazetelerden öğrendik” diyor vekiller!
“Pijama partisi”ni değil !
Elektrik anlaşmasını...
Birleşik Kıbrıs için “müzakere”ye gelince, tutanak dahi yetmiyor oysa!
“Masada olalım” diyorlar!
Siz “siyasi eşitlik” için, yüzmeyi de deneseniz ya bir ara!
“Çerçeve” anlaşması imzalanıyor...
Ha bugün, ha yarın...
Hükümetin en tepesi okumamış henüz!
Bunu hatırlatınca gelsin ucuzluklar:
- “Elektrik istemiyorlar.”
- “Türkiye’yi de istemiyor bunlar”….
Böyle böyle ahaliyi kandırıyorlar!
Galiba...
- “Demokrasi istiyorlar...”
- “İrade istiyorlar...”
* * *
Hani projen? Hani katılımcı demokrasin? Hani senin Meclis’in?
Önce "imzalar" atılıyor, “içerik” sonra...
Her mesele “siyah beyaz” üzerine kilitleniyor ya!
Milyonlarca ara renk heba ediliyor.
* * *
Kim istemez su... Elektrik kim istemez?
Bu ülkeye "su" geldi!
Çok başka anlatılmıştı, önceden...
Kuruşu kuruşuna ödenecek tüm maliyeti.
Hem ödeyecek, hem de sahibi olamayacak bu toplum, içtiği suyun bile!
Şimdi "elektrikte ne olacak" bilmiyoruz.
Bir sabah uyanıyoruz, Türkiye'de "yeni bir anlaşma imzalanacağı" açıklanıyor.
“Çerçeve” anlaşması!
O çerçevede biz var mıyız, bilmiyoruz!
Meclis bilmiyor!
Elektrikten sorumlu kurum bilmiyor!
Toplum bilmiyor!
Kim bilecek?
* * *
Kıbrıs'ın kuzeyinin "VİLAYET"e çevrilmesine herkes isyan eder...
Kimseler kabullenmez bunu...
Öfke büyük olur...
İyi de “için için” hesap işliyor!
Derinden, sessizce...
Meclis devrede yoksa eğer...
Tek eksik VALİ mi kalıyor geriye!