ESENYLELLER müzik grubumuz 1974 öncesi Limasol ve Baf bölgelerinde çok tanınmış gruplarımızdan biriydi. Grubun temel taşlarından biri olan Mustafa Esenyel abimiz ise, bugün bile o müzik ruhunu canlı tutmayı başarmış ender müzik insanlarımızdan biridir. ESENYELLER elbette sadece 1974 öncesi Kıbrısımızın değil, 1974 sonrası, Limasol-Polemitya’dan kuzeye göç edip, Güzelyurt bölgesine yerleştikten sonra da uzunca yıllar ESENYELLER ismiyle müziklerini toplumla buluşturmaya devam etmiştir.
Bu söyleşimizi, grubun lokomotifi Mustafa Esenyel ile gerçekleştiriyoruz.
Mustafa Esenyel , 4 Ağustos 1947 yılında Limasol'un Binatlı - Polemitya köyünde doğdu. Polemitya köyümüz o yıllarda Kıbrıslı Rumlar ile birlikte yaşayan karma bir köydü. Kıbrıslı Rumlar ile aralarında gerçek bir komşuluk ilişkileri vardı. Şimdi sözü Msutafa Esenyel’e bırakıypr ve çocukluğundan başlayıp ilk müzikle tanıştığı günlere gidiyoruz.
Çocukluğumdan hatırladığım, biz Türkler ve Rumlar hep birlikte oynardık. Bizler genellikle Rumca öğrenir konuşurduk ama onlar Türkçe pek öğrenmezdi. 2004 yılında Tam 30 yıl sonra sınırlar açılınca eski Polemitya'da evimizi görmeye gittiğimde eski çocukluk arkadaşım " Mihalagis " ayni evde oturuyordu ve ismini çağırdığımda , eşine demiş ki "Bu Mustafa'nın sesi " demelerini hiç unutmadım.
Müzikle belki klasik olacak ama daha çocuk yaşlarda tanıştım. İlkokul ve ortaokulda koroda idim. Babam, Keman enstrümanını çok sevmesinden dolayı kendisinin bana aldığı keman ile bu enstrümanı çalmaya başladım. Babam Kıbrıs havalarını çok severdi , " Ben işten yorgun argın gelince bana çalarsın yorgunluğum gider " derdi hep. Beni çocukluğumda müziğe, Kıbrıs'ta en önemli Müzik öğretmenlerinden olan Fikret Özgün hocam başlatmıştı. Üç yıla yakın ondan müzik dersleri aldım. Nota ile çalabiliyordum. Fikret Özgün ile çok özel bir dostluğumuz vardı, benim keman çalışımı çok beğenirdi. Ne zaman ki on yedi yaşıma geldim, şarkı söylemeye de başladım. İşte o zaman da köyde bir müzik grubu kurmaya karar verdim. Böylece ESENYELLER grubu doğmuş oldu.
Elbette bir müzik grubu oluşturmak çok güzel bir fikirdi. O yıllarda da bu yıllarda da böyledir. Fakat burada en önemli konulardan biri de, elemanlardan ve enstrümanlardan öteye, grubun ne tür şarkılara repertuarlarında yer verecek olmasıydı. İşte böylesi dönemlerdeki popüler sanatçılar, genç sanatçılar üzerinde büyük bir etki yaratabiliyordu. Ve elbette müziğinizi yapacağınız mekânlar da büyük önem taşımaktaydı.
Bizim gençlik yıllarımızda The Beatles, Elvis Presley çok meşhurdu. Türk sanatçılar içerisinde ise , Barış Manço, Cem Karaca, Ayten Alpman , Neşe Karaböcek, Nesrin Sipahi, Yıldırım Gürses , Salim Dündar , severek dinlediğim sanatçılardandı. O yıllar bizim için müthişti. Limasol bölgesi bu anlamda kültür ve doku olarak çok üst seviyede idi. Limasol'da KARELER , Polemitya'da MARTILAR ve biz ESENYELLER, Piskobu’da ( Yalova) önceleri ÖRÜMCEKLER ve daha sonra kurulan HALKALAR çok popüler orkestralar arasında idi. Leymosun'da Park Gazinosu, Magic Bar, Polemitya'da Vatan ve İdeal Sinemaları, Kandu (Çanakkale) köyünde Kahvehane önü, Piskobu’da (Yalova) Spor Kulübü genellikle çaldığımız mekânlardı. Tabii ki Baf bölgelerinin köylerinde, okullarda, köy kahvehanelerinde, evlerin avlularında da ayrıca müzik yaptığımız oluyordu. Orkestraların repertuarlarında Hafif Batı müzikleri aranjman şarkılar, yabancı ballad şarkılar, ve Türk Sanat müziği şarkıları ve oyun havaları çalınırdı.
