Ne kadar özledik alıp başımızı gitmeyi!...
Yok öyle terk etmek! O değil.
Üç gün, beş gün, hatta üç-beş saat da olsa bir yerlere kaçıp bir kahve içmek, soğuk bir bira yudumlamak…
* * *
Uçakla korkusuz uçmak, bir yerlere gitmek, tatil yapmak…
Arabayla çıkmak yola, Türkiye’nin kıyılarını gezmek…
İstediğiniz yerde konaklamak, semaverde çay içmek…
* * *
Toplanmak ailece, kebapları çevirmek, bol sohbetli, kahkahalı, sarmaş dolaş bir gün geçirmek…
(Hâlâ hazırda bunu yapanların olduğunu söylemek de mümkün maalesef)
Sinemaya gitmek, tiyatro izlemek…
Cafede arkadaşlarla buluşmak, iki lafın belini kırmak…
* * *
Korkusuzca yeni yaşamları kutlamak…
Bebeklere sarılmak, öpmek, koklamak…
Partiler yapmak, doğum günü pastasının mumlarına üflemek…
Kucaklamak dostları, insanları…
* * *
Yeni birliktelikler, yeni düğünler, yeni evler yaratmak…
Sevmek, sevilmek, yaşamak…
“Hade kalkın şöyle bir turlayalım” demek…
“Hey, ne güzel tesadüf, sizinle burada karşılaşmak” şaşkınlığını yaşamak…
Birlikte yemek yemek, iki kadeh tokuşturmak…
* * *
Okula gitmek, ders yapmak, ders vermek…
“Otobüs geliyor, geç kalma, uyan artık” diyen annenin sesini duymak…
Telaşla kahvaltı etmek…
Bir zamanların ‘of’ dedirten rutininin güzel olduğunu anlamak…
* * *
Turistlerin yollarda, plajlarda, çarşılarda gezişlerini izlemek…
Otellerin dolduğunu, işlerin yolunda gittiğini, esnafın para kazandığını görmek…
Evlerin sabah boşaldığını, akşamları işten, okuldan gelenlerle neşe dolduğunu anımsamak…
* * *
Bir zamanlar bize sıkıcı gelen şeylerin biraz renklendirmeye çalışmakla aslında en güzel şey olduğunu anlamak…
“Bir şeyi kaybedince değerini anlıyoruz” denir ya…
Çok pahalıya da olsa, çok geç kalmış olsak da şimdi bunu kavramak…
Bitse bu pandemi de yeniden başlayabilsek diye beklemek, sabırsızlanmak…
* * *
Ah bir de bizi birazcık olsun güvende hissettirebilecek bir dayanağımız olsa…
Atamalardan, harcamalardan başı dönen! hükümetin birazcık da esnafa örneğin bir desteği olsa…
“Kredi alın, borç kapayın” demekten başka bir çare(sizlik) sunabilse…
Hani o dağa yazdıkları devlet var ya!
Birazcık güven verebilse, vatandaş güvense, “bunu da atlatırız” diyebilse…
* * *
Onu bunu bırakalım…
Kendimize güvenelim, kurallara uyalım, ikaz edelim, birlikte bu illeti atlatalım…
Atlatalım ki, önceki o beğenmediğimiz hayata geri dönebilelim…
Normalimiz olsun ama yeni normalimiz…
Özlediklerimize kavuşabilelim…
Sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, insanımızı, insanları artık kaybetmeyelim…
“Oh be, bitti” diyebilelim…
Yaşayalım…