21 Aralık-25 Aralık derken bir Yıldönümü daha geldi çattı. Bu bambaşka bir Yıldönümü ama. Tüm dünyanın malı bir Yıldönümü.
Evet... “Şöyleydi, böyleydi, şöyle olacaktı, böyle olacaktı....” derken bir yılı daha yedik. Biz yılı mı yedik, yıl bizi mi yedi ? Pek belli değil...
Hafızamı yokluyorum da, öncekilerden pek farklı geçmedi 2018 de...Aşağı yukarı, yıllardır konuştuklarımızı, aynı şeyleri tartıştık, aynı soruları sorduk 2018’de de.
***
KKTC’mizin tanınacağı falan yok... Zaten, böyle bir istekte bulunan da yok... Çözüm için çabalar var ama umut az... Kötü yönetiliyoruz... Torpil mekanizması, devam... Saçma sapan trafik kazalarından insanlarımız ölüp gidiyor... Kanser bizi içten içe kemirmekte... Kalpten göç edenler çoğaldı... Nüfus yapısı hızla değişiyor... Nasıl bakarsanız bakın, yok oluyoruz, tükeniyoruz....
Gidişata bakılırsa 2019’da da aynı terane devam edecek. Biz de aynı şeyleri konuşmaya, tartışmaya devam edeceğiz.
Tam tersi olması umuduyla, 2019’da herşeyin dilediğimiz gibi olmasını dileyelim.
Yeni yılınız kutlu olsun.
Sigaranın dumanı
Her şeyden önce ‘iyi’ (!) bir sigara tüketicisi olduğumu belirtmeliyim. Zararlarını bile bile içiyorum. Bundan son derece rahatsız olduğumu da belirteyim peşin peşin. Sakın ola, bu yazıyı okurken, ‘Sigarayı mı savunuyor ?’ sorusunu sormayınız lütfen.
***
Sigara sağlığa zararlı mı değil mi ? Bunu tartışmanın hiç gereği yok aslında. Kesinlikle zararlı. Ama, hayatımızdaki zararlılardan biri sadece. Her gün farkında olmadan soluduğumuz zehirli hava gibi... Her gün, bilmeden yediğimiz katkı maddeleriyle dolu yiyecekler gibi...
***
Adamın biri (!) zamanın birinde, “Sigara paketlerinin üzerine kocaman kocaman ‘Smoking Kills’ (Sigara Öldürür) uyarısı koyalım. İnsanlar bile bile içsinler” önerisinde bulunmuş. Öneri, alkışlarla kabul edilmiş. Çünkü, alkışlayanlar, bu uyarının hiçbir işe yaramayacağını çok iyi biliyorlarmış... Çünkü alkışlayanlar, insanların sigaradan vazgeçemeyeceklerini, ceplerini para doldurmaya devam edeceklerini de biliyorlarmış... Koymuşlar ‘uyarı’yı.. Ve tam da düşündükleri gibi olmaya devam etmiş. Her geçen yıl, sigara tüketimi artarken, tiryarkilerin yaş ortalaması da düştükçe düşmüş.
***
Sigara üretimi tüm dünyada, tüm hızıyla devam ediyor. Hem de üretim miktarı her gün biraz daha artarak. Ve de bu arada, üreticilerin ceplerini daha da doldurarak. Ama hiç kimse, mesela, “Tütün ekimi tamamen yasaklansın” veya “Sigara fabrikaları kapatılsın” kararını almaya cesaret edemiyor.
Diğer uyuşturucu maddelerin üretimi, satışı, tüketimi engellenebiliyor mı ? Malesef hayır... O sahada (!) da, aynı sigara gibi her geçen gün tüketim de artmakta kazanç da. Çok fazla değil, yakın bir gelecekte, bazı uyuşturucuların, aynı sigara gibi, üzerinde ‘Smoking Kills’ uyarısı bulunan paketlerde, orada burada satılacağını görürsek hiç şaşırmayalım.
***
Bizimkiler de uymak istediler ‘Sigara Yasağı’ akımına. “Kapalı yerlerde içilemez” dediler, ceza yağdırmaya kalktılar. Başarılı olduklarını söylemek zor.
Sigara Yasağı nedeniyle yaratılan bahaneyle, Devlet Daireleri’ndeki işlemler bile ‘sigara molası’ veren memurlar nedeniyle aksamakta. Bu bir yana, eğlence yerlerindeki Yasak’ın da uygulanamadığını herkes biliyor, görüyor.
Bir fikir...
En azından, restoran, meyhane,i bar gibi yerler, ‘Sigara İçilebilen’ ve ‘Sigara İçilemeyen’ olarak ayrılsa, örneğin iş yerinin kapısına ‘Burada Sigara İçilir’ veya ‘Burada Sigara İçilmez’ levhaları konulsa ve de tercih müşteriye bırakılsa nasıl olur dersiniz ?
Sokak Ağzı
“En sonunda Başbakan’ın kalbi de dayanamadı olup bitenlere. Allah yardımcısı olsun, sabırlar versin. Ama sağlık da versin...Geçmiş olsun Sayın Başbakan”
***
“Anastasiadis iyice saçmalamaya başladı. Bir dediği diğer dediğini de tutmuyor artık. Bu gidişle tarih kitaplarına Taksim’in mimarı olarak geçecek kendisi. Farkında mı acaba ?”
***
“Neyimiz kaldı ? Mangal, bir yudum alkol ve sigara. Şimdi de sigaraya taktılar. Herşey tamam ya ? Şimdi elinde sigarasıyla denetime gidenlerle, sigara sorununu çözmeye geldi sıra.”
***
“Umudumuz piyangolarda. Satışa çıktığından nberi her hafta bir tane alıyorum. Olur ya bana da birşeyler isabet eder belki umuduyla. Bir isabet etse neler yapardım neler. Pılıyı pırtıyı toplayıp bu memleketten kaçardım mesela.”
***
“Anlayın be insanlar.. Biz alışkın değiliz öyle gabgara çarşaflara. Ne gabgara çarşafların arkasına sığınanlara. Biz ileri doğru yürümeg isterig, asılarca gerilere değil. O gabgara çarşafınızla yanlış yerdesiniz.Hade yallah bişrazcıg daha doğuda sizin yeriniz.”
***
“Yurttaşlara örnek olacak milletvekillerimizin Meclisimizde birbirlerine hitab şekline bakın... Bakın da anlayın nelere ve kimlere kaldık...”
Anlayana
“Siyasetçinin aile terbiyesi, avam kamarasında konuşmaya başladığı zaman belli olur.” (Bernard Shaw)