Bayrak Radyosu ve özellikle Hüseyin Kanatlı’nın Plâk Yarışı programındaki listenin birçok müzisyenimiz üzerinde özellikle günün popüler şarkılarını dinleyip repertuarlarına katmaları açısından büyük öneme sahip olduğunu biliyoruz. Kendi grupları ve müzisyen olark kendisini bu program ne kadar etkiledi ve genel olarak böylesi programların dinleyici ve müzisyenler üzerindeki etkisini merak ediyorum.
Rahmetli Hüseyin Kanatlı, şahsımın da çok çok sevdiği bir müzik sevdalısı kişi idi. O yıllarda Bayrak Radyosu en geniş repertuvara ve arşive sahip Kıbrıs Türkünün sesi konumunda idi. En yeni şarkıları biz radyodan dinler, daha sonra sevdiğimiz arkadaşımız Arif İskeleli (plakçı) bize banda alır, şarkıları repertuarımıza böylece yeni şarkıları koyardık. O yıllarda müziğe, şarkılara erişim çok da kolay değildi. Enstrümanlara da öyleydi. Meselâ benim aslında ilk enstrümanım saksafon idi. İki ay çaldıktan sonra bademciklerim sürekli şişmeye başlayınca bırakmak zorunda kaldım. Daha sonra bildiğiniz gibi Keman ve org ile devam ettim.
Tekrardan ESENYELLER grubumuzun kuruluş günlerine dönmek istiyorum. İlk kuruluşu hangi elemanlarla gerçekleştirmiş, müzik çalışmaları nasıl bir yoğunluktaydı, 1974 sonrası kuzeye göçle birlikte ESENYELLER yoluna nasıl devam etmişti şeklinde birden fazla sorumu yöneltiyorum Mustafa Esenyel’e.
Benim önderliğimde kurulan ESENYELLER orkestrası 1967-68 yıllarında kurulmuştur.
Orkestrada ben keman , kardeşim Esengin bateri’de ve kız kardeşimin eşi olan Fuat Tatlıses bas gitar çalıyordu.Hepimiz de kendi tarzlarımıza göre vokal de yapıyorduk.
Daha sonra orkestramıza Ertan Özeral ( Gitar ) ve sırası ile Halamın oğlu Yaşar Cahitoğlu Akordeon ve ardından bateriye geçti.
Biz 1974 yılına kadar Limasol ve Baf bölgelerinin en fazla tercih edilen orkestraları arasına girdik. Tabii ki düğün müzikleri icra ediyorduk, o yüzden dönemin en popüler şarkılarını çıkarıp çalıyorduk. İnsanlar radyoda, televizyonda dinledikleri şarkıları hemen bizden de dinliyordu.
Repertuarımız genellikle o yıllarda Türkçe ağırlıklı idi. İcra ettiğimiz ilk aklıma gelen; “Son Bahar Rüzgârları, Samanyolu, Aynalar, Artık Sevmeyeceğim, Damarımda Kanımsın, Resimdeki Gözyaşları, Aşkının Kanunu, Kalbimi Kim Çalıyor, Geçse de Gençlik Çağım,” gibi şarkılardı. İngilizce olarak, “Yesterday” o dönemin popüler şarkıları idi, The Beatles’lar.
1974 'den sonra Kuzey’e göç edince orkestranın ismini “Güneyli ESENYELLER” olarak devam ettirdik. Bir anlamda ESENYELLER ismimize kattığımı “Güneyli” tabiriyle güneyden göç ettiğimizi ve köklerimizin güneye kadar gittiği mesajını vermek istemiştik.
1979-80 yılına kadar bu ekip ile tabiri caiz ise düğünlerde, Güzelyurt bölgesinde tozunu attırdık. Müthiş bir düğün geleneği olan Güzeltyurt’ta çok yoğun düğün geceleri, yılları geçirdik.
Daha sonra aramıza katılan Ertan Özeral (Tamburi) bateriye geçti ve bu güzel orkestra ‘80’li yıllara kadar Kıbrıs’ın düğün orkestrası olarak en fazla düğün, en fazla nişan, kına gecesi, sünnet törenlerini yapan grubu unvanına erişti.